SÖYLEŞİ | PE Genel Koordinatörü: Asgari ücret masasından sadece patronlar mutlu ayrılacak!

'Patronlar en kötü tabloda bile sürekli kâr açıklarken, işçiler sürekli yoksullaşıyor. Asgari ücretin belirlendiği işçi, patron ve hükümetin olduğu söylenen masada tek taraf var: Patronlar!' 

Haber Merkezi

2022 yılı asgari ücretini belirleyecek komisyon ilk toplantısını geçtiğimiz hafta içinde yaptı. Komisyonun geçmiş yıllardan farklı olarak bu sene açıklayacağı rakamı yılın son günlerine bırakmayacağı anlaşılıyor.

Komisyon toplantısının yapıldığı gün asgari ücret üzerinden patronlara verilen teşvikleri içeren bir  rapor yayımlayan Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Haberleşme ve Mücadele Ağı, asgari ücret belirleme sürecinin işçilerin alacağı ücretten çok patronlara nelerin verileceğinin tartışıldığı şekilde ilerlediğini vurguladı. 

PE Genel Koordinatörü Selahattin Kural asgari ücret belirlenme süreci ve ağın yayınladığı raporla ilgili soL Haber'in sorularını yanıtladı.

Özellikle hayat pahalılığın arttığı bu dönemde 2022 yılı için açıklanacak asgari ücretin emekçilerin geçimlerini sağlayacak bir nitelikte olmayacağını belirten Kural, “Faturalara, kiraya, gıda giderlerine yapılan zamla, maaşa yapılan birbirini karşılamıyor. Asgari ücrete yılda bir defa zam yapılıyor; market reyonlarına, enerjiye, benzine neredeyse her gün! Fiyatlar sürekli değiştiği için raflara etiket yapıştırılmıyor. Şimdi böylesi bir tabloda rakamlar üzerinden bir tartışmanın önemi ne olabilir? Hayat pahalılığına, açlığa karşı ayağa kalkan, birlikte hareket eden işçi sınıfının hem masadaki ağırlığı, hem de işyerlerindeki ağırlığı değişecektir. Gelecek kara günler için işçi sınıfı işyerlerinde örgütlülüğünü artırmalıdır. Hak gasplarına karşı yaşadıklarını teşhir etmeli, dayanışmayı büyütmeli, yalnız olmadıklarını bilmelidir” dedi.  

Kural'ın soL'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

'Neredeyse her beş çalışandan biri asgari ücretin altında ücret alıyor'

Asgari ücret görüşmeleri devam ederken, cumhurbaşkanı "asgari ücrete bugüne kadar olmuşun çok çok fevkinde artış yapacağız" dedi. Artan hayat pahalılığını da düşündüğümüzde, asgari ücret artışı emekçileri nasıl etkileyecek?

Asgari ücret, adı üstünde en düşük ücret olarak adlandırılıyor. Oysa bugün Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Neredeyse her beş çalışandan biri asgari ücretin altında ücret alıyor. Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı'nın söylediği "yüksek artış yapacağız" söyleminin hiçbir karşılığı kalmıyor. Diğer yandan benzer açıklamaları daha tartışmaların en başında patronlar da yapmıştı. Artan hayat pahalılığının toplumda büyük tepkilere yol açmaması için en baştan ön almaya çalıştılar. Enflasyon oranının neredeyse günlük değiştiği bu dönemde, önceki yıllara göre yüksek bir artış oranı zaten beklenmekteydi. Ancak paranın değerinin hızla değiştiği bir zamanda yaratılan yüksek artış algısı ve yapılacak zam oranının geçen yıl alınan asgari ücret üzerinden belirlenmesi kabul edilemez. 

Çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor. Nedir bu gerçekçi rakam; patronun ne kadar verebileceği mi, yoksa işçinin bu ücretle kendisinin ve ailesinin yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi mi? Patronlar en kötü tabloda bile sürekli kâr açıklarken, işçiler sürekli yoksullaşıyor. Asgari ücretin belirlendiği işçi, patron ve hükümetin olduğu söylenen masada tek taraf var: Patronlar! İşçi sınıfı işsiz, işi olan ise geçinemiyor. Açlık sınırı 3 bin TL, yoksulluk sınırı 10 bin TL üzerinde seyrederken yüksek beklenti diye konuşulan ücretlerle emekçilerin geçinmeleri nasıl beklenebilir? Faturaya, kiraya, market masraflarına yapılan zam ortada, asgari ücrete yüksek beklenti diye sunulan rakamlarda. Bu masadan sadece patronlar mutlu ayrılacak.

'Hak gaspları artacaktır'

Yeni asgari ücret döneminin kayıt dışılığı, düşük ücret modelini, işten çıkarmaları artıracağını düşünüyor musunuz?

