"Çin'de 1989 yılında Tiananmen Meydanı'nda demokrasi isteyen protestocular katledilmiş, üzerlerinden tanklarla geçilmiş, 10'lar 100'ler hatta 1000'ler Çin rejimi tarafından öldürülmüştü..." Yani Batı merkezli medyanın bugün tek bir ağızdan söylediklerine bakılırsa...
Çin'de 1989'da gerçekleşen şiddet olayları hakkında ABD devlet aygıtı ve bunun güdümündeki Batı medyası yıllardır kendi kendine yanlışlanan bir masallar zinciri üretiyor; Barışçıl eylemcilere saldıran askerler, elinde market poşetiyle giden bir kişinin Tiananmen meydanında tanklar tarafından ezilmesi, Çin hükümetinin sayısı (sürekli değişmekle birlikte) "1000'lerce insanı öldürdüğü"... İşin ilginç kısmıysa söz konusu hikayelerin tamamı yanlış olmakla birlikte bunlar sadece bağımsız medya kuruluşları veya Çin hükümet kanalları tarafından değil, doğrudan bunları uyduran Batı egemen medyası tarafından da yalanlanmış durumda.
Çin'de 1989 yılında Batı güdümlü başarısız "renkli devrim" girişimi sırasında ABD'nin bütün medya kuruluşları, o zamanki ABD hükümetiyle paralel bir şekilde şunu anlatıyordu: Yedi hafta boyunca Tiananmen Meydanı'nı işgal eden demokrasi yanlısı öğrenciler katledildi... Tiananmen Meydanı “katliamı” hakkında üretilen histeri, 4 Haziran 1989'da Çin hükümeti nihayet protestocuları süpürdüğünde ne olduğuna dair bir komplo teorisine dayanıyordu.
'Barışçıl eylemler' yalanı: Askerleri öldürüp astılar
ABD emperyalizminin şahin yayın organlarından Wall Street Journal, “demokrasi yanlısı” olarak ifade ettiği eylemcilerin düzenli olarak "barışçıl" olduğunu yazsa da 4 Haziran'dan hemen sonra çıkan yazılarında, “bazıları artık silahlarla ve orduyla çatışmalarda komuta edilen araçlarla donanmış radikalleşmiş protestocuların” daha büyük silahlı mücadelelere hazırlandığını yazdı. 4 Haziran olaylarıyla ilgili Wall Street o tarihlerde şunları yazmıştı:
“Tank birlikleri ve on binlerce asker Tiananmen'e yaklaşırken öfkeli kalabalıklar birçok askere saldırdı… Onlarca asker kamyonlardan çekildi, ciddi şekilde dövüldü ve ölüme terk edildi. Meydanın batısındaki bir kavşakta, dövülerek öldürülen genç bir askerin cesedi çırılçıplak soyuldu ve bir otobüsün yan tarafına asıldı. Başka bir askerin cesedi, meydanın doğusundaki bir kavşağa asıldı.”1
Öte yandan 4 Haziran'dan önceki günlerde hâlâ sert bir müdahalede bulunmayan Çin kolluk kuvvetlerine karşı "barışçıl eylemcilerin" molotof kokteylleri ve demir sopalarla silahlandığıysa Batı medyası tarafından bile belgelendi.
Öte yandan 4 Haziran'dan iki gün önce Tiananmen Meydanı'na giren silahsız askerlerin canlı canlı ateşe verildiğini ve cesetleri otobüslere asılarak sergilendiği, askerlerin linç edildiği, askeri araçların içerisinde personel varken "eylemciler" tarafından yakıldığı, dövülerek askerlerin öldürüldüğü gibi gerçekler bugün Batı menşeli kanallardan servis edilen haberlerde "Katliam" ifadeleri kadar geniş yer almadı. Benzer bir şekilde askerlerin ilk başta silahsız oldukları da.
