Suriye'de HTŞ liderliğindeki cihatçı gruplar eliyle Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yönetimi sona erdi. Devrilen iktidar sonrası İsrail güçleri Suriye geneline hava saldırıları düzenliyor. Ülkenin önemli askeri tesisleri yanında pek çok vilayet bombalanıyor.
Peki sınırımızda yaşanan bu gelişmelere Türkiye'de "muhalefet" ne diyor?
Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nde konuşan muhalefet partilerinin bir bölümü sınırdaki gelişmelere Türkiye'nin dahil olmasına ses çıkartmazken, bir bölümüyse sadece sığınmacıların geri dönüşüne odaklanıyor.
Ancak AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasındakine benzer şekilde ortaklaşılan düşünce "demokratik bir hükümetinin kurulması" için çalışılması.
Özel hem 'komşunun içişlerine karışılmaz', hem de 'Suriye'de geçiş hükümeti kurmanın zamanı' dedi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de sosyal medya hesabından önceki gün yaptığı açıklamada, "Suriye'yi yıllardır otoriterlikle yöneten Esad rejiminin son bulduğunu" belirtti.
Suriye'de tüm Suriyelileri temsil eden bir geçiş hükümeti kurulmasının elzem olduğunu vurgulayan Özel, şunları kaydetti:
"CHP, Suriye'nin toprak bütünlüğünden, Suriye'de demokrasi, barış ve istikrar ortamından yanadır. Bizim, Suriye'ye dair önceliğimiz, yurttaşlarımızın güvenliği ve huzurudur. Yıllardır Türkiye'de çeşitli statülerle bulunan Suriyelilerin evlerine dönüşlerini mümkün kılabilecek kapsamlı bir program derhal ortaya konulmalıdır. Suriye'nin tüm dostlarını, Irak'ta ve Libya'daki hataların tekrarlanmaması adına, tüm Suriyelileri temsil edecek bir geçiş hükümetinin, ardından insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir rejimin kurulmasına destek vermeye çağırıyoruz"
Özel daha sonra da Kilis'te yaptığı açıklamada "Mustafa Kemal Atatürk diyor ki komşunun içişlerine karışma. Bu iktidar Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duymayan, iç savaşı kışkırtan, ÖSO'yu Kuvayi Milliye'ye benzetti ve milyonlarca Suriyelinin buraya gelmesine sebep oldu" diye konuştu. "Türkiye kimsenin bir karış toprağında gözü olmayan bir ülke" dedi.
Ancak Meclis'te yaptığı konuşmasında Özel, "Şimdi artık Suriye'de daha fazla kan dökmeden iç savaşı kesin bir şekilde sonlandırmanın, tüm Suriyelileri temsil eden bir geçiş hükümeti kurmanın zamanı. Suriye'de şimdi yaraları sarmanın, demokrasiyi inşa etmenin, insanca bir rejim kurmanın zamanıdır" diye konuştu.
"Suriye halkı için iyi olanın yanında olduklarını" söyleyen CHP Genel Başkanı şu ifadeleri kullandı:
"Biz Suriye'nin komşularını ve bölgedeki uluslararası aktörleri, iç savaşın bitirilmesine katkı vermeye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı, tüm Suriye'yi temsil edecek demokratik bir rejimin kurulmasına yardımcı olmaya çağırıyoruz."
İYİP'ten sığınmacı vurgusu: 'Suriyelilerin Türkiye'deki varlık sebebi sona ermiştir, vatandaşlıklar iptal edilmeli'
İYİP Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu ise Meclis'teki konuşmasında "Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de bulunmasına sebep olan şartların fiilen ortadan kalktığını ve artık Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki varlık sebebi sona erdiğini" söyledi. "Türk milletinin talebi, hiç vakit kaybetmeden tüm sığınmacıların vatanlarına geri dönmesidir" dedi.
Dervişoğlu şunları söyledi:
"Bizim önerimiz, 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmesi, 1 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 11'inci maddesinin hükümete verdiği yetkiyle Suriyeli sığınmacılara sağlanan geçici koruma statüsünün iptal edilmesidir. Sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık verilemeyeceği deklare edilmeli, Suriyelilere dağıtılan 238 bin vatandaşlık derhal iptal edilmelidir. Suriyeli sığınmacılara tanınmış tüm ayrıcalıklar ortadan kaldırılmalıdır. Avrupa Birliği ile para karşılığında yapılmış Geri Kabul Anlaşması derhal iptal edilmelidir. Geçici koruma statüsünün iptal edilmesini müteakip kaçak duruma düşmüş tüm sığınmacıların ülkenin artık güvenli hale gelmiş bölgelerine geri gönderilmesi esastır."
