Türkiye sermayesinin Afrika’ya ilgisi ‘bütüncül’: Fidan Cibuti’de konuştu

Cibuti’deki konferansta konuşan Fidan “Bu kıtanın zenginliklerini azaltmak değil, artırmak istiyoruz. Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler bulunması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Haber Merkezi

Yayılmacı bir çizgi izleyen Türkiye kapitalizminin 90’lı yılların sonlarında “Afrika’ya Açılım” politikasıyla başlayan Afrika ilgisi 2013’te başlatılan “Afrika Ortaklık Politikası” adıyla devam ediyor.

Fethullah Gülen Cemaati’nin Türkiye sermayesi adına Afrika’da açtığı alan 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından AKP iktidarının TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi kamu kuruluşları aracılığıyla sürüyor.

Afrika kıtasıyla ilişkilerde hemen her bürokratın kullandığı "kazan kazan" kavramı bugün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarında da “eşit ortaklık ve karşılıklı fayda” iddiasıyla dile getirildi.

Cibuti'de düzenlenen Türkiye-Afrika Ortaklığı Üçüncü Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı'nın ortak basın toplantısında konuşan Fidan, Türkiye’nin, Afrika ülkeleriyle ilişkilerinde her adımda “eşit ortaklık ve karşılıklı fayda” anlayışıyla hareket ettiğini savundu.

'Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler'

"Bu kıtanın zenginliklerini azaltmak değil, artırmak istiyoruz" diyen Fidan sözlerine şöyle devam etti:

"Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler bulunması gerektiğine inanıyoruz. Geliştirdiğimiz projelerin Afrika'ya kalıcı ve sürdürülebilir katkılar sunmasını hedefliyoruz. Afrika politikamızı kamu kurumlarımızın, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmalarını kapsayan bütüncül bir anlayışla icra ediyoruz. Ne mutlu ki Afrika'yla işbirliğimiz çok boyutlu bir nitelik kazandı."

Afrika'da halihazırda Türkiye'nin 44 büyükelçiliği ve 6 başkonsolosluğunun bulunduğunu belirten Fidan Afrika ülkelerinin de Ankara'da büyükelçiliklerinin sayısının 38'e ulaştığını kaydetti.

Türk şirketlerin 1800'den fazla projesi

 AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kıta dışından Afrika'ya en çok ziyarette bulunan lider” olduğunu söyleyen Fidan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ve Türkiye Maarif Vakfı gibi kuruluşların tüm Afrika'da çok sayıda projeye imza attığını anlattı.

Türkiye ile Afrika arasında toplam ticaret hacminin 2003'te 5,4 milyar dolar olduğunu, bunun 2023'te katlanarak 35 milyar dolara ulaştığını anlatan Fidan, Türkiye’nin Afrika ülkelerine yapılan doğrudan yatırımlarının toplamının ise 7 milyar doları geçtiğini söyledi.

Fidan, Türk şirketlerinin Afrika’da yaklaşık 85 milyar dolar değerinde 1800'den fazla projeye imza attığını kaydetti.

'Yeni fırsat alanları keşfetmeye devam'

Bu rakamlarla yetinmediklerini söyleyen Fidan, “Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi gelecek dönemde de Afrikalı ortaklarla beraber yeni fırsat alanlarını keşfetmeye hep beraber devam edeceklerini” dile getirdi.

Konferans kapsamında Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nde alınan kararların takibini yaptıklarını ifade eden Fidan, 2026'da düzenlenmesi planlanan Dördüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin hazırlıklarını da ele alma imkanı bulduklarını söyledi.

Silah pazarına gerekçe: 'Güvenlik, barış ve istikrar'

Fidan basın toplantısındaki konuşmasında Türkiye'nin Afrika'da “huzur ve istikrar” olmasını istediğini, bu amaçla Türkiye'den destek talep eden ülkelerle “terörle mücadele alanındaki tecrübelerini paylaştıklarını ve arabuluculuk faaliyetleri yürüttüklerini” anlattı.

Afrika’da birçok ülkeyle enerji ve askeri alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalayan Türkiye sermayesinin Afrika’daki çatışma alanlarını askeri ekipman ve Silahlı İnsansız Hava Aracı satışı için de bir pazar olarak gördüğü biliniyor.

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Fidan, Türkiye'nin Afrika politikasının “bütüncül”olduğunu, “ekonomik kalkınma, sosyal eğitim, sağlık alanlarında olduğu gibi ayrıca güvenlik ile barış ve istikrarı da içerdiğini” kaydetti.

Etiyopya-Somali arasında arabuluculuk

Etiyopya ile Somali arasındaki gerilime yönelik Türkiye’nin arabuluculuğundan söz eden Fidan, "Temmuz'dan itibaren, iki ülkenin (Etiyopya-Somali) dışişleri bakanlarıyla üç görüşmemiz oldu. İkisi Ankara'da birisi New York'ta, temmuz, ağustos ve eylül aylarında. Şimdi geliştirdiğimiz bir perspektif var, çerçeve var. Bunu taraflara uygun bir hale getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Fidan, "Meselenin özüne indiğimiz zaman Somali'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün tanınmasına ihtiyaç var. Etiyopya'nın ise barışçıl yöntemlerle ticari olarak denize açılmasına ihtiyaç var" diye konuştu.

Sudan’daki çatışmalara ilişkin soru üzerine ise Fidan, Suudi Arabistan ve ABD öncülüğünde başlatılan Cidde sürecini yakından takip ettiklerini söyledi. Cidde sürecine Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de katıldığını anımsatan Fidan, an itibarıyla tarafların savaşı durdurmasını sağlayacak bir gelişmenin olmadığını kaydetti.