Öte yandan Washington Post 12 Haziran 1989'da "demokrasi yanlısı muhalefet" olarak tanımladığı militanları övmek için yazdığı bir yazıda muhaliflerin uyguladığı şiddetin oldukça ağır olduğunu kabul ediyor:
"Hükümetin konumu, bazı bölgelerde göstericilerin yanıt vermeyen birliklere saldırması ve bu olayların videoya kaydedilmesi gerçeğiyle destekleniyor. Artık gece televizyonlarda, protestocuların askerleri taşladığı, onları direklerle dövdüğü ve özellikle dramatik bazı fotoğraflarda kamyonların, otobüslerin ve hatta zırhlı personel taşıyıcılarına molotof kokteyli atıldığı görüntüleri yayınlanıyor. Bazı durumlarda, o sırada askerler hâlâ içerideydi. Batı Pekin'deki bir caddede, göstericiler 100'den fazla kamyon ve zırhlı araçtan oluşan bir askeri konvoyu ateşe verdi. Yangının havadan çekilmiş görüntüleri ve duman sütunları, hükümetin askerlerin cellat değil kurban olduğu yönündeki iddiasını güçlü bir şekilde destekledi. Diğer sahneler, askerlerin cesetlerini ve göstericilerin direnmeyen askerlerin otomatik tüfeklerini çıkardıklarını gösteriyor."2
4 Haziran günü hükümetin eylemleri bastırmasına giden süreçte Çin'de hükümet karşıtlarının ve askerlerin canına mal olan şeyin, barışçıl öğrencilerin katledilmesi değil, askerlerle "demokrasi yanlısı" silahlı militanlar arasında meydana gelen çatışmalar olduğuysa Batı medyasında tutturulan dilde gizlenmeye çalışılıyor.
'Binlerce öğrenci öldürüldü' iddiasının kaynağı
4 Haziran 1989'dan hemen sonraki günlerde, New York Times manşetleri, makaleleri ve başyazıları, ordu Meydan'a tank ve asker gönderdiğinde “binlerce” barışçıl eylemcinin katledildiği iddiasını ortaya attı. New York Times ilk defa ölü sayısına ilişkin yuvarlak olmayan bir veri verdiği zaman 2 bin 600 kişinin öldürüldüğü iddiasını ortaya attı.
New York Times 21 Haziran'da yayımladığı yazısında "Gerçek ölüm sayısının muhtemelen hiçbir zaman bilinemeyecek" derken "geride kanıt bırakmadan binlerce insanın öldürülmüş olması mümkün" şeklinde ilginç bir iddiaya imza attı. Her türlü ölü sayısını "makul tahmin" olarak sunan NYT, öte yandan şöyle ekliyor:
"Amerikan tahmini de dahil olmak üzere binlerce ölümün erken tahminlerinden bazıları, Çin Kızıl Haçı'nın 2.600 ölüm kaydettiği raporlarına dayanıyordu."3
Ancak Çin Kızıl Haçı'nın böyle bir açıklaması veya tahmini bulunmuyor. NYT'de bu gerçeğe yazısında kısaca yer verirken 2,600'ün bir söylenti olduğunu ekliyor. NYT'nin kendi haberlerine ilişkin bu "düzeltmeyi" yapmasına karşın söz konusu komplo teorileri ve ortaya atılan ölü sayıları sürekli yükselmeye devam etti.
NYT'yi takip eden bütün ABD anaakım medya kuruluşları herhangi bir kaynak veya kanıt sunmadan “binlerce” kişinin öldürüldüğünü yazmaya başladı, bazıları ölü sayısının 8 bine kadar ulaştığını iddia etti. En yüksek sayıysa NBC'den geldi. Keza hiçbir kaynak göstermeden kanalın Washington Büro Şefi Tim Russert, katıldığı Meet the Press programında Tiananmen Meydanı'nda "on binlerce" kişinin öldüğünü söyledi.3
300 kişi öldü, çoğu Halk Kurtuluş Ordusu askerleri
O sırada Çin hükümetinin olaylarla ilgili resmi açıklaması, sahte propaganda olarak hemen gözden çıkarıldı. Çin, 4 Haziran'daki çatışmalarda yaklaşık 300 kişinin öldüğünü ve ölenlerin çoğunun Halk Kurtuluş Ordusu askerleri olduğunu bildirdi. Çin, Tiananmen Meydanı'nda öğrenci katliamı olmadığı konusunda ısrar etti ve aslında askerler, herhangi bir ateş açmadan Tiananmen Meydanı'ndaki göstericileri temizledi.
