soL, geçtiğimiz yıl THK'nın içinin nasıl boşaltıldığını ayrıntılarıyla aktarmış, kuruma ilişkin hazırlanan 4 ayrı raporda yolsuzlukların tespit edildiğine işaret etmişti. O günden bugüne kurumdaki yolsuzluklar konusunda savcılıklara da iletilen başlıklarda hiçbir gelişme yaşanmazken, kurumda bir süre danışman olarak görev yapan Haluk Pekşen, hem bu dosyaların akıbetine hem de kurumun başında olan kayyum heyetinin hukuksuzluğuna ilişkin soL'a açıklamalarda bulundu.
Kurumda tasfiye 2010'dan bu yana sürüyor
Eski CHP'li vekil Haluk Pekşen, geçtiğimiz yıl soL'a yaptığı açıklamada kurumun 2010 yılından bu yana sistematik bir saldırıya maruz kaldığına işaret ederek, “Kurumun içinde bulunduğu durumu iki ay boyunca bütün yönleriyle inceledim. Kurumu soyanlar, içinde bulunduğu borç batağına düşürenler isim isim devletin resmi arşivinde yer alıyor. Bu konuda dört ayrı rapor hazırlandı. Bu raporlar sümenaltı edildi. Sümenaltı edilen bu raporları ellerimle savcılığa verdim. Sorumlular bu raporlarda açık açık yer alıyordu ama hiçbir gelişme yaşanmadı" ifadesini kullanmıştı.
'Herkes elbirliğiyle bu kurum batsın diye elinden geleni yaptı'
Bu sözlerin üzerinden bir yıllık bir süre geçerken, bugün ülkenin dört bir yanında süren yangınlara THK'nın neden müdahale etmediği, yangın söndürme uçaklarının neden çürümeye terk edildiği konuşuluyor. Kayyum heyeti uçakların 4 milyon dolarlık bir bakıma ihtiyacı olduğunu belirtirken, bu işlemin neden yapılmadığı sorusuna ise yanıt dahi veremiyor.
Peki, bugün 4 milyon dolarlık bir kaynak yaratamayacağını iddia eden kurumun milyonlarca doları nasıl buharlaştı, bu yolsuzluğu yapanlar hakkında tek bir işlem yapıldı mı?
soL'un arada geçen süreçte bu yolsuzluk dosyalarında herhangi bir gelişme yaşanıp yaşanmadığına ilişkin sorusuna yanıt veren Pekşen, "Bu konuda yaşanacak gelişmeler ne devletin ne kurumun ne de muhalefetin umurumda. Herkes elbirliğiyle bu kurum batsın diye elinden geleni yaptı. Ben yapmam gerekeni yaptım, İçişleri Bakanlığı, YÖK, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Ernst and Young’ın her birinde 20'ye yakın yolsuzluk tespit edilen raporlarını savcılığa sundum, ancak sonrasında kimse bunları takip etmedi, hiçbir gelişme olduğunu da sanmıyorum" ifadesini kullandı.
'Söylediklerimin yüzde 10'u dikkate alınsaydı bugün ülke cayır cayır yanmazdı'
O gün bu konuda ortaya çıkan yolsuzluk dosyaları ve kurumda yaşananlara ilişkin dile getirdiklerinin yüzde 10'unun ciddiye alınması durumunda bugün ne Manavgat'ın ne Marmaris'in ne de Bodrum'un cayır cayır yandığı bir tabloyla karşı karşıya olmayacaklarını söyleyen Pekşen, "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali bir durumla karşılaştık. Dört raporda da onlarca yolsuzluk başlığı vardı, birçok suç duyurusunda bulunuldu. O günden bugüne hiçbir gelişme olduğunu sanmıyorum" dedi.
Kayyum heyetinin görevi sadece 45 gündü
Pekşen, kurumun halihazırda başında olan kayyum heyetine ilişkin de çarpıcı bir açıklamada bulundu.
Pekşen, kayyum heyetinin sadece 45 günlüğüne kurumun başına getirildiğini, tek görevinin de kurumu genel kurula taşımak olduğunu söylerken, buna karşın aradan 2 yıl geçtiğini ve kayyum heyetinin hukuksuz bir şekilde göreve devam ettiğini, üstelik de bu süreçte kurumun mal varlıklarını sattığını ifade etti.