Kaldığı cezaevinde yaşamına son veren tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatı duruşmaların kapalı yapılmasını talep etti. Çete elebaşı olduğu söylenen Fırat Sarı ise "Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadı?" dedi.
Haber Merkezi
İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olmak ve haksız kazanç sağlamakla suçlanan sanıkların yargılandığı davanın üçüncü duruşması dün başladı.
47 sanığın yargılandığı davada, örgüt yöneticisi İlker Gönen’in tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmesinin ardından sanık sayısı 46'ya düştü.
İntihar eden İlker Gönen’in avukatı kapalı duruşma istedi
Davanın dünkü duruşmasında İlker Gönen’in avukatı Aydın Mantar, duruşmanın kapalı yapılmasını talep etti.
NTV'de yer verilen bilgilere göre, Aydın Mantar duruşmada söz almak istedi. Mahkeme başkanı, "Dosyada müdafiliğiniz kalmadı" diyerek söz hakkı vermedi. Ardından avukat Aydın Mantar, "Vekaletle işimiz yoktur, sanık Fırat Sarı’nın avukatı olarak devam etmek istiyorum. Ben İlker ağabeyime en azından yargılanma sözü verdim. Verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal sadece benim değildir. Soruşturmanın en başından beri servis edilen haberlerle bu insanlar yargılama başlamadan yargısız infaza uğradı. İş bu sonuca vardı. Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
'Opera bebeğin durumu sabah çok kötüydü'
Duruşmada, Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan Şenay Çalıkoğlu tanık sıfatıyla beyanda bulundu. Çalıkoğlu, "Hayatını kaybeden Opera bebek devlet hastanesinden geldi. Ertesi gün herkes bebeğin peşindeydi. Kan almak istiyorlardı ama alamıyorlardı. Geceye kadar oradaydı bebek. Hemşire Doğukan’a ulaştım, Doğukan geldi. Doktor olarak Şeyhmus hoca vardı ama bebeğin geldiğinden onun haberi yokmuş. Ben erken çıktım, tedavi sürecini görmedim. Bebeklere ne yapılacağını Şeyhmus yönlendiriyor, Doğukan yapıyordu. Hemşire olarak Yaren ilgilendi. Bebeği sabah gördüğümde durumu çok kötüydü, baygın gibiydi ve nabzını alamıyorduk. Bebeği ilk aldığımızda entübeydi. Sabaha karşı entübe olup ölen bebekler yoğun bakımda bekletilirdi çünkü geceleri morg kapalı olurdu" diye konuştu.
Tanık doktor Oktay Torun ise son 7 yılda yenidoğan yoğun bakıma bakmadığını söyledi, "Son dönemde Fırat Sarı baktı yenidoğana. Ben yenidoğan bebeklerin gündüzleri kontrollerini yapıyordum. Biz genelde poliklinik yapardık. Hastalarımın epikrinizi kendim düzenlerdim" diye konuştu.
Sanık avukatının "Hayatını kaybeden Kaya bebeğin epikriz raporlarında sizin elektronik imzanız var. Bunu nasıl açıklayacaksınız?" sorusu üzerine Torun "Ben Kaya bebeği hiç görmedim. Elektronik imzayı hep yanımda taşıyordum. Biri alıp imzaladıysa hastane yönetimi alıp imzalamıştır. Yani başhekim Ali Dirik. Kaya bebek 500 gram doğmuş. 500 gram doğan bir bebeği yaşatmak çok zor" dedi.
Sarı: Başımıza bunlar gelirse bunun sorumlusu sizsiniz
Organize suç örgütünün elebaşı olduğu söylenen Fırat Sarı savunmasında, "Ben değerli bir meslektaşımı, arkadaşımı kaybettim ve bir avukatın çıkıp bizi bebek katili ilan etmesini kabul etmiyoruz. Bizim de başımıza bunlar gelirse bunun sorumlusu sizsiniz. Bu grupta olabilecek her ölümden buradaki avukatlar sorumludur. İlker üç çocuk babasıydı ve böyle bir şey yapacak biri değildi" ifadelerini kullandı.
Savunmasına devam eden Sarı, "Suçlu olsaydık İlker intihar etmezdi. Ben bu kadar algı varken SGK ne rapor verecek çok merak ediyorum. Biz bir ateşin içerisinde 10 aydır yanıyoruz. Korkunç tutukluluk koşulları yaşıyoruz. Adil yargılamak istiyorsanız medyaya yasak koymanız gerekiyor. Adalet olacaksa herkese olmalı. Geçen duruşma reddi hakim istediler. Adil yargılanmama kaygımız var. Ben ayakta duruyorsam ölmüyorsam gerçekler ortaya çıksın diye" dedi.
'Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadı?'
DHA'nın haberine göre, Sarı mahkemede "3 kişinin oluşturduğu hırsızlık dışında bir suç yok. Bu bebek ölümleri çıktı. Savcı takip etti. Biz bebek öldürüyorduk da, savcı neden 'Durun' demiyordu? Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadı?" şeklinde konuştu.
Duruşma savcısı, sanık İlker Gönen'in hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında davanın düşmesine karar verilmesi hakkında mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarının ve avukat beyanlarının alınmasına bugün devam edecek.
Kime ne kadar ceza isteniyor?
İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'nın 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Gıyasettin Mert Özdemir'in ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Bakan yardımcısından 'yenidoğan çetesi' itirafı: 'Bir hastane ile 189 davamız var' | ![]() |