ABD'li gazeteciden itiraf: Meydanda kimse öldürülmedi
Öte yandan Washington Post'un Pekin'deki ilk Büro Şefi Jay Mathews, Columbia Journalism Review'da 1998'de yayınlanan bir makalesinde şunları söyledi:
"Ben dahil o gece yüzlerce yabancı gazetecinin çoğu şehrin başka yerlerindeydiler ya da öğrenci hikayesinin son bölümüne şahit olamasınlar diye meydandan uzaklaştırıldılar. Yakın kalmaya çalışanlar, bazı durumlarda bir öğrenci katliamı efsanesini destekleyen dramatik hesaplar yaptılar"4
Mathews'in "Tiananmen Meydanı Katliamı" komplo teorilerine dair kendi itiraflarını içeren demeci, olaydan dokuz yıl sonra yayınlandı. Mathews, yazısında daha sonra yapılan düzeltmelerin çok az etkisi olduğunu kabul etti:
"Tiananmen'in gerçekleri uzun zamandır biliniyor. [ABD Başkanı Bill] Clinton bu Haziran'da meydanı ziyaret ettiğinde, hem Washington Post hem de The New York Times, 1989'daki baskılar sırasında orada [Tiananmen Meydanı'nda] kimsenin ölmediğini açıkladı. Ama bunlar uzun yazıların sonundaki kısa açıklamalardı. Şehir efsanesini çürütmek için çok da bir şey yaptıklarından şüpheliyim.”4
2-4 Haziran günlerinde ne olmuştu?
Yedi hafta boyunca Çin hükümeti Pekin merkezli eylemlere pek de müdahale etmedi. 2 Haziran öncesinde Başbakan eylemci liderleriyle doğrudan bir araya geldi ve toplantı ulusal televizyonda yayınlandı. Ancak protestolar bu toplanı sonucu yatışmadı. Çin'in başkentini felç eden eylemlere 7. hafta müdahale kararı alan Çin Hükümeti Tiananmen Meydanı'nı temizleyerek protestoları sona erdirmeye karar verdi. 2 Haziran'da birlikler Meydan'a silahsız geldiler ve çok sayıda asker linç edilerek öldürüldü veya canlı canlı yakıldı.
4 Haziran'da Çin ordusu, Meydan'a silahlarla yeniden girdi. 12 Haziran 1989'da, çatışmadan sekiz gün sonra, New York Times, bir öğrenci olan Wen Wei Po'nun Tiananmen Katliamı hakkında "kapsamlı" ama aslında tamamen uydurma bir görgü tanığı haberi yayınladı. Haber vahşet, toplu katliam ve kahramanca sokak savaşlarının ayrıntılı betimlemeleriyle doluydu. Meydana bakan binaların çatılarından Çin odusu makineli tüfeklerinin öğrencileri nasıl vurduğunu anlatan haber ABD genelinde medya tarafından alındı aynen servis edildi.5
Öte yandan New York Times'ın bu "gazeteciliği" büyük alay konusu oldu. En sonunda Çin'deki New York Times muhabiri Nicholas Kristof, makaleye çeşitli düzeltmeler eklemek zorunda kaldı. Kristof, 13 Haziran 1989 tarihli bir makalesinde şu beyanlarda bulundu:
Wen Wei Po makalesinin ana teması, askerlerin daha sonra anıtın etrafındaki alanda öğrencileri dövüp makineli tüfekle vurması ve bir dizi zırhlı aracın geri çekilmelerini kesmesiydi. Ancak tanıklar, zırhlı araçların anıtı çevrelemediğini, meydanın kuzey ucunda kaldıklarını ve anıtın çevresinde toplanan öğrencilere askerlerin saldırmadığını söylüyor. O gece başka birkaç yabancı gazeteci de anıtın yakınındaydı ve hiçbirinin anıtın çevresinde öğrencilerin saldırıya uğradığını bildirmediği biliniyor.”6
Çin hükümetinin açıklamaları, yakındaki mahallelerde sokak çatışmalarının ve silahlı çatışmaların meydana geldiğini kabul ediyor. O gece aralarında silah sesleri, molotof kokteylleri ve dayaklardan ölen çok sayıda asker de dahil olmak üzere yaklaşık üç yüz kişi kişinin öldüğü açıklandı.
