Tarikat cinayeti: Öldürttü, cesedin başında göbek attı, tahliye edildi

Gazeteci Fethi Yılmaz’ın 'Katli Vacip' kitabında yer alan 2006 yılında gerçekleşmiş bir tarikat cinayeti, kitap sonrası yeniden gündeme geldi.

Haber Merkezi

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, 2006 yılında gerçekleşen bir tarikat cinayetini, gazeteci Fethi Yılmaz’ın 'Katli Vacip' kitabına atıf yaparak köşesine taşıdı.

Rufai tarikatına mensup İsmail Hikmet Öncel'in tarikat müridleri tarafından öldürülmesi ve cinayetin hemen ardından aynı yerde kına gecesi düzenlemesini köşesine taşıyan Terkoğlu, yapılan itiraflara rağmen tarikat şeyhi Ömer Faruk Tüker'in korunduğu ve beraat ettirildiğini, beraat eden isimlerin Cemaat'ten yargılandığını ancak şimdi aynı mahkemelere başka tarikatların hakim olduğunu söyledi.

Terkoğlu yazısında şu ifadeleri kullandı:

İsmail Hikmet Öncel ile eşi Leyla Öncel, 14 Şubat 2006’yı ertesi güne bağlayan gece, “bir nedenle” kavga etti. İsmail Hikmet evi terk etti. Her ikisi de Rufai tarikatından, 1981 doğumlu genç Şeyh Ömer Faruk Tüker’in müridiydi. Neden kavga etmişlerdi?

Bir iddia, Leyla Öncel’in, eşinin aldığı altınları şeyhe vermesiydi. Öteki ise iddianamede şöyle anlatıldı:

“Sanık (şeyh) Ömer Faruk Tüker ile maktulün eşi Leyla Öncel arasında 2006 yılı ocak ayından itibaren duygusal yakınlık oluştu. (…) 01 Ocak 2006 tarihinden olayın olduğu 25 Şubat 2006 tarihine kadar telefonda hemen her gün uzun süreli görüşme yapmalarının yanı sıra 01, 22, 27, 28, 29, 30 ve 31 Ocak - 03, 05, 09, 11, 22 ve 21 Şubat 2006 günü geç saatlerde (saat 23.00-05.00 arasında) karşılıklı mesaj gönderdikleri...

Cinayeti itiraf eden katil İbrahim Bakır da bu iddiayı doğruladı. Katlettiği ve aynı zamanda bacanağı olan İsmail Hikmet’in ona, “Benim başıma gelen senin başına gelse sen de aynı şeyi yaparsın” dediğini söyledi.

Hem şeyhi hem eşi ile ters düşen İsmail Hikmet’i öldürme işi, şeyhin müridi İbrahim Bakır’a ve şeyhin kardeşi Mustafa Tüker’e düşmüştü.

Mustafa Tüker ve İbrahim Bakır, tarikatın zikirlerinin yapıldığı bağ evinin arkasındaki mağara evinin bahçesine, 25 Şubat 2006 sabahı bir çukur açtı.  Akşam 5 gibi İsmail Hikmet’i, bir bahaneyle oraya getirdiler. Mustafa Tüker, İsmail Hikmet’i önce göğsünden ardından başından vurdu. Can çekişen Öncel’in telefonunu, ardından cüzdanını ve cebindeki 1500 lirasını aldılar. İbrahim Bakır, çukura attıkları İsmail Hikmet’in kafasına 13 el daha ateş etti. Ardından üstüne toprak attılar.

Daha da beteri…

O akşam bağ evinde, Şeyh Ömer Faruk Tüker’in öteki kardeşi İbrahim Halil’in kına gecesi vardı. Ertesi gün evlenecek damat için yapılan kutlama ertelenmedi. Arka bahçede İsmail Hikmet’in cesedi soğurken, bağ evinde oyun oynandı.

Arayış, İsmail Hikmet’in kardeşlerinin kayıp ağabeylerinin peşine düşmesiyle başladı. Polis gelip bağ evinde arama yaptığında, gömü ve kan izlerini fark etti. Mezar açıldığında, İsmail Hikmet’in 15 mermi yemiş cesedi bulundu.

Cinayeti önce şeyhine biat etmiş İbrahim Bakır tek başına üstlendi. Olayı, “kravat çekme şakası”yla başlayan şahsi husumete bağladı. Peki, cinayeti tarikat adresinde işleyip bir de oraya gömme işini nasıl gerçekleştirmişti? Şeyhin kardeşi Mustafa Tüker’in suç ortağı olduğunu itiraf etti. Azmettiricinin şeyh olduğunu da söyledi. Anlattığına göre, Leyla Öncel ile duygusal ilişkisinin duyulması korkusu yaşayan Şeyh Ömer Faruk Tüker, “manevi bir emir” diyerek Bakır’ın görevini açıklamıştı.

Davada tutuklanan Şeyh Ömer Faruk Tüker’i bir el koruyordu. Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesi, şeyh hakkında, delil yetersizliğine dayanarak beraat kararı verdi. İbrahim Bakır ve şeyhin kardeşi Mustafa Tüker’i ise müebbet hapse mahkûm etti. Şeyhin kardeşi ve en sadık adamı durup dururken, şeyhle sorun yaşayan bir müridi, hem de tarikatın zikir evinde, şeyhten habersiz neden katletmişlerdi?

Mahkeme bu soruya yanıt vermedi? Ancak hikâye FETÖ operasyonlarıyla daha da ilginç bir hal aldı. Kitapta anlatılana göre, “Yetmez ama evet” denilen referandumun ardından oluşan HSK, mahkeme başkanı Ahmet Turan Doğan’ı, Yargıtay’a kadar taşımıştı. Doğan, 15 Temmuz’un ardından önce görevden alındı, sonra tutuklandı, 2019’da FETÖ üyeliğinden ceza aldı. Heyetin diğer hâkimi Zeynep Ateş de FETÖ gerekçesiyle ihraç edildi. Tarikatların suçlarını FETÖ’nün temizlediği, FETÖ’den boşalan yerlere diğer tarikatların geldiği döngü, yeni bir aşamaya geçmişti.