Sözde 'İşten çıkarma yasağı' işçiye değil patrona çalışıyor

'Asgari ücret alan bir işçi kısa çalışma ödeneği ile 1.752,40-TL alacakken, ücretsiz izne çıkartılan işçi damga vergisi düşüldüğünde 1.168,27-TL ödeme alabilecek. Bu düzenlemeyle yine patronların imdadına yetiştiler...'

Haber Merkezi

AKP medyasının “işten çıkarmalar yasaklanıyor” şeklinde duyurduğu düzenleme tartışma konusu olurken, Patronların Ensesindeyiz Ağı avukatlarından Barış Koç, ilgili düzenlenin işçiler için ne anlama geldiğini, hangi hak kayıplarının yaşanacağını soL'a değerlendirdi.

'İŞÇİ DOSTU BİR DÜZENLEME DEĞİL'

“Evet, dün bütün televizyon kanallarında ve sosyal medyada ‘İşten çıkarma yasaklanıyor!’ manşetleri ile haberler yapıldı. Ben de ilk gördüğümde şaşırdım ancak detaylara girince meselenin işçi dostu bir düzenleme olmadığı anlaşılıyor” diyen Koç, işçiler cephesinden yaşanan tabloyu özetledi.

Ne hükümetin ne de işverenlerin, işçilerin sağlığını korumak adına hiçbir çabası olmadığını, aksine, bu konuda eleştiride bulunanlar hakkında yasal işlem yapıldığını, başka bir örnekte işçilerin sopalar ile saldırıya uğradığını, tazminat verilmeden iş sözleşmelerinin haksız şekilde feshedildiğini aktaran Koç, her geçen gün yeni bir hak kaybının yaşandığına işaret etti.

Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı olarak bu süreçte, bu ihlallere ilişkin çok fazla ihbar aldıklarını aktaran Koç, “Hâlâ da almaya devam ediyoruz. Bu ihbarlar da en fazla karşılaştığımız konu ‘ücretsiz izin’ meselesi oldu. İşverenler, sanki ücretsiz izin kendi tasarrufundaymış gibi işçileri ücretsiz izne çıkartmaya zorluyorlar. Birçok işyerinde süre belirlemeksizin ücretsiz izin uygulandığına ilişkin ihbarlar geldi” ifadesini kullandı.

'BU DÜZENLEME YASAL KILIF OLDU'

Bu ihbarların patronların ücretsiz izin konusunda yapılan yeni düzenlemeyi fiilen ve hukuksuz olarak uyguladığını gösterdiğini aktaran Koç, “Bu duruma, yasal bir kılıf ihtiyacı duydular ve bu kılıf da yeni düzenleme ile oluşturuldu” dedi.

“İş Kanunu’nun 22. Maddesinde, iş sözleşmesinde esaslı değişikliğin işçiye yazılı şekilde bildirilmesi ve işçinin onayının alınması gerektiği açıkça belirtilmektedir” diyen Koç, şöyle devam etti:

“İşçi eğer, işverenin bu talebini kabul etmiyorsa zorla ücretsiz izne çıkartılamaz. Bize ihbarda bulunan işçiler, işverenlerin ücretsiz izin taleplerine bu gerekçeye dayanarak olumsuz yanıt verdiğinde, işverenler fesih seçeneğinden çekiniyorlar, orta yol bulmaya çalışıyorlar, hatta ücretli izin vermek zorunda dahi kaldığı örnekler var.

'PATRONLARIN İMDADINA YETİŞTİLER'

Ancak, son günlerde gündem olan yeni düzenleme ile patronların imdadına yine yetiştiler. Yeni düzenleme ile 4857 Sayılı İş Kanunu’na yeni bir geçici madde eklenecek. Bu maddenin ilk fıkrasında, “İş Kanunu’na tabi olsun ya da olmasın her türlü işçinin, Covid-19 salgını nedeniyle iş sözleşmesinin kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay süre ile feshedilemeyeceği” ve “Bu sürenin Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabileceği” belirtiliyor. İlk bakışta bu taslak metnin, işçi lehine olduğu düşünülebilir. Ancak, kanun maddesinin devamında gerçek niyet ortaya çıkıyor.

