TKP’nin İşçi Avukat milletvekili adayı: Meclis'te emekçilerin sesi olacağız

Patronların Ensesindeyiz İşçi ve Stajyer Avukat Dayanışma Ağı'ndan Av. Mustafa Mert Doğan neden TKP'den milletvekili adayı olduğunu anlattı.

Haber Merkezi

Patronların Ensesindeyiz İşçi ve Stajyer Avukat Dayanışma Ağı yaklaşık üç yıldır faaliyet gösteren, işçi ve stajyer avukatların ücret ve diğer özlük hakları kapsamında sınıf temelli bir mücadele ve örgütlenme çalışması yürüten bir dayanışma ağı. Ücret sorunu, mobbing, uzun çalışma saatleri, çalışma alanlarında uğranılan taciz, cinsel saldırı gibi birçok haksızlıkla, suçla mücadele eden ağın kuruluşunda yer alan aktif bir üyesi bu 14 Mayıs seçimlerde TKP listelerinden milletvekili adayı. 

Dayanışma ağının kuruluşunda yer alan Av. Mustafa Mert Doğan, TKP İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı olduğunu açıkladı. Mustafa Mert Doğan’la yapılan röportajı soL okurlarına sunuyoruz.

'Meclis'te hiç temsil edilmemiş işçi avukatları temsil ediyorum'

Meclis'te çok sayıda avukat veyahut hukukçu milletvekili var. Sizin adaylığınızı klasikleşmiş bu milletvekillikleri gibi mi görmemiz gerekir? 

Evet, avukatlar Meclis'te en çok yer alan mesleklerde ilk sırada. Bugün dahi mecliste 123 milletvekili avukat. Bu açıdan meslektaşlarımızın milletvekili adayı olması çok karşılaşılan bir durum. Öyle ki geçtiğimiz günlerde bu konu hakkında çokça espri de yapıldı. 

Tabii burada benim durumum diğer meslektaşlarımızdan farklı. Ben işçi bir avukatım ve mesleğimde henüz ilk yılımı doldurmadım. Bu açıdan aslında doğru tariflersek Meclis'te çoğunluğu oluşturan patron avukatlardan farklı olarak Meclis'e girmeyi hedefliyorum. Meslektaşlık, hemşehrilik benzeri aidiyet ilişkileri her seçimde çok konuşuluyor. Bu aday Sivaslı, diğer aday Karslı, diğer parti Trabzonlu aday göstermiş şeklinde yorumlara herkes şahit oluyordur. Benzer bir durum diğer meslekler için de var. Adının önündeki kısaltmalara bakılıyor genellikle adayların. Ancak bunlar ne kadar gerçekliği yansıtıyor?

Mesela doktor diyoruz ama aslında kliniği olan bir patron doktoru kastediyoruz. Av. ibaresinin görüyoruz, yanında 7-8 avukat çalıştıran, adliyeye bile gitmeye tenezzül etmeyen bir avukatı görüyoruz. İşte tam olarak burada farklılaşıyoruz. Ben TBMM’de hiç temsil edilmemiş işçi avukatları temsil ediyorum. 

'Genç avukatlar üç kuruşa çalıştırılıyor'

Mesleğe yeni başlamış bir avukat olarak yaşadığınız zorluklar neler? Genel olarak avukatlık mesleğinde sizce nasıl sorunlardan söz edilebilir? 

Avukatlık artık eskisi gibi bürosu olan serbest avukatlardan ibaret değil. Özellikle İstanbul’da çok sayıda işçi avukat var. Şu anda avukatlık mesleği benim gibi annesi ve babası emekçi olan bir aileden gelen hiçbir gencin bağımsız çalışmadığı bir tablo var. Biz genç avukatlar üç kuruş ücretlere başka avukatların yanında çalışan veya tevkil, CMK gibi işlerle yaşamaya çalışmak durumundayız. 

Öncelikle avukatlık mesleğinin meslek olarak ciddi sorunları olduğu bir gerçek ancak bizler şu anda Meclis'te olan veya aday adaylıklarını açıklayan diğer avukatlarla kesinlikle aynı sorunlara sahip değiliz. Örneğin adalet sisteminin çökmüş olmasının ortak sorunumuz olduğu doğru ama bizim ayrıca elektrik ve doğalgaz faturamızı nasıl ödeyeceğimiz sorunumuz da var. Bu sorunu bugün Meclis'te olan veya AKP, CHP gibi partilerden aday olan hangi avukat meslektaşımız yaşıyor? Dediğim gibi ortak sorunlarımız var ancak biz işçi avukatların çok ciddi ve gerçekten farklı sorunları var. Ben bu farklı sorunların temsilcisi olarak işçi avukatları ilk defa Meclis'te temsil etmek için adayım.

Ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, güvencesiz çalışma...

Sorunlarınızın çözümü için şimdiye kadar neler yaptınız? 

