Ulusal yas ilan etmekten ambargo getirmeye: Suudi-AKP ilişkisi nasıl bozuldu

AKP'nin bir dönem bölgedeki en yakın müttefiği Suudi Arabistan'ın arasındaki ilişki AKP'nin Suudi çıkarlarıyla rekabete girmesiyle sallantılı bir ilişki haline gelmişti. Kaşıkçı cinayeti iki tarafın arasının yeniden ısınmasına fırsat verirken AKP ve Suudiler Libya'da bir kere daha karşı karşıya kaldılar.

Haber Merkezi

Bölgede Suriye'ye yönelik cihatçı akışı ve saldırıların başlamasından beri oldukça yakın çalışan Suudi Arabistan ve AKP hükümeti her zaman günümüzdeki kadar birbirlerine karşı soğuk değillerdi. En son Libya'da rakip taraflara olan destekleri iki dost aktörün bir birleriyle ararlarının soğumasına hatta ikili ilişkilerinin durma noktasına gelmesine neden oldu.

Özelleştirmeyle gelen sevgi

AKP-Suudi hanedanlığı ilişkilerinin yakınlığı geçtiğimiz yıllarda ülkede kamuoyunun büyük tepkisine neden olmuştu; 2015'te yabancı bir monarşinin hükümdarı olan Suud Kralı Abdullah Bin Abdülaziz'in ölümünün ardından ülkede AKP tarafından ulusal yas ilan edilmesiyse büyük tepki toplamıştı. Ancak AKP'nin Mısır, Suriye ve Libya'da Müslüman Kardeşler gibi Suudilerin temel rakiplerine yönelik açık destekleri iki ülkenin arasının açılmasına vesile oldu.

Öncesinde 2016'de Suudi yetkililerin ABD'de Senato tarafından Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası kapsamında değerlendirilmesi AKP'nin tepkisini çekerken dönemin ABD Başkanı Barack Obama'dan sözkonusu tasarının yasalaşmasını engellemesi konusunda ricada bulunulmuştu. Benzer bir şekilde AKP'nin özelleştirme furyalarından Suudi sermayedarlar da başta Türk Telekom bazında olmak üzere paylarını almışlardı. Bu süreç Suudi patronların sürekli borçlanması, borçlarını ödememeleri ve bedelinin kamu kaynaklarıyla karşılanmasıyla ilerlemişti. En sonunda Telekom Lübnanlı Hariri ailesine tüm karlarıyla beraber geçmişti.

Libya'da AKP'nin Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne olan desteğiyse tarafların ilişkilerinin bozulmasında bir mihenk taşı oldu. Suudilerin Halife Hafter'e olan destekleri AKP'nin çok da hoşuna gitmezken Suudilerin İstanbul'da alenen işledikleri cinayetse ilişkilerin iyice soğumasına ön ayak oldu.

Cinayet diplomasisi

Batı yanlısı Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'da Suudi Konsolosluğu'nda öldürülüp, parçalara ayrılıp sonradan tandırda yakılması uluslararası kamuoyunda tepki toplarken Suudi hanedanı bu olayı AKP'yle aralarını tekrar düzeltmek için bir fırsat olarak gördü. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu olayda AKP hükümetine göz kırparak "Bu acı verici olay üzerinden Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerini bozmaya çalışanlar var. Onlara bir mesaj göndermek istiyorum. Bunu başaramayacaksınız" demiş ve Türk makamları ile işbirliğini sürdürdüklerini belirtmişti, ancak bu girişimler AKP tarafından Suudilerin beklediği gibi karşılanmadı.

Kaşıkçı cinayetine dair AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bin Selman'la telefonda görüşmüştü ancak bu telefon görüşmesinin Suudi Arabistan’ın talebi üzerine yapıldığı daha sonradan AKP'li kurmaylarca belirtilmişti. Erdoğan kendisi olayı "önceden planlanmış siyasi cinayet" olarak tanımlarken danışmanları daha da ileri giden ifadeler kullanmıştı.

Erdoğan'ın Başdanışmanı İlnur Çevik, "Çok çaresiz durumdalar. Bu işin tam olarak ortaya çıkartılması ancak faillerin Türkiye'de yargı önüne çıkarılması ile olur. Ancak böyle Suudiler en azından yönetimi aklarlar" ifadelerini kullanırken "Suudi masalları bir bir iflas etti" demişti.

Halife Hafter'in yanında duran Suudi hanedanlığıysa AKP'nin Libya tezkeresi kararını Arap ülkelerinin ve bölgenin güvenliği için tehdit olarak yorumlamış ve kınamıştı. Takip eden süreçse karşılıklı uluslararası medya kanallarının, Türkiye'de Al Arabiya ve Indephendent, Suudilerdeyse AA ve TRT World'ün sansürlenmesi izlemişti.

İlişkilerin geldiği nokta: Suudi boykotu

Dün itibariyle Suudi Arabistan'ın Türkiye menşeli ürünlere yönelik geniş bir boykot uygulayacağı ortaya çıktı. Suudi Arabistan 1 Ekim'den itibaren Türkiye'de üretilen mallara ambargo uygulamaya başlıyor. Geçen yıl Türkiye'nin Suudi Arabistan'a yönelik ihracatı 3,1 milyar dolara ulaşmıştı.