Yeni bilirkişi Diyarbakır-Mardin yangınında 'sorumlu bulamadı': 'Rapor DEDAŞ'ı aklamak için hazırlandı'

Diyarbakır-Mardin yangınında elektrik dağıtım şirketini sorumlu tutan bilirkişi raporunun yenisi istendi. Bu defa şirket suçlu bulunmadı. Hukukçular soruşturma sürecine tepkili.

Yekta Armanc Hatipoğlu

20 Haziran'da Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Köksalan Mahallesi’nde başlayan, rüzgârın şiddetiyle geniş bir alana yayılan yangında 15 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 80 kişi yaralandı. Olaya ilişkin devam eden soruşturmada kritik bir gelişme yaşandı. Yenisi istenen bilirkişi raporu ilkinin aksine elektrik dağıtım şirketini akladı.

Yangının ardından alevlere neyin sebep olduğu tartışma konusu haline gelmişti. Henüz olayın yaşandığı ilk saatlerde Diyarbakır Valiliği ve Sağlık Bakanlığı "sebep anız yakılması" dedi ve suçu bölgedeki köylülere attı. İçişleri Bakanlığı "Yangın şu sebeptendir dediğimiz bir tespitimiz yok" sözleriyle bu iki kurumu boşa düşürdü. 

Görgü tanıklarıysa yangının elektrik tellerinden çıktığını söylüyordu. Nitekim Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada, 21 Haziran günü, yani yangından bir gün sonra görevlendirilen bilirkişi, hazırladığı ön raporda yangının çıkış sebebinin elektrik direklerinden kopan tellerin yarattığı kıvılcımlar olduğunu kaydetti.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun yangının ardından hazırladığı raporlar da yangının anız değil elektrik iletim hatları nedeniyle olduğunu ortaya koydu.

İddiaların hedefindeki Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) sorumluluk kabul etmedi. "Hatta yangının meydana çıktığı bölge olarak belirtilen bazı alanlardan elektrik iletim hatlarının dahi geçmediğini gördük” dedi ancak yangının çıktığı bölgede DEDAŞ’a ait olan elektrik iletim hatları görüntülendi.

Yeni bilirkişi heyeti sorumlu bulamadı

Elektrik dağıtım şirketinin açık sorumluluğuna işaret eden bilirkişi raporuna karşın savcılık yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını ve yeni bir rapor hazırlanmasını istedi.

Yeni heyet çalışmasını geçtiğimiz günlerde tamamladı. 14 Ağustos’ta soruşturma dosyasına sunduğu raporda yangının çıkış nedenini belirsiz bıraktı. Raporun ilgili bölümü şöyle:

“Elektrik bilirkişileri olarak yapılan keşiflerde, dosyadaki mevcut belge, fotoğraf video ve kriminal inceleme sonucu oluşan raporlar incelendiğinde oluşan yangının elektrikten kaynaklandığının tespitini yapmak mümkün değildir. Ayrıca elektrikten kaynaklandığına dair somut bir bulguya da rastlanılmamıştır. Yangın bilirkişisi olarak değerlendirildiğinde Olay yerindeki incelemelerden ve dosya üzerindeki bilgiler ışığında tarafımıza gösterilen elektrik trafosu, elektrik direği ve tellerinden yangının başlamadığı 112 çağrı merkezinin ses kayıtlarında yangının Köksalan mahallesinin çevresinde başladığı, yangının başladığı zamana ait herhangi bir görüntü ve video kaydı bulunmadığı, ses kayıtlarında önce patlama olduğu sonra yangın çıktığı patlamanın kaynağının ne olduğuna dair bir bilginin bulunmadığı, yukarıda belirtiğim yangın çıkış sebeplerinden herhangi birinden başlamış olabileceği kanaatindeyim.”

Bilirkişi görüşüne itiraz Diyarbakır Barosu'ndan geldi. Sosyal medyadan yapılan açıklamada soruşturma sürecinin failleri akladığı belirtilerek şu tespitlere yer verildi:

"Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunularak, alınan raporun bilimsel ölçütlerden yoksun ve subjektif değerlendirmeleri kapsadığı belirtilmek suretiyle, itiraz edilmiş; aynı zamanda bilirkişi heyetinin çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlarla yangın sebebini belirlemeden ziyade fail/leri aklayıcı nitelikte rapor tanziminden dolayı Diyarbakır Bilirkişilik Karar Bölge Kurulu Başkanlığı’na şikâyet başvurusunda bulunulmuştur."

Diyarbakır Barosu tepkili: Yeni rapor faillerin korumak için hazırlandı

Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren soruşturma sürecini, yeni bilirkişi raporunu ve bundan sonra atacakları adımları soL’a anlattı.

