TKP'liler Akbelen Ormanı'nı katleden şirkete ait santralin kapısına dayandı: 'Devletleştireceğiz'

Akbelen ormanındaki talanı Yeniköy Kemerköy Elektrik Santrali önünde protesto eden TKP'liler, santrale 'Yağma ve talanınıza son vereceğiz, devletleştireceğiz!' yazılı pankartı astı.

soL - Muğla

Muğla'nın Milas ilçesinde İkizköy'deki Akbelen Ormanı'nda Limak ve IC İçtaş ortaklığındaki YK Enerji'ye ait elektrik santraline kömür için maden sahasını genişletmek üzere ağaç katliamı sürerken, kesime direnen yurttaşlar günlerdir kolluk güçlerinin saldırısına uğruyor.

TKP Muğla İl Örgütü üyeleri bugün Yeniköy Kemerköy Elektrik Santrali önünde Akbelen Ormanı'ndaki talanı protesto etti, santrale "Yağma ve talanınıza son vereceğiz, devletleştireceğiz" pankartı astı.

Eylemde "Limak defol ormanlar bizimdir, "Yağma yok sosyalizm var", "Boyun eğme memlekete sahip çık" sloganları atıldı.

Eylemde okunan basın açıklamasında "Sermayenin Akbelen’de köylülere yaşattığı vahşet günlerdir sürüyor. Ülkenin ormanları, zeytinlikleri, tarlaları, suyu havası, doğası Limak-İçtaş çetesine daha fazla kâr etsinler diye, devlet eliyle feda ediliyor" denildi.

'Yaşananlar özelleştirme politikalarının sonucudur'

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Özelleştirme adı altında halkın malı olan ne kadar  kamu kurum ve kuruluşu, ne kadar fabrika, ne kadar işletme varsa üç otuz paraya sermayeye peşkeş çekildi. Bugün burada Akbelen’de, Yatağan Deştin’de, Marmaris Sinpaş’ta, Bodrum Cennet Koyu’nda , Rize İkizdere’de, Artvin Cerattepe’de yaşananlar bu özelleştirme politikalarının sonucudur.

2014 yılında özelleştirilerek Limak-İçtaş ortaklığı olan YK Enerji şirketine devredilen bu Yeniköy-Kemerköy santralinin de ekonomik ömürlerinin bitmiş ve kapatılmaları gerektiğini söyleyen kesinleşmiş yargı kararları olduğunu ve aslında yasadışı çalıştırıldıklarını bütün dünya biliyor. Bu santraller için çevredeki birçok köyün yer değiştirdiğini veya haritadan silindiğini bu yağma ve talan devam ettikçe daha da birçok köyün silineceğini de bütün dünya biliyor. Limak patronu Nihat Özdemir biliyor, İçtaş patronu İbrahim Çeçen de biliyor. Çevredeki ormanlar yok oluyormuş, tarım bitiyormuş, zeytincilik arıcılık bitiyormuş, insanlar kanserden ölüyormuş, umurlarında değil. Yeter ki onların kârları azalmasın, yeter ki bu soygun devam etsin. Kâr hırsı her şeyin önünde."

Tam bir plansızlık ve akılsızlık içinde hareket ettiği defalarca kanıtlanmış özel sektörün, şimdi Akbelen’de halkın yaşam ve geçim alanlarıyla ilgili karar verme hakkı yoktur. Madenler özel sektörde olduğu sürece, maden sahalarının nereye doğru genişletileceği konusunda tek ölçüt bu özel şirketlerin, Nihat Özdemir ve İbrahim Çeçen gibilerinin kârları olması kaçınılmazdır. Ancak bu durum hiçbir biçimde meşru değildir ve kabul edilemez."

'Enerji sektöründeki piyasa egemenliği son bulmak zorunda'

Enerjinin sanayisi gelişkin, kalkınmış, halkı bolluk içinde yaşayan bir ülke için olmazsa olmaz olduğu ancak böyle bir ülke için en başta merkezi planlamanın gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Toplumun en temel ihtiyaçlarından birinin üretiminin devletin elinde değil de başa kendi kârını yazan şirketlerin elinde olması her şeyden çok toplumun refahını tehdit eder. Doğaya zarar verir.

Sermayenin ardında iktidar var, iktidarın jandarması var, polisi var. Sermayenin ardında siyasallaştırılmış, iktidara bağımlılaştırılmış yargı var, sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen hukuk var. Tek amacı kâr etmek ve cebimizi son kuruşuna kadar boşaltmak olan, bizi köleleştirmeye emeğimize el koymaya yeminli bir örgütlü güç var. 

Ülkeye ve topluma zararlı bu akılsızlığa son vermek için enerji sektöründeki piyasa egemenliği son bulmak zorundadır. Halk ancak kendisine ait olan fakat patronların hizmetine sunulmuş kaynakları geri aldığında bu ülke yeniden ayağa kalkacaktır. Ve ancak o zaman gelişkin sanayisi, boydan boya elektriklendirilmiş şehirleri, kalkınmış köyleri ve güzel doğasıyla Türkiye devletçi bir ekonomi üzerinde yükselecektir."

'YK’lar EnerjiSa’lar, Aydem’ler derhal devletleştirilmelidir'

Bu yağmayı ve talanı ancak örgütlenmiş halkın durdurabileceğine dikkat çekilen açıklamada "Toplumun en temel ihtiyaçlarından birinin üretiminin devletin elinde değil de başa kendi kârını yazan şirketlerin elinde olmasını reddediyoruz. Halka ait olan fakat patronların hizmetine sunulmuş tüm kaynakları geri alacağız. Bu oyunu bozacağız, ülkenin zenginlik ve kaynaklarının yağmalanmasına son vereceğiz" denildi.

TKP'nin enerji sektöründe devletleştirme istediği belirtilen açıklama şu ifadelerle sona erdi:

"YK’lar EnerjiSa’lar, Aydem’ler derhal devletleştirilmelidir!

Türkiye Komünist Partisi buradan tüm halka söz veriyor ve Akbelen halkını selamlıyor. Bizden alınan her şeyi bu yağmacı yalancı ve sömürücü patronlardan geri alacak, tüm enerji firmalarını devletleştirecek ve halkın refahını yükseltecek şekilde planlı bir ekonomiyle bu ülkeyi ayağa kaldıracağız.

Selam olsun Akbelen halkına!

Selam olsun ekmeğini, köyünü, ormanını savunan tüm yurtsever emekçilere!"