TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: Sorunun kaynağı göçmenler ve mülteciler değil

Kemal Okuyan, 'Sorunun kaynağı göçmenler ve mülteciler değil. Eşitsizlikler ve savaşlardır. Erdoğan sınırları belirsizleştirmeye karar verdi' dedi.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, sığınmacı sorunuyla ilgili açıklamalar yaptı. 

Cumhuriyet TV'den Sinem Nazlı Demir'e konuşan Okuyan, durumun mültecileri düşmanlaştırarak çözülemeyeceğini ve sorun olarak görülen konunun, mülteciler değil; mülteciliğe neden olan toplumsal ve ekonomik nedenler olduğunu belirtti.

'Aşağı yukarı sınırdan söz edilemeyecek bir ülke hale geldik'

"Herkes göçmenler ve mültecilerden sorunun kaynağı olarak bahsediyor. Sorunun kaynağı asla göçmenler ve mülteciler değil. Eşitsizlikler ve savaşlardır" diyen Okuyan, "Suriye özelindeyse çok açık ki bizim ülkemizin de katkısıyla yaşanan bir iç savaş var" şeklinde konuştu.

"Sınırların insanlık açısından zaman içerisinde tamamen kaldırılmasını savunan bir partinin üyesiyim. Ancak bugünkü dünyanın gerçekliği bambaşka. Emperyalizm, eşitsizlik, savaşlar var ve sınırlar bir gerçeklik" diyen Kemal Okuyan, çok sayıda kadın ve çocuğun da ülkelerinden kaçarak başka ülkelere sığındığını vurguladı. "Türkiye-Yunanistan sınırımızı bir kenara bırakırsak, aşağı yukarı sınırdan söz edilemeyecek bir ülke hale geldik" diyen TKP Genel Sekreteri, sınırlarda güvenlik istikrarının olmadığını ancak Türkiye'nin de başka ülkelerin sınırlarına saygı duymadığını söyledi.

'Erdoğan sınırları belirsizleştirmeye karar verdi'

Okuyan, ''Sınırlar Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından yok sayılıyor. AKP hükümeti sınırları bile isteye ortadan kaldırdı. Çünkü Erdoğan, sınırları belirsizleştirmeye karar verdi. AKP'nin mülteci politikasının temelinde 'Yeni Osmanlıcı' politikalar da yatıyor'' ifadelerini kullandı.

"Temkinli olmalıyız. Ortaya yayılan her görüntü gerçek değil" diyen Okuyan şöyle devam etti:

"ABD emperyalizmi diye bir gerçek var. Göç politikaları ve mülteci akımları da ülkelerin askeri, siyasi projeksiyonlarında bir yere sahip. Mültecilerin sırtından para kazananlar var. Akdeniz, bir mezarlığa dönüştü. Ülkemizin katkısıyla yaşanan bir iç savaş var. Bir katliam yaşanıyor ve AKP bu katliama ortak.

'İnsanların başka ülkelere özgürce gitmelerini engelleyen bir şey varsa AKP de imzası var'

2016'da AB'yle bir geri kabul anlaşması imzaladık. Bu anlaşmanın bir unsuru AB'ye üye ülkelere Türkiye vatandaşlarının serbest girişim hakkı söz konusuydu bu zaten hemen unutuldu. Bir de AB'den miktarıyla ilgili tartışmalar olan bir para geldi. Ama asıl mesele Türkiye'nin kabaca mülteci akınını bloke etmesi, mültecilerin Türkiye'de kalmasıydı. Türkiye de bunu kabul etti. AKP'nin bugün 'İnsanlık suçu işliyorlar' demesinin bir anlamı yok, onlar attılar bu imzayı. İnsanların başka ülkelere özgürce gitmelerini engelleyen bir şey varsa burada AKP hükümetinin de imzası var. AKP Türkiye'yi bir toplama kampına çevirirken para almış oldu.

'Kimse durup dururken göç etmiyor'

İnsanlar istedikleri yere gidebilmeli. Ülkelerin nüfusunu, ekonomik durumunu insanları aç bırakıp sömürürken, NATO'ya girerken, savaşları çıkarırken düşüneceklerdi. Kimse durup dururken göç etmiyor. Aş ve iş bulamadıkları yerden göç eder. 20 yıldır ülkede süren gerici dönüşümle ilgili ne yapıldı? Bu dönüşümün kaynağı Türkiye, Suriyeli göçmen değil. Problemleri doğru teşhis etmeliyiz. Ancak göçmenlerin ciddi sorunları da var. Uyum sorunları var, kültürel sorunlar var. 

Afganistan çok geri kalmış ideolojik ve kültürel yapıların baskın olduğu bir ülke. Biz bunları 'Onların kültürü böyle' diyerek folklorik bir bakışla konuya yaklaşamayız. Afganistan'da çocuk tecavüzleri çok yaygın ve meşrulaşmış durumda ne yazık ki. Bir aşiret örgütlenmesi var. Göçmenlerin haklarını savunurken bir hata yapıp bu sorunları görmezden gelirsek yanlış yapmış oluruz. Bu sorunun kaynağı, sömürü düzenidir. Öte yandan mültecilerin uyum sorunu vardır ve bizim onaylayamayacağımız kültürel ve ideolojik bakışları olabilir. Bizim patronlarımız göçmenlere ucuz iş gücü olarak baktığı sürece zaten çözülmez. Göçmenler haklarını aradıklarında linç edileceklerini biliyorlar. Bir göçmen işçi hakkını aradığında dövülüyor, böyle sayısız örnek var."

'AB'yle imzalanan geri kabul anlaşması çöpe atılmalı'

Erdoğan'ın "Gönüllü olarak ülkelerine döndüreceğiz" sözleriyle Zafer Parti Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın açıklamalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Okuyan, "İnsanları gitmeye ikna etmenin bir dizi yolu vardır. Can güvenliği nedeniyle kendi ülkelerinden kaçan insanlara yine aynı nedenle Türkiye'den gitmeleri için hazırlık yapılıyor.Bunlar çok tehlikeli. Gerçek var. Patron küçük bir azınlığı kast etmiyorum ama insanlar iş buldular, düzen kurdular. 'Bunlar geçici misafir' deniyorsa, göçmenlerin huzursuz edilmeleri sağlanacak demektir. Tersinden bir göçe zorlanmasın Türkiye'deki mülteciler. AB'yle imzalanan geri kabul anlaşması çöpe atılmalıdır. Cenevre Sözleşmesi uygulansın" dedi.

Kemal Okuyan Cumhuriyet TV'ye konuk oldu