“Birinci fıkra çerçevesinde fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilir.”

Bu şu anlama geliyor: “Ey işverenler, ücretsiz izin konusunda yaşadığınız sıkıntının farkındayız, artık işçiden onay almanıza gerek yok. İstediğiniz gibi işçileri ücretsiz izne çıkartabilirsiniz.”

'İŞÇİLERİN ÜCRETSİZ İZİN KONUSUNDA SÖZ HAKKI KALMAYACAK'

Bu taslağın kanunlaşması halinde, ücretsiz izin konusunda işçilerin artık söz hakkı kalmayacak. Bu konudaki asıl samimiyetsizlik ise, fesih yasağı başlığı altında bu düzenlemenin yapılması. Patronlar bu düzenleme ile fesih yoluna gitmeye ihtiyaç duymayacaklardır. Hatta, kısa çalışma ödeneğine başvurmak gibi zorunluluğu da bulunmayacak. Başvuru, inceleme, onay derdi kalmaksızın işçileri ücretsiz izne çıkartabilecekler.

'1752 TL YERİNE 1168 TL VERECEKLER'

İşçi düşmanı bir başka düzenlemenin, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenecek geçici madde olduğuna işaret eden Avukat Barış Koç, ilgili madde sonucu işçinin yaşayacağı hak kayıplarını şu şekilde anlattı:

Bu maddeye göre, “fesih yasağı çerçevesinde ücretsiz izne çıkartılan işçilere günlük 39,24-TL ödeme yapılacağı” düzenlenmiş. Bu taslak metin çıkmadan önce kısa çalışma ödeneğine başvuru yapmak durumunda kalan işveren, bu geçici madde ile bu yükümlülükten de kurtulmuş durumda. Artık işveren kısa çalışma ödeneğine başvurmasa bile işçiye günlük “39,24-TL” ödeme yapılacak. Ancak burada da, işçinin hak kaybı söz konusu olabilecek.

Kısa çalışma ödeneğinde, işçinin son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ı (damga vergisi düşülerek) ödenirken, artık fesih yasağı kapsamında ücretsiz izne çıkartılanlara yalnızca günlük “39,24-TL” ödeme yapılacak. Örnek vermek gerekirse, asgari ücret alan bir işçi kısa çalışma ödeneği ile 1.752,40-TL alacakken, ücretsiz izne çıkartılan işçi damga vergisi düşüldüğünde 1.168,27-TL ödeme alabilecektir. Zaten asgari ücret ile geçimin imkansız olduğu ülkemizde, bu miktarın çok çok altındaki bir gelir ile ihtiyaçların giderilmesi bir yana, yaşanması dahi söz konusu dahi olamaz. Diğer gelir grupları açısından bu fark, nicel olarak daha da artacak tabi ki. Bu uygulamadan, gelir düzeyine bakılmaksızın tüm işçilerin etkileneceği tartışmasız bir gerçek.

'İŞÇİLERİN HAKLARINI 'YASA' İLE GASBEDİYORLAR'

Tüm bu düzenlemeler, işçinin kanunlardan doğan “yasal” haklarını, yine bir başka “yasal” düzenleme ile elinden alıyor. Düzenin işçi sınıfının sağlığını ve nihayetinde yaşam hakkını düşünmediğini ve en önemlisi örgütlü olmadıkça bu tür uygulamaların salgın günleri boyunca devam edeceğinin açık bir göstergesi.

Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı olarak, her zaman olduğu gibi işçi düşmanı uygulamalara karşı mücadelemizi devam ettireceğiz. Ancak, işçi sınıfının örgütlü mücadelesi ile patronları dize getirebiliriz. İşçiler, örgütlü olmadıkça bu tarz uygulamaların devam edeceğini unutmamalıyız.