TKP konferans metninde CHP ve HDP'ye ilişkin tavrını açıkladı

TKP'nin geçtiğimiz hafta ilan ettiği konferans metninde CHP ve HDP tartışmalarına ilişkin tutumu da yer aldı.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi'nin 9 Ocak'ta Ankara'da düzenlediği olağanüstü konferansta CHP ve HDP'ye ilişkin tutumuna dair de bir bölüm yer aldı.

"Türkiye sağının, İslamcılığın ve milliyetçiliğin ülkeyi getirdiği yer ortadayken toplumu 'Türkiye sağcıdır' yalanına ikna etmek isteyen CHP yönetiminin karşısına dikilecek, emekçi halk ve aydınlar arasındaki CHP bağımlılığını ortadan kaldırmaya çalışacağız" değerlendirmesinin yer aldığı konferans metninde, HDP'ye ilişkin ise, "HDP’nin üç temel başlıkta, sınıf çelişkilerine yaklaşım, emperyalist merkezlere dönük tavır ve laiklik konusundaki konumlanışı belirsizlikten öte yanlışlarla dolu" denildi.

Konferans metninin ilgili kısmında bazı bölümler şöyle:

"Partimizin siyasi oluşumları hangi kriterlerle değerlendirdiğini defalarca ve herhangi bir belirsizlik bırakmaksızın dile getirdik. CHP ülkenin önemli siyasi oluşumlarından biri olarak, son 50 yılda uzun süre iktidara gelmemesine karşın sermaye düzeninin korunmasında büyük işlevler üstlenmektedir. Yıllar önce Bülent Ecevit’in açık ve dürüstçe söylediği gibi, CHP toplumun sola kaymasını engellemek için düzenin soluna yerleşen bir partidir. CHP’ye sol duyu ile katılan ya da onu destekleyen geniş bir kesimin varlığı bu gerçeği değiştirmiyor. Tersine, CHP’de gerçekten sola inanan insanların var olması, CHP’nin solu durdurma misyonunda başarılı olması için neredeyse bir zorunluluk.

Türkiye Komünist Partisi, “CHP’nin AKP’den daha tercih edilir olması” ile ilgilenmiyor. CHP’ye gönül veren ama yüreği solda olan herkes TKP’nin dostudur.

Ancak CHP’nin Türkiye’de devrimci mücadelede en büyük engellerden biri olduğu gerçeğini bir kenara koyamayız.

Son yıllarda CHP sol görünümüyle toplumun sola kayışını engelleme misyonunu, toplumun yüzünü sola dönmüş kesimlerini sağcılaştırma misyonuyla değiştirmiştir. Eski CHP ile Yeni CHP arasında özde bir fark görülmemekle birlikte, CHP yönetiminin üstlendiği bu yeni görev halkımız açısından son derece büyük bir tehdittir ve başarısızlığa uğratılmalıdır.

***

Bazı açılardan Türkiye’nin ikinci sosyal demokrat partisi olarak adlandırılabilecek HDP’nin gelişimi ise kuşkusuz oldukça farklı dinamiklerin ürünüdür.

Kürt sorununun Türkiye’de yoksul köylü hareketi temelinde bir toplumsal dinamiğe evrildiği 1980’lerden bu yana ulusal karakterli bir hareketin barındırabileceği bütün çelişkiler birbiri ardına kendini hissettirmiş ve bu hareketin sınıfsal, ideolojik karakterinde ve siyasal konumlanışında kayda değer değişiklikler yaşanmıştır.

Önemli bir siyasi güç olarak HDP bu süreçten bağımsız ele alınamaz. Kürtlerin bu ülkede ve diğer bölge ülkelerinde yaşamakta olduğu sorunların ağırlığı, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerinin meşruluğu ile HDP’nin sınıfsal, ideolojik ve siyasal karakteri arasındaki ayrımı görmezden gelerek yapılacak bir değerlendirmenin de sağlıklı olması mümkün değildir.

Türkiye Komünist Partisi geçtiğimiz yıl içinde Kürt sorununa ilişkin yaklaşımını ana hatlarıyla ve yeniden kamuoyu ile paylaştı (Kürt Sorununda Muhatap Emekçi Halktır açıklaması) Kürt halkı içerisinde önemli bir desteği olması HDP’yi Kürt emekçilerinin temsilcisi yapmıyor çünkü siyasi parti programıyla, önemli meselelerdeki tutumuyla, ittifaklar politikasıyla değerlendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında homojen bir yapıya sahip olmayan ve içinde devrimciler dahil olmak üzere çok farklı unsurları barındıran HDP’nin üç temel başlıkta, sınıf çelişkilerine yaklaşım, emperyalist merkezlere dönük tavır ve laiklik konusundaki konumlanışı belirsizlikten öte yanlışlarla dolu.

Türkiye’de emek ile sermayenin uzlaşmasına dayalı hiçbir yönelimin solda tutunması mümkün değildir. HDP’nin Türkiye siyasetinde elde etmek istediği yer ve bu doğrultuda zaman zaman düzenin egemenleriyle yapılan pazarlık ve görüşmeler “sol” tanımına sığmıyor. Bununla birlikte HDP’ye ya da benzer oluşumlara sistemde yer açmanın zorlukları da ortada ve bu zorluklar HDP’yi dinamik ve değişime açık bir siyasi özne haline getiriyor. Uzun süredir yöneticilerinin çok büyük bölümü cezaevinde olan, belediye başkanları ve milletvekilleri temelsiz gerekçelerle tutuklanmış bir siyasi parti olarak HDP’nin sabit ideolojik ve siyasal koordinatlara sahip olmasında güçlükler var."

Konferans metninin tamamı