Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin “ihlal” kararını tanımayan Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, şaşırtıcı bir karara daha imza attı. Mardin'de 2016 yılından bu yana tutuklu yargılanan Zafer Demir hakkında yerel mahkemenin “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla verdiği 6 yıl 3 aylık hapis cezasına gösterilen gerekçeyi “yetersiz” bulan 3’üncü Ceza Dairesi, dosyada olmayan beyanları “delil” olarak kabul edip kendisi ceza verdi.
Zafer Demir’in de olduğu 13 Kürt siyasetçi hakkında 2016 yılında yaşanan bir patlamanın ardından dava açılmış ve aralarında Demir’in de olduğu 4 kişi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar değişen hapis cezaları verilmişti.
Mahkeme, Zafer Demir hakkında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla verilen cezaya gerekçe olarak 2014 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından düzenlenen bir toplantı tutanağına katıldığına dair imzasının olmasını gösterdi. Diyarbakır Bölge İstinaf Mahkemesi kararı “uygun” bulurken, Demir’in avukatı Yargıtay’a itirazda bulundu.
Yargıtay olmayan beyana dayanarak mahkumiyet verdi
Kararı değerlendiren Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, "dökümanda adının yazılı olmasının silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden tek başına delil kabul edilemeyeceği" değerlendirmesinde bulundu.
Kararın devamında Demir’in 2 Ocak 2017'de “kırsal alana giderek, örgüt mensuplarıyla görüştüğünü, örgüt adına para temin ettiğini, örgüte eleman kazandırdığını kabul ettiği” savunuldu. Ancak Demir'in avukat Erdal Kuzu, müvekkilinin böyle bir beyanı olmadığını, o tarihte de tutuklu yargılandığını hatırlattı.
Mezopotamya Ajansı'na konuşan Kuzu, Yargıtay’ın yerel mahkeme dosyasında yer almayan bir ifadeyi varmış gibi gösterdiğini belirterek, “Daire, müvekkilime ait olmadığı çok net şekilde sabit olan bir başkasına ait olan ifadeyi sadece isim benzerliğinden kaynaklanarak, müvekkile ait olduğunu kabul etti. Kendisi ilk derece mahkemesi gibi yargılama yaptı, savunma almaksızın hükmü onama yoluna gitti. Çok trajik bir durum ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Durumu tespit etmelerine ve gerekli itirazları yapmalarına rağmen Yargıtay’ın müvekkili hakkında verilen kararı onadığını kaydeden Kuzu, “Müvekkil şu anda bir başkasına ait ifade nedeniyle, dosyada yer almayan bir ifade nedeniyle örgüt üyeliğinden cezaevinde bulunmakta, hükümlü hale gelmiştir. Zira en üst denetim mekanizmasının dosyanın içeriğine bakmaksızın, dosyadaki belgeleri incelemeksizin, sadece isim benzerliği üzerinden müvekkile ait olarak kabul edip, dosyayı onaması Türkiye’deki hukuk sisteminin geldiği noktayı gösteriyor” dedi.