Sevilay Yılman'dan 'Sezgin Baran Korkmaz' açıklaması: Tanırım ve çok da severim

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Sezgin Baran Korkmaz'a ilişkin kaleme aldığı yazıda, 'tanırım çok da severim' derken, dikkat çeken bir savunma yaptı.

Haber Merkezi

Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman, kendisine ilişkin attığı destek tweeti gündem olan Sezgin Baran Korkmaz'a ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Korkmaz'ı tanıdığını, çok da sevdiğini söyleyen Yılman, kara para aklamakla suçlanan ve bu suçlamayla aranan ismi, "Dolandırıldığı iddia edilen hazine Türkiye hazinesi değil ABD hazinesi. Yani esas suçun işlendiği yer Türkiye değil ABD, paraların getirildiği ve yatırıma dönüştüğü ülke ise Türkiye!" diyerek savundu.

Yılman'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Peker’in son videosunda bahsini ettiği Bodrum’daki otel ve sahibi Sezgin Baran Korkmaz mevzusunu biliyorsunuz…

Korkmaz ile sanırım 2 yıl evvel medyadan birkaç arkadaşımla yemek için gittiğim bir mekanda tesadüfen karşılaştığımız AK Partili bir milletvekilinin sayesinde tanıştım.

***

Sezgin Baran Korkmaz da bana hep “abla” dedi…

Ben de aynı duyguyla yaklaştım.

Özetle…

Bugün hakkında; “Kara para aklayıcısı, şöyle yapmış, böyle yapmış” iddiaları olan Korkmaz’ı tanırım ve çok da severim.

Bunu niye yazdım peki?

Çünkü bazıları sanki aramızda gazeteci/işadamı dostluğundan farklı bir bağlantı varmış gibi algı yaratmaya çalışıyor.

Twitter’da İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kadının gücüne vurgu yapmak amacıyla bir meydan okuma (challenge) başlatılmıştı. Ben de dahil olduğumu gösteren bir tweet atmıştım.

Efendim Sezgin Baran Korkmaz benim o tweet'imi alıntılamış da demiş ki; “Tanıdığım en yürekli, mert, lafını esirgemeyen cesur insanlardansın abla!”

Eee ne olmuş yani?

Ne demiş?

Beni övmüş ve sağ olsun pek de güzel sözler etmiş.

Şimdi ne bekleniyor benden?

Bugün yaşadıkları dolayısı ile benim korkup, sinip; “Vallahi billahi bir bağım, bağlantım filan yok” deyip tanışıklığımızı, arkadaşlığımızı inkar etmemi falan mı?

Çok beklerler…

Boşuna beklerler…

Çünkü mesele bir gazetecinin ister işadamı olsun ister siyasi ister bürokrat ister yargı mensubu…

Önemli olan tanıyıp tanımaması değildir…

Ne tür bir ilişki kurduğudur.

Şunun altını önemle çizmek istiyorum; Ben Sezgin Baran Korkmaz’ı tanıdığımda vergisini tıkır tıkır ödeyen ve devletin en yüksek katlarında dahi saygın bir yeri olan ve fakire, fukaraya deli gibi yardım eden hayırsever bir işadamıydı.

Hakkındaki iddianameyi medyadan okudum..

Uyuşturucu suçlaması yok!

Terör suçlaması yok!

İhale yolsuzluğu yok!

Kamuyu dolandırmak yok!

Vergi kaçakçılığı yok!

FETÖ suçlaması yok!

Ajanlık, casusluk suçlaması yok!

Ya ne var?

ABD'deki bir mahkemede ABD hazinesinden hileli yollarla ihracatta vergi iadesi alan ABD’li bir şirketin Türkiye’ye fon aktarmasına ve Türkiye’deki şirketlere yatırım yapmak suretiyle kara para aklanmasına aracılık ettiği iddiası var.

Bir başka deyişle dolandırıldığı iddia edilen hazine Türkiye hazinesi değil ABD hazinesi.

Yani esas suçun işlendiği yer Türkiye değil ABD, paraların getirildiği ve yatırıma dönüştüğü ülke ise Türkiye!

Elbette kimseye avukatlık yapacak halim yok.

Kimsenin herhangi bir yerde suç işlemesini de savunacak değilim.

Ama ABD hazinesinin dolandırılma hikayesinde yer aldığı iddiasıyla soruşturulan bir vatandaşımızdan da durduk yerde nefret edecek veya vebalı gibi muamele çekecek halim de yok!"