Ürünleri ellerinde kalan domates, karpuz, kavun üreticilerinin eylemleri devam ediyor. Üreticiler, geçen hafta Bursa Karacabey'de 4 saat süreyle Bursa-İzmir yolunda traktörleriyle eylem yapmış ve "hükümet istifa" sloganları atmıştı. Üreticiler, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş'ın domateslerin alınacağına dair verdiği sözden sonra eylemlerine son vermişti.
Bursa’dan sonra bugün de Balıkesir’in Bandırma ilçesinde üreticiler Aksakal Mahallesi'nde bir araya geldi ve tepkilerini dile getirmek için eylem yaptı. Fabrikaların verdiği fiyatların çok düşük olduğunu belirten çiftçiler, ürünleri tarlada kaldığını belirtti.
Bandırma Ziraat Odası'nın çağrısıyla Aksakal Mahallesi'ndeki pancar toplama alanında bir araya gelen çiftçiler buradaki basın açıklamasının ardından traktörleriyle Bandırma-Susurluk yoluna gitti. Bandırma ilçesindeki diğer mahallelerde üretim yapan çiftçilerin eyleme katılmaları jandarma tarafından engellenirken, karayoluna gidişlerine izin verilmedi.
Bandırma-Susurluk yolunu kapatan çiftçiler jandarmanın engelleme çabasına karşın eyleme devam etti.
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş ve İYİP Milletvekili Turhan Çömez ile Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın'ın da destek verdiği eylemde çiftçiler, karayolunu çift yönlü olarak yaklaşık 1 saat trafiğe kapattı.
'Fabrikalar fiyat düşürüyor'
Eyleme katılan Gıda-İş Bandırma Şube Temsilcisi Recep Gökdeniz domates üreticilerinin fabrika patronları tarafından mağdur edildiğini söyleyerek, “Üreticilerin bölge fabrikalarıyla sözleşmeleri var. Sene başında sözleşmeler yapılmış, ancak şu an fabrikalar fiyat düşürüyor. 2 liranın dahi altında fiyat veren fabrikalar var ve üretici domatesini tarladan çıkaramıyor. Patronlar ise işi bedavaya kapatmak için domatesleri almıyor. Yani ürünler tarlada kalmış durumda” dedi.
Eylemde, “Hükümet istifa”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.
Can Koçyiğit isimli çiftçi eylemde yaptığı konuşmada “Biz burada jandarmamızla, polisimizle karşı karşıya gelmekten mutlu değiliz. Biz sadece Tarım Bakanı’nın buraya gelip bizlerle ilgilenmesini, bu zor ekonomik şartlarda bize bir yol haritası çizmesini istiyoruz” dedi.
'Bezelye, soğan, karpuz tarlada kaldı, şimdi ne olacağı belli değil'
Koçyiğit şunları söyledi:
“İlk hasadımız buğday ve arpaydı. Samanını zor kaldırdık. 2 bin 500 lira zarar ettik. Daha sonrasında bezelye tarlalarda kaldı. Soğan, karpuz tarlada kaldı. Şimdi biber, pancar, mısır ve ayçiçeğinin ne olacağı belli değil. Ben amcalarıma soruyorum. ‘Biz ilk defa bir ürünün ne olacağını merak ediyoruz’ diyor. Fiyatı belli değil. Kaça satacağız belli değil. Alıcılar ortada yok. Bu nasıl devrandır, bu nasıl bir zulümdür?
Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz milleti ve vatandaşıyız. Bizi kimse sahipsiz bırakmasın. Domatesi mart ayında 3,5 liradan taahhüt aldılar. Bugün ise bizi 2 liradan serbeste mahkum ediyorlar, ihracata kapalı olduğu için. Tarım Bakanı sanayiciye mi vuruyor, bize mi vuruyor? Hayır. Sanayici 2 liraya alıyor. Taahhüdümüzü zor şartlarda götürmeye çalışıyoruz. En ağır maliyeti olan domatesin (dekar başına) 35 bin lira maliyeti var. Bugün dönüm başına 20 bin lira zarar ediyoruz. Hak mıdır, reva mıdır? Bize bazı kaymakamlar ‘Bu sene de kazanmayın’ diyor. Ey kaymakam, ey vali, ey komutan size söylüyorum; bir sene maaş almayın, gidin evinize oturun. İnsanlar nasıl geçiniyor, haberiniz var mı? Bana diyorlar ki, her yeri keseceğiz. Ben çiftçiyim. Atatürk’ün ‘Milli ekonomi tarımdır’ dediği çiftçisiyim ama bugün tarım, ithalata bağlandı. İhracat kapatılıyor ve biz bilinçli olarak bitiriliyoruz. Valime, genel komutanıma, kaymakamıma buradan sesleniyorum. Tarım Bakanımızla görüşsünler ve bugün bir görüşme yapmak istiyoruz. Aksi takdirde eylemimiz devam edecektir. Allah tüm çiftçimizin bu sene yardımcısı olsun."
