Bugün Yasin Aktay’ın Yeni Şafak’taki yazısının başlığı: “Hafızayı tazelemek adına, Suriye’de işler bu noktaya nasıl geldi?”
Aktay esas tezini daha ilk cümlede yazmış, onun kalınlaştırdığı yerleri de aynen aktaralım:
“Suriye’de 13 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan sorun kısa süre içinde birçok ülkeyi de içine alan bir uluslararası sorun haline geldiyse de esası itibariyle Suriye rejiminin kendi halkıyla arasında cereyan eden bir sorundur.”
Öyle bir anlatıyor ki Aktay, Suriye rejimi “halkla didişmeyi” seçmiş, “olaylar bu aşamadayken Suriye dışından herhangi bir aktörün müdahalesinden söz edilemez”miş…
İki ay önce soL’da çok yerinde bir hatırlatma yapılmıştı, Suriye’deki eylemlerin silahlı çatışmaya evrilmesindeki ilk olay olan Cisr El Şuğur katliamında Türkiye’nin baştan veri parmağı olduğunu vurgulayan: Suriyeli göçmen meselesi nasıl başladı: Herkesin unuttuğu ilk çadırların kuruluş öyküsü
Ama hadi Yasin Aktay soL’u okumuyor, kendi söylediklerini de mi hatırlamıyor?
Ocak 2014… CNNTürk ekranlarında bir tartışma programı. Konu, Suriye’deki muhalif gruplara gizlice silah taşırken yolu kesilip devlet içinde krize neden olan MİT tırları. Konuklar Kadri Gürsel, Nazlı Ilıcak ve Yasin Aktay.
Aktay şunları söylüyor:
“Şunu vurguluyorum, bakın, Türkiye’nin Suriye içerisinde her ne yapıyorsa hakkı vardır. Bu baltalanmaya çalışılıyor.”