Saldırıdan sağ kurtulmuştu: Artvin'de rant cinayetini deşifre eden Dursun Ali Koyuncu tutuklandı

Halkevi yöneticisi Dursun Ali Koyuncu tutuklandı. Koyuncu, orman kesimini engellemek isterken Reşit Kibar'ın öldürüldüğü saldırıdan sağ kurtulmuştu.

Haber Merkezi

Artvin'in Hopa ilçesinde Cankurtaran köylüleri ağaçların kesimine engel olmak isterken silahlı saldırıya maruz kaldı. Saldırıda köylülerden Reşit Kibar hayatını kaybederken iki kişi de yaralandı.

Dün köylüler, Borçka Orman İşletme Müdürlüğü'ne giderek ağaç kesiminin durdurulması için dilekçe verdi. Burada olayın tanıklarından Dursun Ali Koyuncu, bir konuşma yaparak artık sabırlarının kalmadığını söyledi. Aynı zamanda Artvin Halkevi yöneticisi olan Koyuncu bu sabah polis tarafından gözaltına alındı.

SOL Parti üyelerine de yapılan operasyonda iki kişi gözaltına alındı.

Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 2 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken Dursun Ali Koyuncu tutuklandı.

Tutuklamanın sebebi rant cinayetini deşifre eden konuşma

Sendika.org'un aktardığına göre, "Kamu görevlisine hakaret" ve "Kamu görevlisine mukavemet" suçlamaları yöneltilen Koyuncu'ya, Reşit Kibar’ın ölümünden sonra Hopa Devlet Hastanesi önünde yaptığı konuşma soruldu.

Koyuncu hastane önünde yaptığı konuşmada silahlı saldırıda parmağı olduğunu düşündüğü isimler arasında AKP milletvekili Faruk Çelik, ormana mesire alanı yapmak isteyen Yapısoy Beton'un sahibi Bünyamin Merttürk ve Borçka Ticaret Odası Başkanı Eşref Merttürk’ü saymıştı. Bunların yanı sıra olay günü ormana Jandarma göndermeyen Kaymakamlığı, görevini yapmayan Jandarmayı da sorumlular arasında göstermişti.

Dursun Ali Koyuncu, konuşmasında şunları söylemişti:

"Hopa Karakolu’na gittik. Muhtarımızı bile tehdit ettiler. Muhtarı tehdit etmek nedir ya? Ama olur mu? Onlardan değilse muhtar da muhtar değildir. Suç duyurusunda bulunduk. İnsan gibi dilekçe verdik. Tam 10 tane dilekçe verdik. Yaza yaza elimiz yoruldu. Parayla adam tutmuşlar dedik. İsim verdik: Taylan Güven, Muhammed Ustabaş dedik. Bir tane işlem yapmadılar.

Bugün, o makine olay yerine jandarma güvenliği olmadan nasıl geliyor? Bunun cevabını verebilir misin bana? Kaymakamlık nasıl Jandarma koruması olmadan gönderiyor? Çünkü Faruk Çelik Kameni Restoran’da topladı Bünyamin Merttürk’ü ve Eşref Merttürk’ü, Ticaret Odası Başkanı, yanına topladı. Orman Bölge Müdürünü arıyor Çelik, diyor ki ‘Müdürüm, niye Yunus Merttürk’ü bekletiyorsun?’ Diyoruz ki Artvin Orman Bölge Müdürü rüşvet teklif etti. Valiliğe suç duyurusunda bulunuyoruz, CİMER’e yazıyoruz; takipsizlik kararı veriliyor. Savcının kendisine söyledim ben. Savcı oturdu masaya, bana ‘Sen kimsin?’ diyor. Üsluba bakar mısın? O zaman beni niye çağırdın diye soruyorum."

Ne olmuştu?

Hopa'ya bağlı Cankurtaran bölgesinde mesire alanı projesi için orman kesimi yapmak isteyen şirket, 3 Eylül'de sabah saatlerinde alana girdi.

Projeye karşı çıkan köylüler kesimi engellemek istedi. Bu sırada Muhammet Ustabaş adlı kişi, projeyi üstlenen Yapısoy Beton'un yetkilisi Fikret Merttürk'e ait tabancayla köylülerin üzerine ateş açtı.

Saldırıda köylülerden Reşit Kibar öldü, Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu yaralandı. Dursun Ali Koyuncu ve Murat Koyuncu’ya yönelik saldırı girişimi ise silahın tutukluk yapması ya da merminin bitmesi nedeniyle teşebbüs aşamasında kaldı.

Görgü tanığı köylüler ifadelerinde saldırının Jandarmanın gözü önünde olduğunu, Jandarmanın olay boyunca araçtan inmediğini ve taleplerine rağmen Reşit Kibar'ı hastaneye götürmediğini söyledi.

Saldırının ardından kaçan Muhammet Ustabaş ve Fikret Merttürk yakalanarak gözaltına alındı. Ustabaş tutuklanırken, Merttürk adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Şirket AKP'ye yakın

Reşit Kibar'ın öldürülmesi, iki kişinin de yaralanmasının ardından Yapısoy Beton projeden çekildiğini açıkladı.

Yapısoy Beton, Efor Madencilik, Gülaş Makine gibi kamu ihaleleriyle büyüyen şirketlerin sahibi Yunus Merttürk, AKP’ye yakın isimlerden.

Bölge daha önce üç taş ocağı projesi ile ranta açılmak istenmiş, köylülerin direnişiyle hayata geçirilememişti. Ancak taş ocağı projesini hayata geçiremeyen Merttürk ailesi, bu kez "turizm projesi" adı altında ormanlık alanın talanı için kolları sıvamıştı.