New York Times muhabiri Kristof da birkaç sokakta çatışmalar olduğunu doğruluyor fakat Meydan'ndaki bir öğrenci katliamıyla ilgili “tanık” iddialarını yalanlıyor. Kristof 4 Haziran günü meydandaki öğrencilerin ve pop şarkıcısı Hou Dejian'ın askerlerle pazarlık ettiklerini ve şafakta ayrılmaya karar verdiklerini belirtiyor. Sabah 5'den itibaren öğrencilerin hep birlikte dışarı çıkarken Kristof "Çin televizyonu, öğrencilerin ayrıldığını ve öğrenciler ayrılırken birlikler içeri girerken görünüşte boş olan meydanı gösterdi” diye aktarıyor.
'Tiananmen'deki torba taşıyan adamı tanklarla ezdiler' efsanesi
Ünlü Tiananmen meydanında tankların önünde duran adam fotoğrafı genel olarak basın tarafından servis edilen "Tiananmen Katliamı" komplo teorileri eşliğinde sunularak ünlenmişti.
Söz konusu olayın videoları medyada yer almazken "katliam" ve söz konusu fotoğraf açıklama olmadan bir arada kullanılarak adamın tanklar tarafından ezildiğine dair komplo teorisinin yayılması için zemin hazırlandı. Batı medya kanalları ve propaganda araçları özellikle olayın tamamını göstermemeyi tercih ederek şehir efsanesini büyümesine daha da alan açtı.
Söz konusu ünlü fotoğrafı çeken gazeteci Jeff Widdener CBSN'e verdiği bir demeçte ilk başta tankların adamı ezeceğini düşündüğünü fakat böyle bir şeyin gerçekleşmediğini belirtiyor.7
Öte yandan Widdener olaylar sırasında eylemcilerin 3 Temmuz'da askerleri linç ettiği ve yaktığını hatırlatarak bunların tanık olduğu en korkunç olaylar olduğunu belirtti. Widdener olayların bu andan itibaren şiddetlendiğini ifade etti.
Eylemcilerin önderi kan gölü istiyordu, ama kendi kanı değil
ABD güdümlü eylemlerin liderlerinden Chai Ling'se 4 Haziran'daki olaylardan kısa süre önce verdiği bir söyleşiyle dikkat çekmişti. Yine Batı medyası tarafından dillendirilmeyen söyleşide Chai Ling, eylemlerin başarılı olabilmesi için "Bir kan gölü olmasını umuyoruz" demişti.
Hükümeti kan dökme konusunda provoke etmek zorunda olduklarını belirten Chai şunları söylemişti:
"Aslında umduğumuz şey kan dökülmesi, hükümetin insanları yüzsüzce katletmeye hazır olduğu an. Sadece Meydan kanla dolduğunda Çin halkı gözlerini açacak. Ancak o zaman gerçekten birleşecekler. Ama bunu öğrenci arkadaşlarıma nasıl açıklayabilirim?
