Yüksek faizli ticari kredilerleden yakınan küçük ve orta boy patronlara "müjdeyi" Erdoğan verdi, "Kredi Garanti Fonundan tulumbaya suyu dökmekte fayda var" dedi. Fonun daha önce kullanıldığı örneklerde sermayenin borç yükünün faturası kamu bankalarına ve Hazine'ye kalmıştı.
Haber Merkezi
"Şimşek Programı" enflasyonda beklenen düşüşü sağlayamadı, 19 Mart operasyonuyla tartışmalı hedefler de şaştı. Ekonomi yönetiminin yeniden faiz artırarak bir süre daha borçlanma maliyetini artırmasına patronlar cephesinden tepki gecikmedi.
Sermaye temsilcileri haftalardır konferanslarda ve gazete köşelerinde uygun kredi bulamamaktan yakınıyor, "çarklar yavaşlar" diyerek toplu işten çıkarmalarla tehdit ediyor. Nitekim bu tehdidi hayata geçireceğini ilan edenler de oldu.
Patronları heyecanlandıran "kaynak" haberi AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan geldi. Macaristan dönüşü yaptığı açıklamada Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) yeniden devreye alınacağını şu sözlerle duyurdu:
"Bu bir süreç ve devam ediyor. Kredi Garanti Fonunu ben de önemsiyorum. Yani bu noktada adım atıp Kredi Garanti Fonundan tulumbaya suyu dökmekte fayda var ki hareketlensin. İnşallah yeni dönemde çok daha farklı bir adımı atacağız. Bu konuyla ilgili olarak da ilgili arkadaşlarımıza gerekli uyarıları da yaptım. Şu anda bunun hazırlığı içerisindeyiz. Bu adımı atmaya mecburuz."
Kaynak temini başladı, paketler oluşturuldu
Erdoğan'ın duyurusunun ardından KGF kapsamındaki ilk paketi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek duyurdu.
Buna göre, küçük ve orta boy işletmeler için KGF aracılığıyla 17,5 milyar lirası işletme, 7,5 milyar lirası yatırım harcamalarında kullanılmak üzere toplam 25 milyar lira kefalet limitli bir paket yürürlüğe alınacak.
Eş zamanlı olarak ihracatçı patronlara sağladığı uygun kredilerle dikkat çeken kamu bankası Eximbank da 1 milyar dolarlık sendikasyon kredisine imza attı.
Bankanın tarihindeki en yüksek tutarlık kaynak temini olan bu krediyi MUFG Bank, Abu Dabi Ticaret Bankası, ICBC Türkiye ve Sumitomo Mitsui Bank sağladı.
Bu tutarın ihracat yapan küçük ve orta ölçekli şirketlerin finansman ihtiyacı için kullanılacağı belirtildi.
Yılmaz zaman istedi: 'Manzara değişecek'
Bugün, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Ankara'da düzenlenen Ekonomi Şurası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da KGF'ye işaret ederek, patronlara "birkaç ay sonra manzara değişecek" dedi ve şöyle konuştu:
“Son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıları abartmamak gerekir. Bunlar geçici. Önümüzdeki birkaç aylık süreçte ben çok farklı bir finansal ortamın oluşacağına inanıyorum. Göstergelerle bunu laf olsun diye de söylemiyoruz. Birtakım göstergelerden, gidişattan bunu görüyoruz."
Gelecek yıl bütçede azalan deprem harcamalarından açılan boşluğu reel sektör için değerlendireceklerini belirten Yılmaz, Eylül ayında Orta Vadeli Programın revize edileceğini hatırlatarak “Burada alınan kararların, söylediklerinizin orada yansımasını göreceksiniz” dedi.
Patronlar umutlu: 'Önemli bir çözüm'
Erdoğan'ın KGF çıkışını BloombergHT'ye değerlendiren İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, "Memnuniyetle karşılıyoruz, KOBİ'lerimizin uzun bir süredir yaşadığı finansman sorununa önemli bir çözüm olarak görüyoruz" dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ise Türkiye’de kredi maliyetleri yüzde 50’nin üzerinde bulunduğuna dikkat çekerek, "Dolayısıyla uygun koşullarda finansmana erişim firmalarımız için büyük önem taşıyor. Yüksek finansman maliyetleri hem rekabetçiliğimize zarar veriyor hem de yatırım iştahını da azaltıyor. Kredi Garanti Fonu’nun yeniden devreye alınacak olmasını enflasyonla mücadele edilirken üretimin ve sanayinin de destekleneceği yönünde bir işaret olarak görüyoruz" diye konuştu.
Özel sektörün yükünü kamu sırtlayacak
Kredi Garanti Fonu, şirketlere ucuz kredi sağlamak için kullanılan bir teminat mekanizması. Enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda dahi düşük faizli krediler talep eden patronların bu isteği KGF aracılığıyla karşılanabiliyor. Şirket ödemezse bir biçimde devlet karşılayacağı için patronların kredi bulmaları kolaylaşıyor.
KGF kapsamında verilen uzun vadeli krediler patronlara aldıkları kredileri daha düşük reel değerle geri ödeme olanağı tanırken aradaki fark ise genellikle kamu bankalarının ve Hazine'nin zarar hanesine yazılıyor. Dolayısıyla emekçilerin geneline ödetiliyor.
2017'deki referandum öncesinde sermaye gruplarının banka borçlarını çevirebilmesini sağlamak için KGF'nin kapsamı genişletilmişti. Fiilen batık durumda olan krediler yeniden yapılandırılırken, batığa düşme riski bulunan krediler de, özellikle kamu bankaları tarafından yeni kredilerle çevrilmişti. 2016 yılında KGF kapsamının genişlemesiyle başlayan, 2018 kriziyle birlikte hız kazanan süreçte özel bankalar frene, kamu bankaları gaza basmıştı. Kamu bankaları, özel bankaların batık kredilerinin bir bölümünü de üstlenerek özel sektör borçlarının yeniden yapılandırılması, sermayenin kurtarılması operasyonunun en önemli aktörü olmuştu.
Benzer şekilde EYT düzenlemesinin hayata geçirilmesinin ardından kıdem tazminatı ödemelerinde patronlara kolaylık sağlaması için KGF devreye sokulmuştu.
Bir başka örnek 2021 yılında açıklanan ekonomi paketinden. Bu pakette küçük ölçekli firmalara, her bir ek işçi için, KGF kefaletiyle 24 ay vadeli ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık ucuz kredi olanağı sunulmuştu. Ayrıca patronun ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primleri de kredi finansman maliyetinden düşülmüştü.
BM'nin ifşa ettiği gerçek: Türkiye İsrail'e sattı, İsrail de Türkiye'yi sattı | ![]() |