Suriye arkeoloji tarihi açısından kritik bir yol ayrımında yer alıyor. Hem göç hem de ticaret yollarının kesişiminde yer alan ülkede yer alan bazı eserler uluslararası alanda öne çıkıyor.
Sümer, Hitit, Asur, Roma, Moğol, Osmanlı, Emevi ve Memlük tarihinin yanı sıra Haçlı Seferleri olarak bilinen Hıristiyan ordularının Doğu seferlerine ait bir çok tarihi eser ve antik kente ev sahipliği yapan ülkede tarih boyunca bir çok deprem, yangın ya da savaş bu alanların aynı zamanda korunmasının da konusu oldu.
Ancak özellikle 2014 yılı itibariyle şiddetlenen IŞİD terörü döneminde Suriye'de birçok arkeolojik alan hedef gösterildi ve tahribata uğradı. Dinci gerici örgüt IŞİD'in hedefleri arasında arkeolojik alanların yer alması uluslararası kamuoyu tarafından tepkiyle karşılansa da silahlı örgütün bu alanları dinen "günah" olarak işaretleyip ortadan kaldırma girişimi yine aynı uluslararası kamuoyun tarafından sessizce seyredildi. IŞİD bir çok arkeolojik alanı yıkıp bir çok müzeyi işgal ederek tarihi eserlere iş makinalarıyla ya da balyozlarla zarar verdi.
Yeniden inşa için arayışlar
Orta Suriye'de yer alan Palmira Antik Kenti, Humus'a bağlı bir yerleşim yeri. 2015 yılında tamamıyla IŞİD'in kontrolüne geçen yerleşim yeri bir yıldan uzun bir süre boyunca IŞİD'e bağlı güçler tarafından kontrol edildi. Bu süre zarfında hem tarihi eser kaçakçılığı hem de arkeolojik alanların tahribatı ve yıkımı bu alanların gündemini belirledi.
2016 yılının Mart ayında IŞİD'den geri alınan ve yeniden Suriye yönetimine geçen Palmira Antik Kenti'nden geriye kalan görüntüler tüyler ürperticiydi. IŞİD, antik kente iş makinalarıyla girmiş ve burada belli açılardan telafisi mümkün olmayacak zararlar vermişti.
UNESCO ve Rusya'daki bir çok akademi tarafından antik kentin yeniden inşası için çalışmalar başlasa da sürecin ağır ilerlediği ve henüz istenilen ivmeyi yakalayamadığı biliniyor. 2016 yılının Mayıs ayında, IŞİD'den geri alınan antik kentte St. Petersburg Mariinsky orkestrasının verdiği klasik müzik konseri Palmira için yeni dönemin işaret fişeğiydi. Çölün güzeli için verilen mücadele artık onu yeniden inşa etmek için sürdürülecekti.
Tüm veriler bir araya getiriliyor ve yapılacak çalışmalar listeleniyor
Suriye devletinin yeniden hakimiyetine geçen arkeolojik alanlar ve müzeler için ciddi bir restorasyon çalışması gerekiyor. İlk olarak çalışmalara envanter listelerinin derlenmesi ve tahrip edilen ya da kaçırılan eserlerin listelenmesinden başlanıldı. Sadece Palmira Antik kenti için Rusya Maddi Kültür Tarihi Enstitüsü tarafından 55 bin hava fotoğrafı çekildi ve yapılacak çalışmalar için bir yol haritası ortaya çıkarılmaya çalışıldı. 20 kilometrekarelik alanın tarandığı saha çalışmaları UNESCO'ya sunuldu ve UNESCO’ya “Palmira’nın restorasyonu, yeniden inşası ve yeniden doğuşu üzerine bir araştırma komitesi” kurulması için teklif sunuldu.
Yapılacak çalışmaların başında tüm bu arkeolojik çalışmaların sürdürülmesi için uluslararası akademik ve maddi kaynakların yaratılması yer alıyor. Bu başlıkta bir çok uzman savaşın hala devam ettiği ya da yeniden alevlenme riskinin devam ettiği koşullarda bu tür çalışmalara başlamanın riskler taşıyacağı görüşünde. Diğer yandan geçen süre zarfında zarar gören eserlerin koruması ve saklanması bir diğer ihtiyacı tarif ediyor.
Kurtarılan eserler evine dönüyor
Suriye'de bir yandan kurtarılan eserler sergilendikleri müzelere dönerken diğer yandan arkeolojik çalışamlar da devam ediyor. IŞİD terörü döneminde bir çok kurtarma çalışması yapılsa da önemli bir kısmı plansız ve savaşın yarattığı zorluklar nedeniyle hedeflenilenin dışına düşmüştü.
Suriye'de 10 yılı aşkın süredir devam eden savaş döneminde arkeolojik eserlerin önemli bir kısmı Şam'a getirilerek burada güvenliği sağlandı. Bu eserlerin bir kısmı da Şam Opera Binasında muhafaza edildi.
2018 yılı itibariyle bazı eserler yeniden sergilenmeye başladı ve kurtarılan eserler Suriye halkıyla ve yabancı misafirlerle tekrar buluştu. 2012 yılında saklanan eserlerin önemli bir bölümü daha önce açıklanmayan bir yerde gizli bir şekilde muhafaza edilmişti. 2018 yılında tekrar sergilenmeye başlayan eserler Şam Ulusal Müzesi'nde yer alıyor.
