Türkiye'den Karadeniz'de 2 NATO üyesiyle görev grubu: 'Seyrüsefer güvenliği' gerekçesi

Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında Karadeniz'de mayın tehlikesine karşı görev grubu mutabakatı İstanbul'da imzalandı. Bakan Güler 'seyrüsefer güvenliği'ne katkıda bulunacaklarını savundu.

Haber Merkezi

İngiltere'nin Ukrayna'ya mayın avlamak için hibe ettiği iki savaş gemisinin Boğazlar'dan Karadeniz'e geçişi, Montrö Sözleşmesi uyarınca Türkiye tarafından reddedilmişti.

Bunun ardından üç NATO ülkesi Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında Karadeniz'de mayına karşı tedbir için görev grubu mutabakatına varılması dikkat çekmişti. Hatta Newsweek Romanya "Türkiye Karadeniz’de savaşa teslim oldu" başlıklı bir haber yayımlamış ve sözkonusu mutabakatla Bulgaristan ve Romanya dışında NATO üyelerinin de Boğazlardan geçişine izin verileceğini iddia etmişti.

Mutabakat için bugün İstanbul'da imzalar atıldı.

AA'nın haberine göre Karadeniz'deki mayın tehlikesine karşı Türkiye öncülüğünde Romanya ve Bulgaristan ile başlatılan "Üçlü Girişim" kapsamında "Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı (MCM Black Sea)" imzalandı.

"MCM Black Sea Mutabakat Metni İmza Töreni", Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Romanya Savunma Bakanı Angel Tilvar ve Bulgaristan Savunma Bakan Yardımcısı Atanas Zapryanov'un katılımıyla Sarıyer'deki Kalender Kasrı'nda gerçekleştirildi.

Törenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanı Güler, "Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı"nı, Türkiye öncülüğünde Karadeniz'deki mayın tehlikesine karşı, Romanya ve Bulgaristan ile başlatılan "Üçlü Girişim" kapsamında imzaladıklarını söyledi.

Bakan Güler, Türkiye olarak bölgesel güvenliğe ve Karadeniz'deki istikrara katkı sağlayacak mutabakatın imza törenine ev sahipliği yapmaktan, bu vesileyle de Romanya Savunma Bakanı Tilvar ve Bulgaristan Savunma Bakan Yardımcısı Zapryanov'u ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Montrö vurgusu

Güler, Şubat 2022'de Ukrayna'da başlayan savaş sonrasında, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin bundan farklı şekilde etkilendiğini belirterek, "Öncelikle belirtmek isterim ki risk ve tehditlerin arttığı, çatışmaların savaşa evrildiği hassas bir süreçten geçtiğimiz bu dönemde Türkiye olarak, bölgesel ve küresel güvenlik, barış ve istikrarın tesisi için çok yönlü gayret göstermekteyiz. Bu kapsamda Karadeniz'de ortaya çıkan kriz sonrası da Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, çatışmaların sonlandırılması, insani yardımların sağlanması, tahıl koridorunun oluşturulması ve kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik yoğun diplomatik girişimlerde bulunduk" ifadesini kullandı.

Türkiye olarak bölgesel sahiplik ilkesi doğrultusunda Karadeniz'deki dengeyi sağlayan ve bölgenin güvenliği konusunda büyük önem arz eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni dikkatle sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguladıklarını vurgulayan Güler, bugüne kadar sözleşmenin kurallarına riayet eden tüm devletlere teşekkür ederek, bundan sonra da aynı hassasiyeti beklediklerini bildirdi.

'Görüşmeler Eylül ayında başladı'

Savaşın yol açabileceği güvenlik risklerinden korunmanın, bu süreçte kıyıdaş müttefikler için hayati önem taşıdığını dile getiren Güler, imzalanan mutabakata ilişkin süreci şöyle aktardı:

"Savaşın başlaması ile birlikte Karadeniz'de sürüklenen mayınlardan dolayı bir tehdit oluştu. Bunun üstesinden gelebilmek için Bulgar ve Rumen müttefiklerimizle birlikte ortak gayretlerle bugüne kadar geldik. Nitekim, müttefiklerimiz Romanya ve Bulgaristan'a götürdüğümüz teklif sonrasında, stratejik bir vizyon benimsedik. Bu çerçevede, Karadeniz'de sürüklenen mayın tehdidine karşı bir Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu oluşturulması hususunda mutabık kaldık. Bunun üzerine teknik heyetlerimiz, geçtiğimiz eylül ayında görüşmelere başladı. Heyetlerimiz, bu önemli inisiyatifin hayata geçirilmesi için yoğun bir şekilde çalıştı ve kısa süre içerisinde büyük gelişmeler kaydetti. Mevcut yakın işbirliği ve koordinasyonumuzu geliştirerek Karadeniz'deki mayın tehlikesine karşı daha da etkin mücadele etmek maksadıyla 3 ülke arasında protokol yapılmasına ortak karar verdik. Bugün bunun için karşınızdayız."