Ve gerçekten üzücü olan, bazı öğrenciler ve iyi bağlantıları olan ünlü kişiler, hükümete yardım etmek, bu tür önlemleri almak için çok çalışıyorlar. Bencil çıkarları ve özel işleri uğruna hükümet harekete geçecek kadar çaresiz hale gelmeden önce hareketimizi sönümlendirmek ve bizi Meydandan çıkarmak için çalışıyorlar."8
Chai Ling aynı söyleşisinde eylemlerin kendi kendisine sönümlenmesi durumunda hükümetin tüm elebaşlarını ortadan kaldıracağını söylüyordu. Kendisi gibi "liderlerin" ortadan kaldırılması tehlikesini dillendiren Chai, "Bu yüzden çok kötü hissediyorum, sıra arkadaşlarıma söyleyemiyorum, onlara doğrudan halkın ayağa kalkması için kendi kanımızı ve canımızı kullanmamız gerektiğini söyleyemiyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Öğrencilerin kendi canlarını vermek için istekli olacaklarını söyleyen Chai, "Ama onlar yine de gencecik çocuklar" diye eklediği söyleşisinde muhabir Philip Cunningham'ım "Sen meydanda şahsen bekleyecek misin?" sorusunaysa doğrudan bir "Hayır" yanıtını veriyordu.
Diğer öğrencilerin fedakârlık yapmaları ve canlarını vermeleri gerektiğini söyleyen Chai, neden kendisinin bunu yapmayacağı sorusuna şöyle cevap veriyordu:
"Çünkü benim durumum farklı. Adım hükümetin kara listesinde. Bu hükümet tarafından yok edilmek istemiyorum. Ben yaşamak istiyorum. Her neyse, bu konuda böyle hissediyorum. İnsanlar bencil olduğumu söyleyecekler. insanların başladığım işi devam ettirmesi gerektiğine inanıyorum. Bir demokrasi hareketi tek kişi ile başarılı olamaz. umarım az önce söylediklerimi şu an için rapor etmezsiniz. Tamam?"
Chai daha sonrasında yurt dışında "demokrasi mücadelesi" olarak adlandırdığı kariyerini sürdürmeye devam etti.
Söz konusu olayların Batı medyasının sürekli sunmasının ABD'nin Çin karşıtı dış politikasının yoğunlaşmasından ayrıksı düşünmek imkânsız olur. ABD kendi hegemonyasını tehdit ettiğini düşündüğü Çin'i hedef almak için geçtiğimiz iki yılda koronavirüs ve Sincan üzerinden uydurduğu komplo teorilerini kullandığı şekilde Tiananmen olaylarını da kullanıyor. Söz konusu "katliam" yalanlarının, yalanların üretildiği kanallar tarafından çürütülmesi bir şeyi değiştirmiyor, 4 Haziran günü Batı medyası tek bir ağızdan aynı yalanları tekrar uyduruyor.
WikiLeaks 2011'de yayınladığı belgelerde olayı bir kere daha çürütmüştü. Pekin’deki ABD Büyükelçiliği’nin belgelerine de işlenen verilerde de Çin ordusu tarafından bir katliam gerçekleştirilmediği vurgulanmış, askerlerin Tiananmen Meydanı’nda değil Pekin şehir merkezinin dışında gösterilere ateş açtığı ifade edilmişti. Olaylara şahit olan bir Şilili diplomatın meydanda bir askeri müdahale gerçekleşmediğine dair ifadesi de sızdırılan belgeler araısndaydı.
- 1. https://www.wsj.com/articles/BL-CJB-22543
- 2. https://www.washingtonpost.com/archive/politics/1989/06/12/images-vilif…
- 3. a. b. https://www.nytimes.com/1989/06/21/world/a-reassessment-of-how-many-die…
- 4. a. b. https://archives.cjr.org/behind_the_news/the_myth_of_tiananmen.php
- 5. https://www.nytimes.com/1989/06/12/world/turmoil-in-china-student-tells…
- 6. https://www.nytimes.com/1989/06/13/world/turmoil-china-tiananmen-crackd…
- 7. https://www.cbsnews.com/video/tank-man-photographer-reflects-on-30-year…
- 8. https://www.youtube.com/watch?v=hcyPJ29PLX4&t=6m3s