Son dönemde yeni çalışma rejiminde kayıt dışı çalışma, düşük ücret, işten çıkarma ve buraya ek olarak işsizlik, kazanılan hakların kaybedilmesi gibi başlıklar artarak devam ediyordu. Özellikle 2018'den sonra yaşanan ekonomik kriz ve pandemi işten çıkarmaları ve yukarıda bahsedilen sorunları derinleştirmişti. Patronlar kriz fırsatçılığı yaparak işçi sınıfına saldırıları hızlandırmıştı. Az işçiye çok iş yaptırma, çalışma saatlerinin uzaması, bununla birlikte işten çıkarmaların artması veya istifa baskısı çok fazla yaşanıyordu. Dolayısıyla soruda belirtilen başlıkların artarak devam etmesinde bir süreklilik var. Şimdi, asgari ücrete yapılacak zam oranının özellikle hizmet sektöründe ve küçük ölçekli iş yerleri ve işletmelerde kayıt dışı çalışmayı artıracağı beklenmelidir. Hizmet sektörü dışında özellikle tekstil ve inşaat sektöründe asgari ücretin altında çalıştırılan işçi sayısında, sigortasız çalışma ve çift bordro uygulaması artacaktır. Büyük patronların, üretim sektörü patronlarının bundan bir rahatsızlığı olmayacaktır. Birincisi zaten istemedikleri bir oranda zam açıklanmıyor, ikincisi bu zamları yine işçilere yansıtacaklar. Ancak bu söylenenden büyük işletmelerin yapmayacağı anlamı çıkmasın. Bugün yaşanan kriz çok boyutlu ve derinleşerek devam ediyor. Patronların fırsatçılıkları da öyle. Her durumda işçilerin haklarına göz koyan sermaye sınıfının bu dönemde işçilere uygulayacağı haksızlıklar, hak gaspları artacaktır. Tüm bu tablo içinde işçilerin birbiriyle dayanışması ve haberleşmesi her zamankine göre daha da önemli hale geliyor.

'Böyle bir tartışma baştan kaybedilmiş bir tartışmadır'

Patronların Ensesindeyiz Ağı yakın zamanda patronların alacağı asgari ücret teşvikleri ile ilgili bir rapor yayınladı. Bu rapor bize neyi anlatıyor? 

Çarşamba günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yaptı. Hem masada hem de öncesinde dönen tartışmalar asgari ücretin işçinin alacağından çok patronun ne vereceği üzerinden yapıldı. Böyle bir tartışma baştan kaybedilmiş bir tartışmadır. Aslında ortada bir tartışma da yok. İktidar ve patronlar tarafından önceden belirlenmiş olan rakamın açıklanması için bir sahne kuruluyor, sonra da bu rakam açıklanıyor. Kriz oluyor, salgın başlıyor patronlar zarar ediyor, kurda değişiklikler var yine patronlar mağdur. Bu işte bir tuhaflık yok mu sizce? Patronların yaptığı hak gaspları, fırsatçılıkların da böylece üstü örtülüyor. 

Asgari ücret tartışmalarında da böyle oluyor. Sendikalar her iki tarafı mutlu edecek bir asgari ücret olsun diyor. Her iki taraf nasıl mutlu olacak? Asgari ücretten alınan vergi kalksın gibi işçi ve patron sendikaları ortak taleplerde bulunuyor. Tamam, kalksın da patronlara verilen teşvikler ne olacak? Buna hiçbiri sesini çıkarmıyor. Tartışma böyle gidince Patronların Ensesindeyiz (PE) Ağı patronlara verilen güncel teşvikleri derledi. Bu rapor her şeye patronların cephesinden bakılmasına karşı, patronların neler aldığını göstermek için hazırlandı. 2021 yılı asgari ücreti üzerinden patronların cebine giren teşvikleri hesaplanarak paylaşmıştık. Güncelliğini koruduğu için bu teşvikleri rapor haline getirerek tekrardan paylaştık. Asgari ücretten patronlar 10’dan fazla kalem teşvik alıyor. Zaten bir ücretli çalışanın maaşının neredeyse yarısına yakını bu teşviklerle karşılanıyor. 

Patronların Ensesindeyiz Ağı uzunca bir süredir birçok sektörde gösterdiği dayanışma ile fazlaca tecrübe biriktirdi. Sizce yeni asgari ücret işçilerin çalışma hayatlarını nasıl etkileyecek?  Patronların Ensesindeyiz Ağı'nın işçilere bir çağrısı var mı?

Patronların Ensesindeyiz Ağı, ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde kuruldu. Bu dönemde patronlar kriz bahanesiyle işçi sınıfına saldırılarını artırdı. İşçilerin maaşları verilmedi, kıdem tazminatları ödenmedi, sigortaları yapılmadı, işyerinde mobbinge ve tacize maruz kaldı. PE bir ihbar hattı gibi çalıştı. Bu durumları yaşayan işçilerle birlikte haberleşti, dayanıştı ve mücadele ederek gasp edilen haklarını kazandı. PE bu mücadele birikimiyle çeşitli sektörlerde dayanışma ağları kurdu, kurmaya devam ediyor. Bir yandan işyerlerinde hak gasplarına karşı mücadelede işçileri yalnız bırakmazken, diğer taraftan işçi sınıfının örgütlülüğünü dayanışma ağlarında sağlıyor. 

Özellikle hayat pahalılığın arttığı bu dönemde 2022 yılı için açıklanacak asgari ücret emekçilerin yaşamlarını sağlayacak bir nitelikte olmayacaktır. Faturalara, kiraya, gıda giderlerine yapılan zamla, maaşa yapılan birbirini karşılamıyor. Asgari ücrete yılda bir defa zam yapılıyor; market reyonlarına, enerjiye, benzine neredeyse her gün! Fiyatlar sürekli değiştiği için raflara etiket yapıştırılmıyor. Şimdi böylesi bir tabloda rakamlar üzerinden bir tartışmanın önemi nasıl olabilir? Hayat pahalılığına, açlığa karşı ayağa kalkan, birlikte hareket eden işçi sınıfının hem masada ki ağırlığı, hem de işyerlerindeki ağırlığı değişecektir. Gelecek kara günler için işçi sınıfı işyerlerinde örgütlülüğünü artırmalıdır. Hak gasplarına karşı yaşadıklarını teşhir etmeli, dayanışmayı büyütmeli, yalnız olmadıklarını bilmelidir.