'İnisiyatif sadece üç kıyıdaş müttefik ülke gemilerine açık olacak'

Konunun önemine istinaden tekliflerine süratle cevap veren ve çalışmalara uzman personeliyle hemen destek sağlayan Romanya ve Bulgaristan makamlarına teşekkür eden Güler, bu inisiyatifin NATO Vilnius Zirvesi bildirisinde yer alan "Allied Regional Efforts - Müttefiklerin Bölgesel Gayretleri" kapsamında da önem arz ettiğine inandığını belirtti.

Milli Savunma Bakanı Güler, imzaladıkları bu mutabakata göre organizasyon yapısı içerisinde üç ülkenin Deniz Kuvvetleri Komutanlarından oluşan bir komite bulunacağını, bu komitenin, görev grubunun faaliyetleri ve uygun şartlar oluştuğunda katılacak ülkelerin belirlenmesi ile kabul edilmesi konularında oy birliği ile karar alacağını kaydetti.

Güler, bu inisiyatifin üç kıyıdaş müttefik tarafından oluşturulmasına dikkat çekmek istediğini belirterek, "Devam eden savaşın sona ermesini müteakip şartlar oluştuğunda kıyıdaş ortak ülkelerin katılımı yine bu komitenin onayı ile mümkün olabilecektir. Diğer kıyıdaş olmayan müttefiklerimizin bu inisiyatife muhtemel katkı beklentilerini değerli bulmaktayız. Ancak bu inisiyatif sadece üç kıyıdaş müttefik ülke gemilerine açık olacaktır; diğerlerinin mutabık kalınan ve belli alanlardaki katkıları zaman içinde şartlar oluştuğunda mümkün olacaktır." diye konuştu.

'Karadeniz'deki seyrüsefer güvenliğine katkı sağlayacak'

Bakan Güler, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Sonuç olarak bugün imzaladığımız Mutabakat Muhtırası ile birlikte ortaya konulacak işbirliğinin, Karadeniz'deki seyrüsefer güvenliğine büyük katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum. Ayrıca bu girişimin, ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliğini artıracağına ve tecrübe aktarımına imkan tanıyacağına başta Karadeniz'de olmak üzere ilişkilerimizi daha da geliştireceğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı'nın ülkelerimize, Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, Karadeniz ve bölge güvenliğine önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum."

Güler'in ardından Romanya Savunma Bakanı Tilvar ile Bulgaristan Savunma Bakan Yardımcısı Zapryanov da açıklama yaptı.

Sputnik: Putin ile Erdoğan 'yakında' görüşecek

Öte yandan mutabakatın imzalandığı saatlerde Sputnik, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in çok yakın bir zamanda telefon görüşmesi yapabileceğinin ifade edildiğini duyurdu.

Sputnik'e açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı kaynağı, yakında Erdoğan ile Putin arasında telefon görüşmesi yapılmasının muhtemel olduğunu belirterek bu tür görüşmelerin tarihinin önceden açıklanmadığını anımsattı.

Türk kaynak, "Ülkelerimizin liderleri, ilgili kurumlar sürekli temas halinde, devlet başkanları çok güvenilir ilişkiler geliştirdi. Görüşmelere gelince, liderlerin yüz yüze görüşmesi için mutabakat sürecinin devam ettiğini sizlere daha önce söylemiştik. Telefon görüşmelerine gelirsek, yakın gelecekte bunun olması muhtemeldir, ancak tarih açıklamıyoruz" dedi.

Atlantik Konseyi'nden Karadeniz için 'güvenilir ve sürekli bir açık deniz varlığı' vurgusu

Atlantik Konseyi'nin internet sitesinde dün yayımlanan ABD Donanması'nın üst düzey komutanlarından Gavin Clough imzalı makaledeyse, AB'nin  üyeleri Romanya ve Bulgaristan'ın deniz gücünü güçlendirmesi için destek verebileceği, ABD'nin de müttefikleri ve ortaklarının Karadeniz'deki deniz gücünü projelendirmesi için kapasitesini hızlandırmaya yardımcı olabileceği kaydedildi.

ABD'li komutanın yazısında "Herkesin küresel ortak alanlara erişimini sağlayacak güvenilir ve sürekli bir açık deniz varlığı olmadan Rusya, küresel gıda, enerji ve ticaret akışını etkileyen gri bölge provokasyonları için bu suları kullanmaya devam edecek" ifadeleri yer aldı.