Dervişoğlu, bu süreçte geri dönüşün sorunsuz şekilde icra edilmesi için Göç İdaresi Başkanlığının kurumsal kapasitesinin arttırılması gerektiğini de söyledi. "Türkiye'nin güney sınır hattında önemli milli güvenlik riskleriyle karşı karşıya bırakıldığını" dile getiren Dervişoğlu, "bölgede ABD güdümünde dört parçalı terör devleti kurma projesinin provasının yapıldığını" savundu.
İYİP Genel Başkanı şunları söyledi:
"Mümbiç'ten başlayarak, güvenlik sahasının Tabka, Rakka, Haseke bölgesini kesecek şekilde genişletilmesi, Ayn el-Arab'ın teröristlerden arındırılarak PKK devleti projesinin akamete uğratılması sağlanmalıdır. Türkiye, Suriye'deki savaştan en çok zarar gören ülkededir. Diler ve umarım ki, Suriye'deki barıştan da zarar görmez. Bölgedeki Türkmen varlığı mutlaka korunmalıdır. Türkmenlerin yeni Suriye'nin kurucu unsuru olmaları ve Anayasal bir statüye kavuşturulmaları tartışılamaz bir gerçekliktir."
DEM Parti: Suriye’de demokratik bir yönetimin ülkeyi yönetmesini arzuluyoruz
DEM Parti Eş Genel Başkanları da Meclis Genel Kurulu'nda yaptıkları konuşmalarda "çözüm ve barış için diyalog kurulması" çağrısı yaptı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Suriye’deki gelişmelerin ışığında Ortadoğu’nun yeniden şekillendiğini kaydederek, "Ortadoğu’da süren savaşların nihai amaçları ortadadır. Hedef; İran’ı etkisizleştirmek, yapabilirlerse savaşa çekmek, Rusya’yı sınırlamak, Çin’in kuşakyol projesinin önünü kesmek ve bunu küresel sermayenin başka bir bloktan yükselen bir tehlike olarak açığa çıkmasını engellemek. Tüm bunların sonucunda; Asya-Pasifik hattını engellemek ve gerekirse savaşları bu anlamda büyütmek. Bütün hedefleri bu" diye konuştu.
"Suriye’deki bu gelişmelerin içinde İran’ın da olduğu daha büyük bir savaşın ortamının ve koşullarının yaratıldığının altını çizmek isterim" diyen Hatimoğulları şöyle konuştu:
"Emperyalist güçlerin imalatı olan El Kaide, El Nusra ve Suriye’de uzantıları olan HTŞ dahil olmak üzere; çok sayıda irili ufaklı örgütü buradan türediğini biliyoruz. Bu türeyen örgütler şimdi bir kez daha sahne almış durumdadır. Türkiye’deki iktidarın imalatı bu çete örgütü, şu anda Suriye'de yine faaliyet yürütmektedir. Kuzey Doğu Suriye'deki Kürtlere ve Suriye haklarına karşı kullanılmaktadır. Bu iktidarın Türkiye ve bölgeye yaptığı en büyük kötülük; Kürt sorununda çözümsüzlüğü sürdürmek, Neo-Osmanlıcı hayallere kapılmak ve bunun peşinden giden bir dış siyaset izlemek. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürtler demokratik farklı haklarla ortak yaşam kültürünü benimsemiş kadın özgürlükçü bir anlayışa sahiptir. Sekülerdir aynı zamanda. Biz bu kürsüden defaatle söyledik. Kürt halkı mı komşumuz olsun yoksa IŞİD ve türevi örgütler mi?"
Tuncer Bakırhan ise "Suriye’de demokratik bir yönetimin ülkeyi yönetmesini arzuluyoruz" dedi. Bakırhan, "Suriye’de kurulacak geçici hükümetin demokratik bir sürece geçişin hazırlıklarını yaparak bunu dünyaya deklare etmesi gerektiğini" belirtti.
Çatışmaların durması gerektiğini söyleyen Bakırhan, "Suriye’yi daha derin bir savaş ve istikrarsızlık adasına dönüştürecektir. Hızla ateşkes sağlanmalı, bitimsiz savaşların adresi olan yeni bir Lübnan’ın, Libya’nın ortaya çıkması engellenmelidir. 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinden sonra oluşacak psikolojik ve siyasal enerjinin, yeni fay hatlarını tetikleyerek hemen sınırımızda büyük bir karmaşa yaratması, Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin istikrarsızlaşmasını getirecektir" ifadelerini kullandı.