Çalışmalar ve keşifler devam ediyor
Savaş halinin görece hafiflemesi ve Suriye devletinin yeniden hakimiyet sağlaması, arkeolojik çalışmalara da ivme katmış durumda. Suriye Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından sürdürülen çalışmalar geçtiğimiz yıl Humus'ta yapılan araştırmalala birlikte Troya savaşının sahnelediği bir mozaiğin keşfedildiğini duyurmuştu.
Humus yakınlarındaki Rastan kasabasında bulunan Roma dönemi mozaiklerinde Troya Savaşı, Herkül'ün 12 görevinden sahneler, Roma mitolojisindeki eski Amazon savaşçılarının temsilleri ve deniz tanrısı Neptün tasvirleri yer alıyor. Çalışmaların ve kazıların devam ettiği arkeolojik alanda yeni bulgulara ulaşılacağı düşünülürken hem Lübnan hem de Suriyeli araştırmacıların bu çalışmalara katkı koyduğu ifade ediliyor.
Orman yangınları bir arkeolojik eseri ortaya çıkardı
Suriye sadece IŞİD'in verdiği zararları değil aynı zamanda 6 Şubat depremi ve orman yangınlarının etkilerini de bertaraf etmeye çalışıyor. 6 Şubat tarihinde meydana gelen deprem aynı zamanda Suriye'de de yıkıma neden olmuş ve bir çok insan yaşamını yitirmişti. Yine deprem nedeniyle bazı arkeolojik alanlarda çeşitli zararlar meydana gelmişti.
Geçtiğimiz Temmuz ayında yaşanan orman yangınları Suriye'de bir arkeolojik eserin keşfine vesile olmuştu. Yanan ormanlık alanlar ve söndürme faaliyetleri Bizans dönemine ait bir tür mezar olabileceği düşünülen eserin keşfedilmesine sağladı.
Suriye'nin Hama kentinde meydana gelen orman yangını sırasında yaklaşık 1600 yıl öncesine tarihlenen Bizans dönemine ait 6 x 6 metre boyutlarındaki piramidal mezar için arkeologlar çalışmalara başladı. Bir tür türbe olarak inşa edildiği düşünülen yapının çevresinde kemik kalıntılarına da rastlandı.
Halep'te restorasyonlar hız kazanıyor
Mevcut çalışmaların yanı sıra restorasyon faaliyetleri de devam ediyor. Geçtiğimiz Haziran ayında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da katıldığı "Suriye Arkeolojik Araştırmalarının En Son Sonuçları Ve Depremin Yansımaları" konferans sürecinde hem IŞİD dönemi hem de depremin yansımaları masaya yatırılmış ve çalışmalara dair bir yol haritası paylaşılmıştı.
Bu çalışmaların yanı sıra Halep'teki arkeolojik alanların restorasyonu da devam ediyor. Halep'te yer alan Ahmediye arkeolojik eserleri restore edilerek yeniden ziyaretçilerin ilgisine açılacak.
Avrupalı arkeologlar ve turistler yeniden ziyaretlere başladı
Suriye kurtarma ve restorasyon çalışamlarına devam ederken bir yandan da arkeolojik alanların savaşlarda hedef alınmasına tepki gösteriyor. Uluslararası savaş suçu kapsamında görülen "Arkeolojik ve tarihi alanların hedef alınması"nı işaret ederek özellikle İsrail'in kimi hava saldırıları ile zarar verdiği tarihi alanları gündeme taşıyor. Arkeoloji ve Müzeler Teknik Enstitüsü ile Uygulamalı Sanatlar Teknik Enstitüsünü'nün 21 Şubat tarihinde hedef alınarak yıkıma uğraması Suriye Kültür Bakanlığı tarafından gündem edilse de uluslararası alanda yeterince karşılık bulmadı.
Son dört yıl içinde artan ziyaretçi sayıları geçtiğimiz yıl en yüksek seviyeye ulaştı. 2023 yılının ilk yarısında da gelen turist sayılarının pozitif olduğu ifade edilirken Suriye'de özellikle kurtarma çalışamlarını izlemeye gelen arkeologlar bir tür arşiv çalışmaları için bu alanları ziyaret ediyor.
UNESCO gözlemcileri ve yabancı arkeologların yaptığı ziyaretler sayesinde Suriye'deki arkeolojik alanların varlığı yeniden gündeme gelecek gibi görünüyor. Özellikle 2012 öncesinde IŞİD terörünün verdiği zararlar yaşanmadan bu alanları ziyaret eden uzmanlar tekrar Suriye'ye gelerek yaşanan yıkımın boyutlarını araştırıyor.
Turistlerin özellikle yaşanan yıkımları tespit etmek için ziyaret ettiği bu alanların yanı sıra Şam merkezindeki tarihi yerler hala güncel ve yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor.
Yapılan bir çok çalışma ve araştırma IŞİD tarafından katledilen Suriyeli Arkeolog Halid Esad'a atfediliyor. Halid Esad, 2015 yılında her şeye rağmen arkeolojik alandan çıkmayarak IŞİD Palmira'yı ele geçirene kadar çalışmalarına devam etti. 2015 yılında öldürülen arkeolog bugün Suriye'deki arkeolojik çalışmaların da sembol ismi olarak tarif ediliyor.