Venezuela'da devlet başkanlığı seçimlerini ülkenin mevcut lideri Nicolás Maduro kazandı.
Ulusal Seçim Konseyi'nin (CNE) bildirdiğine göre, Maduro, yüzde 59'luk bir katılımla gerçekleşen seçimde yüzde 51,2 oy oranıyla yeniden seçildi. Maduro, böylece üst üste üçüncü kez devlet başkanı seçilmiş oldu.
Amerikancı muhalefetin adayı Edmundo González Urrutia ise, oyların yüzde 44,2'sini alarak ikinci oldu.
Maduro, duyurudan kısa süre sonra yaptığı konuşmada, yeniden seçilmesinin "barış ve istikrarın bir zaferi" olduğunu söyledi. Devlet Başkanı, seçimlerin şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini vurguladı.
Muhalefet ve Batı medyasından 'hileli seçim' iddiası
Batı medyasıysa, seçimlerde hileli olduğuna dair iddialar ortaya attı. Çeşitli Batılı medya kuruluşları, CNE'nin Maduro'nun elinde olduğunu ileri sürdü.
Muhalefet güçleriyse sonuçlara itiraz etmeye hazırlandıklarını bildirdi. Muhalefet temsilcileri merkezlerdeki kampanya temsilcilerinden topladıkları sayımların "Gonzalez'in Maduro'yu alt ettiğini gösterdiğini" iddia etti.
Amerikancı muhalefet lideri Maria Corina Machado da, Gonzalez'in oyların yüzde 70'ini kazandığını öne sürdü.
Seçim sonrası başkent Caracas'ta düzenlediği mitingde konuşan Machado, "Ülkenin her sektöründe ve her eyaletinde kazandığımızı tüm dünyanın bilmesini istiyoruz. Bugün ne olduğunu biliyoruz" dedi.
Muhalefet adayı Gonzales ise, başkent Caracas'taki destekçilerine yaptığı konuşmada, hükümetin "tüm kuralları ve normları ihlal ettiğini" iddia ederek, "Öyle ki oy pusulalarının çoğunu görmemiz engellendi" diye konuştu.
Gonzales, destekçilerini sokağa çıkmaya veya şiddet eylemlerinde bulunmaya çağırmayacağını ifade etti.
ABD ve AB'den 'şeffaflık endişesi'
Seçimin ardından açıklama yapan Washington da sonuçlara dair memnuniyetsizliğini dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Maduro'nun zaferinin ilan edilmesinden duyduğu endişeyi ifade ederek, ABD'nin oyların "adil ve şeffaf bir şekilde" sayılmasını istediğini savundu.
Blinken, "Açıklanan sonucun Venezuela halkının iradesini veya oylarını yansıtmadığı konusunda ciddi endişelerimiz var" dedi.
Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler de, "oylamanın şeffaflığı konusunda endişeli olduklarını" söyledi.
Elon Musk 'seçimde hile' diye sahte video paylaştı
Latin Amerika'da ABD destekli darbe girişimlerini desteklemesiyle bilinen ABD'li milyarder Elon Musk da, seçimlerde hile olduğunu iddia edenler arasındaydı.
Musk, seçimdeki hileye "kanıt" olarak X hesabından bir video paylaştı. Musk'ın paylaştığı hesabın iddiasına göre, Maduro'nun "komünist çetesi Colectivos", Venezuela'nın Falcón eyaletindeki seçim merkezini basıyordu.
Ancak videonun bambaşka bir olayın görüntülerini içerdiği ortaya çıktı. X okuyucularının eklediği düzeltmede, videodaki kişilerin bir eve girerek klima çaldığı belirtildi.
Düzeltmede, Venezuela'daki oylamanın küçük tabletlerle yapıldığı, seçimlerde videoda görülen ortamın söz konusu olmadığı anımsatıldı.
Latin Amerika'nın sağcı hükümetleri de sonuçlara karşı çıktı
Kosta Rika Devlet Başkanı Rodrigo Chaves ve Peru Dışişleri Bakanı Javier Gonzalez-Olaechea da resmi seçim sonuçlarını hileli olduğu iddiasıyla reddetti. Peru, Caracas büyükelçisini "halk iradesinin ihlali" nedeniyle geri çağırdı.
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric sonuçları "inanılması zor" olarak nitelendirirken, Uruguay Devlet Başkanı Luis Lacalle Pou "sayımın açıkça hatalı olduğunu" iddia etti.
Müttefik ülkelerden Maduro'ya destek
Diğer yandan, Maduro, müttefikleri Bolivya, Honduras ve Küba'dan destek aldı.
Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, Maduro'nun "emperyalist yanlısı muhalefeti temiz ve kesin bir şekilde yendiğini" söyledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı da Maduro'ya yeniden seçilmesinden dolayı tebriklerini iletti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, sonuçlardan dolayı Maduro'yu tebrik etti.
Maduro'nun muhalefetle yaptığı anlaşma
Bu, geçtiğimiz yıl Maduro hükümeti ve muhalefet arasında yapılan anlaşmadan sonraki ilk seçimdi.
Bu anlaşma, ABD'nin Maduro'nun 2018'de yeniden seçilmesinden sonra uygulanan yaptırımları geçici olarak hafifletmesine yol açmıştı. Maduro'nun ABD'nin şartlarını yerine getirmemeye başlamasının ardından yaptırımlar yeniden yürürlüğe girmişti.