Mesleğimizin sorunları en temelden staj döneminde kendini gösteriyor. Ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, güvencesiz çalışma gibi birçok sorunla mesleğimizin başlangıcında tanışıyoruz. Bu dönem bir yıl süren geçici bir dönem olarak tabir ediliyor ancak staj sonrasında da benzer koşullarda çalışmaya devam ettiğimiz bir gerçek. Mesleğimizde verdiğimiz hak mücadelesi birkaç yıllık değil, daha geriye gidiyor. 2013 yılında yürürlüğe giren ve sonrasında Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan “Bir Avukat Yanında, Avukat Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatlar Yönergesi” verdiğimiz mücadeleler neticesinde ortaya çıkan önemli bir ileri adımdı. Biz bu adıma yaslanarak pandemi nedeniyle derslerimiz uzaktan devam ettiği için öğrenci olarak çalışmaya başladığımız bir dönemde hak mücadelesine giriştik.

Aynı dönemde birçok arkadaşımız çeşitli bürolarda çalışmaya başladı. Bu dönem çalışılan hukuk bürolarından sürekli sorun haberleri alıyorduk. Ofiste taciz, ücret vermeme, baskı ve benzeri sorunlar yaşandığına tanık olduk. Benzer sorunlar yaşayan arkadaşlarımızın sayısının artmasıyla arkadaşlarımızla birlikte Patronların Ensesindeyiz dayanışma ağı içerisinde Stajyer Avukat ve Çalışan Hukuk Öğrencileri Dayanışma Ağını kurma kararı aldık. Bu ağ kapsamında okurken çalışan hukuk öğrencilerinin ve stajyer avukatların yaşadıkları sorunlara dair somut mücadeleler örgütledik. Geçtiğimiz yıl ise ağımızın ölçeğini büyüttük ve ağımızın kapsamını işçi avukatlara genişlettik. Şu anda İşçi ve Stajyer Avukatlar Dayanışma Ağı çalışmalarına devam ediyor. 

2013 yılında yürürlüğe koydurduğumuz ancak patron avukatların bastırmasıyla Danıştay tarafından kaldırılan yönetmeliğin daha kapsamlısının Meclis'te kanunlaşması için çalışmalar yürütecek ve işçi avukatların sorunlarını Meclis kürsülerine taşıyacağız.

'Yeni bir dünya ve ülke mümkün'

Sizi milletvekili adayı olmaya iten sebepler neler? Nasıl düşüncelerle aday oldunuz? 

Öncelikle bugünün Türkiye ve dünyasında kapitalizmin neden olduğu ciddi bir yıkımla karşı karşıyayız. Dünyanın çeşitli yerlerinde süren savaşlar, ticaret savaşları, emperyalist müdahaleler, yoksullaşma, gıdaya ulaşmakta ortaya çıkan zorluk, ülkemizin ve dünyanın geleceği konusunda hepimizi endişelendiriyor.

Ülkemizde yükselen dinci gericilik, hayat pahalılığı ve gençlerin artık tamamına yayılmış geleceksizleşme öyle bir boyuta geldi ki bugün Türkiye’de hiçbir genç ülkesinde bir gelecek tahayyülünde bulunamıyor. Bu başlı başına sadece hükümet politikalarından ibaret bir sorun değil. İçinde yaşadığımız sistem ve AKP iktidarı dört bir yandan dökülüyor. Bu döküntünün önümüzü kapatmaması için düzen dışı, AKP karşısında ne olursa olsun demeden, mücadele ve başka bir ülke mümkün söylemine dayanan bir siyaseti yaratmamız gerekiyor. 

Ben hala öğrenci olan bir işçi avukat olarak bu seçimlere işçi sınıfının partisinde yeni bir dünya ve ülke mümkün demek için giriyorum.

'TKP adaylarının hepsi halkın bir parçası'

Bu hafta çok sayıda emekçi TKP adaylığını açıkladı. TKP, adaylarıyla nasıl bir seçim süreci örgütleyecek?

TKP, adaylarının hepsini yaklaşık bir yıl boyunca yapılan halk toplantılarında belirledi. Adayların kimler olacağı halkımızın katılımıyla ve gönüllülüğüyle şekillendi. Bugün kamuoyuna yansıyan bütün aday arkadaşlarımın hepsi sokaktan, halkın bir parçası. Bizler, pazarlıklarla veya popstar adaylıklarla bir siyaset yapmıyoruz. Hepimizin amacı TKP’nin ve emekçi halkın gücünü büyütmek. Herkes bu seçimin sadece sandık hesabına kilitlenmiş durumda. TKP ise seçimlerde halkın siyasete dahil olması gerektiğini söylüyor, örgütlü mücadeleyi büyütmeyi hedefliyor. Ben de genç bir avukat olarak bu dönemde avukatların sorunlarını sahada dile getirmek için aday oldum.

Bizler sokak sokak, mahalle mahalle gezip oy toplayacağız. Halka sadece kürsülerden değil kapılarını doğrudan çalarak seslenmeyi hedefliyoruz. Bu açıdan milletvekili adayı olan bizleri sadece sosyal medyada görmeyeceksiniz. Hepinizin kapısını çalmayı, bir sıcak çayınızı ve sohbetinizi paylaşmayı hedefliyoruz.