Eren, yeni bilirkişi raporunun tüm iddiaların araştırılması ve yangının sebebinin tam olarak tespit edilmesi için istendiğini ancak dosyaya sunulan raporun bunun uzağında olduğunu söyledi:

"Maalesef yakın zamanda bilimsel değerlendirmelerden uzak, adeta yangının elektrik direklerinden kaynaklanmadığını zorlama bir şekilde, subjektif değerlendirmelerle, failleri gizleme yönünde bir rapor dosyaya sunuldu. Savcılığın yangının neden kaynaklandığı konusunda bir tespit yapılması talebi somut şekilde bilirkişilere iletilmişken bilirkişiler yangının olası bütün faktörlerden, bir izmaritten, anız yakması ya da kasıtlı şekilde yakılıp çıkabileceği gibi birçok faktör üzerinden değerlendirme yapmış ama yangının elektrik direkleri nedeniyle çıktığı konusunda bir tespit yapmadıkları gibi aslında talepleri karşılamayan bir bilirkişi raporu sundular dosyaya."

Eren, bilirkişi raporunun faillerin korunması için hazırlandığına emin olduklarını, Diyarbakır Barosu’nun yangınının sorumlularının açığa çıkması için hukuki mücadeleye devam edeceğini kaydetti:

“Biz bu raporun belli faillerin korunması için hazırlandığına eminiz. Diyarbakır Barosu, 15 insanımızın yaşamına mal olan bu yangın felaketinden kaynaklı sorumluların açığa çıkması ve yargılanması konusunda hukuki mücadeleye devam edecek. Nihayetinde söz konusu bilirkişilerin, bilirkişilik müessesinin gerektirdiği niteliklerde objektif ve mahalde gerçekleşen tanık beyanları doğrultusunda ya da tanık beyanlarına uygun bir rapor tanzim etmedikleri çok net. Kendileri hakkında Diyarbakır Bilirkişilik Kurulu’na gerekli başvuruları yapmış bulunmaktayız.”

Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren

TKP Diyarbakır: Sorumlular el çabukluğuyla aklandı

Yangına neden olmakla suçlanan DEDAŞ, Eksim Holding'e ait. Türkiye Komünist Partisi (TKP) Diyarbakır İl Örgütü “Eksim Holding’in fişini çekeceğiz! DEDAŞ halkımıza feda olsun!” başlıklı açıklamasında sorumluların bilirkişi raporunda yer almamasına da değindi.

“İlk yaptığı açıklamalarda ‘anız yakıldığını’ söyleyerek yurttaşları suçlayan şirketin, görgü tanıklarının ifadesi ve bilirkişi raporu sonucunda yangına neden olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak daha önce onlarca faciada olduğu gibi burada da sorumlular el çabukluğuyla aklandı.”

Arka planında özelleştirme var

İddiaların hedefindeki DEDAŞ’ın bir özelleştirilme geçmişi var. DEDAŞ'ın özelleştirme süreci ve şimdi kimlerin elinde olduğu, yangının neden çıktığı sorusuna aynı zamanda yanıt veriyor.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 18 Mart 2010 tarihinde yayınlanan ihale ilanıyla başlayan Dicle EDAŞ’ın özelleştirme süreci, 09 Ağustos 2010 tarihinde yapılan ihaleyle sona erdi. Böylece Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerini kapsayan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. satıldı. 2013’te de kurumun hisselerinin tamamı satılarak özelleştirildi.

DEDAŞ bugün Eksim Holding Enerji Grubu tarafından işletiliyor. İsmail Fahreddin Tivnikli ve Abdullah Tivnikli tarafından kurulan Eksim Holding, AKP’ye yakınlığıyla biliniyor. “Erdoğan’ın prensi” ve “Becerikli Abdullah” isimleriyle tanınan Abdullah Tivnikli’nin adı 17-25 Aralık operasyonlarında geçiyordu.

O dönem mallarına el konulma kararı çıkarılan isimlerden biri olan Tivnikli hakkında aynı zamanda yakalama kararı da verilmişti. Abdullah Tivnikli, Eksim Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı’yken, 2018 yılında, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede, 59 yaşında ölmüştü. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tivnikli’nin cenazesine katılmış, burada bir konuşma yapmıştı.

DEDAŞ’ın ismi daha önce gün yüzüne çıkan ihalelerle anılıyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, 13 Eylül tarihinde 2022 yılı için “serbest piyasadan elektrik enerjisi alımı” ihalesi düzenlenmiş, ihalenin tam 131 milyon 55 bin liralık en büyük dilimini Cengiz Holding’e bağlı Cengiz Elektrik Şirketi, ihalenin 91 milyon 141 bin liralık kısmını Eksim Holding’e bağlı Dicle Elektrik Şirketi ve 11 milyon liralık kısmınıysa Limak Holding’e bağlı Limak Uludağ Elektrik Şirketi almıştı.

soL, bu sömürü çarkını tüm ayrıntılarıyla "Kesinti" belgeselinde ele aldı.

Belgesel, yıllardır suya erişimi kısıtlanmış olan Muş’un Bozbulut köyünün öyküsünden hareketle elektriğe, özelleştirmelere, AKP’ye, Sabancılara, beşli çeteye, Kazım Türker ve Cumhur Ersümer’e uzanıyor.