'Bakan taahhüt vermediği sürece eylemler devam edecek'
Eylemde konuşan CHP’li milletvekili Sarı “Hep birlikte Tarım ve Orman Bakanı'na çağrıda bulunmak için buradayız. Ya Bakan görevini yerine getirecek, ya da o koltuğu derhal terk edecek. Bakan, 'buradaki köylünün sorununu buldum, anladım ve çözüm üretiyorum' diyerek size taahhüt vermediği sürece bu eylemler her gün devam edecek. Ya hakkınızı verecekler, ya da o koltuğu bırakıp gidecekler” dedi.
Sarı “Şu anda 3 liraya mal edilen domatesi, 1.70, 1.80, 2 lira gibi fiyatlardan alıyor fabrikalar. Biraz vicdan, biraz edep lazım. Yazıktır, günahtır. Bu çiftçiler kendi başına çaresiz bırakılır mı?” diye konuştu.
İYİP milletvekili Çömez de bölgede alınan olağanüstü önlemleri ve jandarma ablukasını eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi:
“Şu anda Bandırma-Balıkesir yolundayız. Köylü, çiftçi feryat ediyor. Yokluk sefalet diz boyu. Köylü diyor ki, ‘Böyle giderse önümüzdeki sene ekemeyeceğiz’. Yollar kesilmiş. Traktörler gelmiyor. Tarla aralarındaki yollara dahi jandarma koymuşlar. Ankara diyor ki ‘Aman ha, sakın ha duymasın çiftçinin sesini kimse’. Ankara bunu istiyor. Şu anda tepemizde onlarca drone, onlarca insansız hava aracı, her taraf güvenlik kuvvetleri, her taraf jandarma, her taraf polis, emniyet, sınırlara konmamış olan bu güvenlik kuvvetleri, getirilmiş burada Balıkesir çiftçisinin önüne konmuş. Ey Ankara, Londra tefecilerinin cebini dolduracağına gel çiftçiye yardımcı ol. Kur korumalı mevduatla 3-5 zenginin cebini dolduracağına gel bu çiftçiye yardımcı ol. Milyarlarca dolarlık ihale verip, ondan sonra vergi indirimi yapıp beşli çeteyi zengin edeceğine gel çiftçinin feryadını dinle.”
TKP Bandırma: Tarımda çöküşü yaşıyoruz
TKP Bandırma İlçe Örgütü “Çiftçiler piyasanın insafına terk edildi” açıklamasını yaptı.
Rant odaklı tarım politikalarının ülkeyi gıda krizinin eşiğine getirirken çiftçiyi de piyasanın insafına terk ettiği belirtilen açıklamada tarımda çöküş yaşandığı vurgulandı. Tarımsal üretimin tekelleşmiş şirketleri zengin etmek için değil toplumun ihtiyaçlarına göre akıl, bilim ve planlamayla örgütlenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada tüm gıda sanayi fabrikalarının devletleştirilmesi çağrısı yapıldı:
“Tarımsal üretimin giderek azaldığı AKP’li yıllarda tarım arazilerinin rant için tarım dışı kullanıma açılması, tarım destek politikalarının ve tarımsal üretim ile dağıtımına yönelik devlet kurumlarının özelleştirilmesi, tarımsal ihtiyacın sınırsız biçimde dışa bağımlılık ve ithalatla karşılanması gibi nedenlerden dolayı tarımda çöküşü yaşıyoruz. Halkımızın sağlıklı gıdaya erişimi ve çiftçilerimizin güvenceli bir yaşama sahip olması için tarımsal üretim tekelleşmiş şirketleri zengin etmek için değil toplumun ihtiyaçlarına göre akıl, bilim ve planlama ile örgütlenmeli ve tüm gıda sanayi fabrikaları devletleştirilmelidir.”