Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan, TKP’nin Sesi podcastinde AKP iktidarının gerici saldırıları ve bunun karşısında yürütülmesi gereken mücadele hakkında konuştu.
“Memleketi Gericilik Çemberinden Çıkaracağız” başlıklı bölümde konuşan Arikan; patronlar, AKP ve CHP eliyle sürdürülen laiklik karşıtı saldırıların açık bir bilim düşmanlığı yapılarak devam ettirildiğini ve çocukların çok daha pervasızca hedef alınmaya başlandığını belirtti.
Gençlerin Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eliyle hazırlanan bilim düşmanı müfredatlarla kuşatıldığını belirten başkan adayı, biyoloji derslerinin yaratılış ekseninde verilecek olmasının bunun ağır ama yalnızca tek bir örneği olduğunu vurguladı.
Ülkenin ağır ekonomik şartlarının eğitime etkisiyle MEB’in gündemleri arasındaki tezatlığı vurgulayan Arikan “Ülkede beş öğrenciden biri derslere aç giriyor. Bu yalın gerçeğe rağmen MEB’in gündeminde sadece karma eğitim, ÇEDES, tarikat ve cemaatlerle yapılan protokollerin meşrulaştırılması var. Bu ve bunun gibi hamlelerin bizce anlamı çok açık. Bu AKP iktidarının, gericiliğin halka meydan okumasıdır” sözlerini kullandı.
Bu gerici saldırı karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) nasıl bir tutum sergilediğini de örnekleyen Arikan, kendisinin de belediye başkan adayı olduğu başkent Ankara’da belediye de CHP’nin elindeyken cumhuriyet değerlerinin sürdürülmesinin bekleneceğini ancak durumun böyle olmadığını vurguladı. Verdiği örnekte Mustafa Kemal’in vasiyetiyle eğitim alanı olarak belirlenen bir bölgedeki konservatuar ve okulun eski AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek eliyle yıkılışını anlatan Arikan, AKP’ye alternatif olarak gelen CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın mahkemelerin ret yanıtına rağmen bölgeyi Diyanet İşleri Başkanlığına, Diyanet Akademisi yapılması amacıyla teslim ettiğini belirtti.
‘Laikliğin tabutuna çivilerin çakıldığı ülkede şu an şeriat tartışmaları yapılıyor’
Konuşmasına halifeliğin kaldırılışının yıldönümü olan 3 Mart’ın yaklaştığını hatırlatarak devam ederken, Eğitim-İş’in Tandoğan’da düzenleyeceği mitingi önemli bulduklarını da belirten Arikan’ın sözleri şu şekilde:
“Laikliğin tabutuna çivilerin çakıldığı ülkede şu an şeriat tartışmaları yapılıyor. Birkaç gün önce Sincan’daki semt evimizin dibinde bir binaya ‘Yaşasın Şeriat’ yazısı asıldı. Başkentin bir ilçesinde oluyor bunlar. Hilafet, şeriat özlemcilerine karşı Eğitim-İş’in Tandoğan mitingini önemli buluyoruz. O gün Mansur Yavaş ve AKP eliyle yürütülen Diyanet Akademisi projesine karşı biz de bir kez daha sözümüzü söyleyeceğiz.”
‘Laiklik mücadelesi patron düzenine teslim olarak sürdürülemez’
Son olarak Diyanet Akademisi projesi hakkında TKP Ankara İl Örgütü’nün açtığı bir dava olduğunu belirten Arikan, davanın takipçisi olmaya da devam edeceklerini belirtti. Arikan’ın programdaki son sözleri şöyle:
“Sembolik bir mücadele sürdürmüyoruz. Laiklik mücadelesi patron düzenine teslim olarak sürdürülemez. Mansur Yavaş bunun açık sembollerinden birisi. Gerici ve rantçı birçok projede Mansur Yavaş’ın imzası var. Hepsine karşı mücadeleyi büyütmek ve temsil ettikleri değerleri halka daha açık göstermek için daha fazla çalışmamız gerektiğini görüyoruz. Bunu inatla yapacağız. Bu mücadele seçime sıkışmayacak, ötesine geçecek. Seçim döneminde de bütün gerici ve rant projelerinin karşısına dikilmeye devam edeceğiz. Bu da TKP’nin sözü olsun.”