Ülkedeki tüm ormanlar artık tehdit altında: ‘Büyük bir felaket kapıda...'

Orman Bakanlığı, ormanların talanını sağlayacak bir yönetmelik yayımladı. Buna göre artık ormanlarda dini tesisler kurulabilecek, ormanlar define kazılarına ve imara tamamen açık hâle getirilecek.

İsmail Sarp Aykurt

Tarım ve Orman Bakanlığı yayımladığı yeni yönetmelikle ormanların talan ve işgalinin önünü açtı.

Bakanlık tarafından yayımlanan yeni yönetmeliğe göre, ormanlık alanlara otel, havaalanı, futbol sahası ve dini eğitim tesisi yapılabilecek, üretim ocakları açılabilecek.

Yönetmelikle ormanlık alanlarda doğalgaz ve petrol boru hattı, işletme ve yeraltı tesisi, atış poligonu gibi tesisler yapılabilmesinin önü de açılmış oldu.

Öte yandan, ormanlık alanlarda odun kömürü, terebentin, katran, sakız üretim ocakları açılabileceği, göl, baraj ve denizlerdeki balık üretimi için de orman alanlarında tesisler kurulabileceği belirtiliyor.

soL, ‘talan yönetmeliğini’ eski Ormancılar Derneği Başkanı Hüseyin Çetin ve Kırsal Çevre Derneği’nden Ahmet Demirtaş’a sordu.

Çetin: ‘Korkuyorum, henüz bu yaz yanan alanların imara, yapılaşmaya, iskâna açılması durumunda bu büyük bir felaket olur’

Eski Ormancılar Derneği Başkanı Hüseyin Çetin, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, daha önce ormanlık alanlarda yalnızca stratejik olan maden alanlarına izin verildiğini, şimdi her şeyin izninin alınabildiğini söyledi.

Çetin, söz konusu yönetmeliğin, zaten talana açık olan ormanların daha çok talan edilmesinin önünü açtığını, anayasanın ormanlarla ilgili hükmünün hiçe sayıldığını ve siyasilerin bu duruma tepki koymak zorunda olduklarını ifade etti.

Çetin konuya ilişkin şunları söyledi:

“Dernek mutlaka olaya müdahil olacak ve bir iptal davası açacaktır. Ama yargının durumunu herkes biliyor. Ne şekilde karar verilir, o belirsiz. Bu olay, zaten talan edilmekte olan ormanlarımızın daha çok talan edilmesi için alınan bir karar gibi duruyor. Anayasamızda ‘orman alanları daraltılamaz’  hükmü var. Buna rağmen torba kanunlarla, gece yarısı herhangi bir yasanın içerisine atılmış bir madde ile değişiklikler yapılarak ve bunlara dayanarak yönetmelik ya da tüzükler çıkarılarak ormanlarımızın talanı devam ettiriliyor."

Çetin, geçen yaz çıkan yangınları da hatırlatarak sözlerine, “Korkuyorum, yaz döneminde çok büyük yangınlar atlattık. Bu yanan alanların imara, yapılaşmaya, iskâna açılması durumunda bu büyük bir felaket olur. Bu sebeple, biz Ormancılar Derneği olarak kesinlikle bir dava açacağız. Ancak bunun yanında siyasilerin de mutlaka bu olaya büyük bir karşı tepki koyması gerekiyor” diyerek devam etti.

Çetin, "Daha önce sadece çok önemli ve stratejik maden alanlarına izin veriliyordu. Ama şimdi, taş, kum, çakıl her şeye izin veriliyor. Yasal değişiklerle ormanlarımızın talan edilmesi sürüyor. Bu yönetmelik kapıyı ardına kadar açıyor" diye konuştu.

‘Ormanlar iktidar tarafından arsa olarak görülüyor’

Kırsal Çevre Derneği’nden Ahmet Demirtaş ise konu hakkında yaptığı açıklamalarda,1956 yılında çıkarılan 6831 sayılı Orman Yasası’nın 17. maddesine değinerek AKP’nin iktidara geldikten bu yana yasada 30 kez değişiklik yaptığını, yasada başlangıçta verilen izinlerin kamu yararı gözettiğini ancak son yapılan değişiklerle artık ormanlarda yapılamayacak bir etkinlik kalmadığını ifade etti, ‘Kamu yararı artık söz konusu değil” dedi.

Demirtaş, yapılan uygulamalara tepki göstererek “AKP iktidarı, şeytanın bile aklına gelmeyecek olan şeyleri 17. maddeye ekledi. Bunlardan bir tanesi define avcılığı. Yani ormanın herhangi bir yerinde define arama olanağı sağladılar. Define ne demektir? Arkeolojik, bilimsel bir araştırma da değil. Buna bile izin verdiler. Bunda ne kamu yararı olabilir?” diye sordu.

Yönetmelikte geçen ve ormanlık alanlarda kurulabilecek tesislerden biri olarak gösterilen ‘dini eğitim’ başlığına da değinen Demirtaş, "Çarpıcı noktalardan birisi de dini eğitim. Dini eğitim kurumu, ibadethane eğitimi, dini tesis ne demek? Yani herhangi bir tarikat mensubu ormanda eğitim tesisi, cami, yurt, külliye yapabilecek ve bunlar göstermelik paralar karşılığında verilecek” dedi.

‘Kalan ormanlar da parçalanacak, bünye ve habitat bozulacak’

Çok büyük bir talan ve rant özgürlüğünün önünün açıldığını Demirtaş, ayrım yapılmaksızın, eşsiz sayılacak ormanlarımız da dahil olmak üzere orman içlerine cezaevleri ya da liman bağlantısı vb. yapılmasının dahi mümkün olduğunu ifade ederek, uydurma gerekçelerle ormanlık alanların talan edilmesinin amaçlandığını, ekosistemin de bozulmaya uğrayacağını söyledi.

Demirtaş “Yönetmelikte kamu yararı ve zaruret ifadeleri geçiyor. Şimdi bir ormanda dini bir eğitim tesisinin yapılmasının bir kamu yararı yok. Zaruret diye bir şey de yok. Örneğin, şimdi keyfi bir biçimde Kaçkar Dağları’nın tepesinde dini eğitim tesisi kuracağım demek ne kamu yararıdır, ne de bir zarurettir” dedi.