Taze kriz sonrası İbrahim Kalın'dan Trablus'a ziyaret: Libya'da neler oluyor?

MİT Başkanı İbrahim Kalın, siyasi krizin yeniden baş gösterdiği Libya'ya gitti. Ülkedeki siyasi fraksiyonlar, merkez bankası başkanının görevden alınmasının ardından yeniden açmazda.

Haber Merkezi

Eski lider Muammer Kaddafi'nin NATO müdahalesiyle öldürüldüğü 2011 yılından sonra iki yönetime bölünen ve uzun süre iç savaşlarla boğuşan Libya'da bu sefer Merkez Bankası yönetimi üzerinden kriz yaşanıyor.

Bankanın uzun süredir görev yapan başkanı Sadık el Kabir, kendisine ve personeline yönelik tehditler nedeniyle ülkeden kaçtı. Bunun üzerine bankanın faaliyetleri durma noktasına geldi. Bu durum ülke içindeki finansal sistemi ve bankaya yönelik uluslararası güveni tehdit etti.

Siyasi fraksiyonlar arasında silahlı çatışmalar yerine merkez bankası üzerinden çıkan bu savaş, Libya'nın merkez bankasının ve petrol üretiminin kontrolü için yapılıyor. 

2 Eylül'de duyurulan son Birleşmiş Milletler (BM) destekli girişime göre, Merkez Bankası'nın bir sonraki yönetimi, uzun yıllar çatışma içerisinde olan Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ve Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlı Cumhurbaşkanlığı Konseyi arasında paylaşılacak. Bu formülün başarılı olacağına dair ciddi şüpheler var, çünkü bu iki taraf her zaman gergin ilişkiler içerisindeydi.

Cumhurbaşkanlığı Konseyi, 2019-2020 iç savaşından sonra BM arabuluculuğuyla kurulan 2021 Libya Siyasi Diyalog Forumu'ndan doğmuştu. Üç üyeli Konsey esasen etkisizdi ve nominal yetkisinin çoğunu Ulusal Birlik Hükümeti'ne ve görev süresinin dolmasından iki yıldan fazla bir süre sonra görevde olan Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'ye devretti. Dibeybe'nin, el Kabir'le harcamalar yüzünden yaşadığı anlaşmazlık son krizi tetikledi. Cumhurbaşkanlığı Konseyi, son olarak anayasal hakkını gerekçe göstererek el-Kabir'i görevden aldı. Bu hamle, Tobruk yönetimi taraftarlarının tepkisine neden oldu.

İbrahim Kalın'dan Trablus'a ziyaret

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, siyasi krizin yeniden baş gösterdiği Libya'ya geçtiğimiz hafta ziyarette bulundu.

Kalın, yardımcısı Cemalettin Çelik'le birlikte Trablus'u ziyaret etti. Burada Birleşmiş Milletler tarafından tanınan, Türkiye tarafından da desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Libya Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleriyle görüştü. 

Kalın'ın Ankara'nın Libya'daki çatışmaların "ulusal mutabakatla çözülmesi ve çatışmasızlığın devam etmesi" umudunu ilettiği ve ayrıca Ankara'nın Libya'nın birliğine ve istikrarına olan bağlılığını yinelediği kaydedildi.

Ulusal Birlik Hükümeti'nden yapılan açıklamaya göre, Dibeybe, MİT Başkanı'yla yaptığı görüşmede ikili ilişkileri ve Gazze'deki durum başta olmak üzere Ortadoğu'daki güncel gelişmelerle ilgili karşılıklı çıkarları ele aldı.

Türk güvenlik kaynakları da görüşmelerde bölgesel istikrarı ve sivil korumayı desteklemek için ortak çabaların öneminin vurgulandığını ve siyasi ve güvenlik konularında iş birliğinin güçlendirilmesine odaklanıldığını belirtti.

Kalın ve Çelik, Dibeybe'yle görüşmeden önce Libya Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri Abdullah el-Lafi ve Musa el-Koni ile de görüşmelerde bulundu. Görüşmede Libya'nın son siyasi gelişmelerini ve istikrarı güçlendirmenin ve siyasi süreci ilerletmenin yollarının ele alındığı kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nden yapılan açıklamada, Libya yetkililerinin mevcut zorluklarla başa çıkmak için birleşik bir ulusal iradeye ihtiyaç duyulduğunun vurgulandığı belirtildi.

Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasıyla yeni kriz

Kalın'ın ziyareti, Dibeybe'nin Mayıs ayı sonlarında Ankara'ya gelmesinden bu yana taraflar arasındaki en üst düzey temas oldu. Ziyaret, Libya'daki iki hükümetin, geçtiğimiz ay Libya Merkez Bankası Başkanı Sadık el Kabir'in görevden alınmasıyla ilgili siyasi çıkmazı çözmeye çalıştığı sırada gerçekleşti.

Merkez Bankası'nın, neredeyse tüm ulusal gelirin kaynağı olan Libya'nın petrol ihracatından fon alıp dağıtma işlevi bulunuyordu. El Kabir'in görevden alınmasının ardından, Tobruk yönetimindeki tüm fraksiyonlar, tüm petrol üretiminde kapanış ilan ederek, görevden almanın durdurulmasını talep etti.

Sisi'nin ziyaretinde de Libya görüşülmüştü

Kalın'ın ziyareti, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin Ankara'ya yaptığı ziyaretin ardından gerçekleşti. Sisi, Ankara ziyaretinde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer üst düzey yetkililerle Libya'daki durumu da görüşmüştü.

Libya, iki ülke arasında önemli bir anlaşmazlık noktasıydı. Erdoğan hükümeti, UMH'yi desteklerken, Sisi, Tobruk hükümetinin en büyük destekçisiydi.

Sisi'nin ziyaretinde, her iki taraf da müzakerelere devam etme konusunda anlaşmaya varmıştı. Görüşmelerde yabancı güçlerin ve paralı askerlerin çekilmesi ve Libya'nın toprak bütünlüğünü ve istikrarını garanti altına almak için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması gerektiği vurgulanmıştı. Sisi, Çarşamba günü Erdoğan ile yaptığı ortak basın toplantısında bu noktaları yinelemişti.

Türkiye, 27 Kasım 2019'da İstanbul'da Fayiz es-Serrac liderliğindeki önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzalanan bir güvenlik ve askeri işbirliği anlaşması kapsamında 2020'den bu yana Libya'ya binlerce asker ve Suriyeli paralı asker konuşlandırmıştı.

Libya'da yeniden baş gösteren siyasi kriz

Libya, 2011 yılında ülkenin lideri Muammer Kaddafi'nin NATO müdahalesiyle öldürülmesinin ardından iki yönetime bölünmüştü. Trablus ve Tobruk yönetimleri arasında süren çatışmalarda Türkiye, Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) destekliyordu. 

Ülkedeki iç savaş, Temsilciler Meclisi'nin bulunduğu Tobruk'u kontrol eden General Halife Hafter'in lehine ilerliyordu. Türkiye'nin 2020 yılında Trablus yönetimine askeri destek gönderme kararının ardından ibre UMH'nin lehine döndü ve Hafter kuvvetleri cephede yenilgiye uğradı. Karabağ'da olduğu gibi Libya'ya da SİHA ve Suriyeli paralı asker desteği gönderen AKP hükümeti, ayrıca TBMM'den geçen tezkereyle TSK unsurlarını da bölgeye sevk etmişti.

Çatışmaların ardından Birleşmiş Milletler arabuluculuğuyla taraflar barış masasına oturdu. Masada, Türkiye'nin de aralarında olduğu birçok uluslararası aktör vardı. 2020 sonunda imzalanan anlaşmaya göre, Libya'da tek bir parlamenter yönetime geçiş dönemi başlatılacaktı. Bu kapsamda, 2021 yılında seçim yapılması koşuluyla ülkenin başına geçici olarak Abdülhamid Dibeybe'nin hükümeti geçmişti.

Ancak Dibeybe hükümeti, 2021 yılında seçim yapmak yerine iktidarda kalmayı tercih etti. Bunun üzerine hem uluslararası hem de yerel güçler arasında yeniden kriz ortaya çıktı. Türkiye’nin zamanında desteklediği Fethi Başağa, Temsilciler Meclisi tarafından başbakan olarak seçildi ve 2022 yazında Trablus’a askeri güçleriyle girdi. 

Bunun ardından, ülkedeki siyasi iklim görece bir istikrara kavuşmuştu. Ancak merkez bankası başkanının görevden alınması, ülkedeki siyasi fraksiyonlar arasındaki gerilimi yeniden körükleyebilir.