Selçuk Bayraktar ve ailesi yargıyı nasıl ifade özgürlüğüne karşı baskı aracı olarak kullanıyor?

Bayraktarlar, soL yazarı Çağdaş Gökbel’e “yağma” kelimesi gerekçe göstererek 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Bu, basına karşı holdingin açtığı yüzlerce davanın sonuncusu.

Haber Merkezi

Haklarında çıkan her habere dava açan Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın "tazminat" ısrarı sürüyor.

Bayraktarlar, uzun süredir gazetecilere ve medya kuruluşlarına açtıkları davalarla gündemdeler. 

Tazminat davaları, son dönemde kimi avukatların temel gelir kapısı. Göz önündeki kişilerle anlaşıp haklarındaki her şeye dava açıyor, kazanılan parayı paylaşıyorlar.

Ancak dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Bayraktar ailesinin amacının bu olduğunu düşünmek yanlış olur. Bayraktarlar tazminat cezalarını bir gelir kapısı olarak değil, ifade özgürlüğüne karşı baskı mekanizması olarak kullanıyor.

Haklarında edilen her bir kelimeye yönelik dava kozunu oynamalarının sebebi de burada gizli, büyük tazminatlarla onlarla ilgili konuşulmasını engellemek.

Türkiye'deki bağımsız medyanın mali olarak kırılgan olması, bunu çok gerçek bir sebep haline getiriyor. Bayraktar ailesinin serveti için hiçbir etkisi olmayacak birkaç yüz bin lira, bir gazeteci veya basın organı için ölüm kalım meselesi haline gelebiliyor.

Davalar, hakaretlerle ilgili değil. Bayraktarları her türlü eleştiriden azade kılma çabasıyla ilgili.

Örneğin soL’a açılan iki davanın sebebi Selçuk Bayraktar’a damat denilmiş olması. Bir haberde yalnızca Resmi Gazete verileri, diğerindeyse Kamuyu Aydınlatma Platformu verileri yer alıyor. Haber içeriklerinde hiçbir şekilde yanıltıcı, hakaret içeren bilgi veya ifadeler yok ancak manevi tazminat cezası alınmasının sebebi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan Selçuk Bayraktar’a “damat” denilmesi.

Son örnek soL yazarına dava

Daha önce defalarca soL’a manevi tazminat davası açan Bayraktarlar son olarak hedefe soL yazarı Çağdaş Gökbel’i koydular. Gökbel’in hiçbir hakaret ve saldırı içermeyen kişisel sosyal medya X paylaşımına 250 bin TL’lik manevi tazminat talebinde bulundular.

Peki Bayraktarların tazminat talep etmesine sebep olan kelimeler neydi? Forbes’un 2024’ün en zenginleri listesine giren Bayraktarlara ilişkin haberi paylaşan Gökbel şu ifadeleri kullandı:

“SİHA mucizesi! Kamunun tüm zenginliğini, hatta bilgi birikimini darı ambarı gibi yağmala sonra milletin karşısına geç, kahraman pozu ver. Kazan kazan dedikleri şey bu olsa gerek.”

Gökbel’in “yağma” ifadeleri gerekçe olarak gösterilen davada, “kişilik haklarının zedelendiği” iddia ediliyor.

Kamu kaynaklarının yağmalanması, on yıllardır Türkiye'de devletçi ekonomiden yana olanların kullandığı bir tabir. Özelleştirmeler, kamuya ait varlıkların yağmalanması olarak görülüyor.

Söz konusu paylaşım.

'İfade hürriyetinin tazminatla 'hizalanmasına' izin vermeyeceğiz'

soL avukatı Mert Doğan, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Artık süreklileşmiş bir durum bu tazminat davaları. Gerek Selçuk Bayraktar gerekse diğer aile fertleri sosyal paylaşım sitelerinde haklarında yayımlanan her açıklama, haber yahut yoruma tazminat davası açıyor” dedi. Doğan durumu şöyle anlattı:

“Selçuk Bayraktar Türkiye’nin vergi rekortmenlerinden biri, kamu kurumlarıyla sık iş yapan bir şahsiyet, ayrıca sürekli siyaset alanında da görüş bildiriyor. Bu koşullarda kendisinin eleştiriye daha tahammüllü olması gerekir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılmaz, ayrıca kamuya mâl olmuş, yaptıklarıyla kamuoyunda gündem olan kişilerin eleştirilere karşı manevi tazminat silahını kullanmamaları beklenir. Bu konuda çokça AYM ve AİHM kararları da mevcut. Bayraktar’ın avukatları bunları zaten biliyorlardır, belli ki dava açmalarına engel değil bu gerçek.

"250 bin liralık tazminat 2024’ün en zenginleri listesine giren biri için az bir miktar olabilir ama emeğiyle geçinen gazeteci müvekkillerimiz ve halkın desteğiyle yayın yapan medya için yüksek bir para. 

"Şu anda Selçuk Bayraktar’a karşı AYM’de ve İstinafta dosyalarımız mevcut. Çağdaş Gökbel’e açılan dava da önümüzdeki günlerde görülmeye başlayacak. Manevi tazminatın gazetecileri baskılama aracına dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Anayasal ifade hürriyetini kullanan müvekkilimizin tazminat cezasıyla ‘hizaya’ getirilmeye çalışılmasına karşı kanundan doğan haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.”

'Bu terazide eşitlik mümkün mü?'

Gökbel yine sosyal medyadan yaptığı açıklamada ifade özgürlüğünün giderek daha kısıtlandığını söylerken, “Anayasal haklarımı kullandım. Ancak Türkiye’de ifade özgürlüğü, zenginler ve güç sahipleri karşısında neredeyse imkânsız hale geldi” dedi.

“Adalet terazisine beni ve Bayraktar ailesini koyarsanız, bir yanda hiçbir mal varlığı olmayan bir gazeteci, diğer yanda milyar dolarlık bir servet sahibi var. Bu terazide eşitlik mümkün mü?” sorusunu soran Gökbel, “Anayasa ve ifade özgürlüğü, sermaye sahiplerinin taleplerine göre şekillendirilemez. Bu dava, anayasal düzenin gerisine düşmemek için bir mücadele alanıdır” ifadelerini kullandı.