Rus turistin vazgeçilmezliği: 'Sınırların açık olduğu bir senaryoyu tercih ediyoruz'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mücahit Küçükyılmaz Rus RİA Novosti'ye mülakat verdi, son gelişmelere ilişkin konuştu.

Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mücahit Küçükyılmaz  RİA Novosti'ye röportajında, yeni koronavirüs mutasyonlarının yayılma hızının, Türkiye sınırlarının Rus turistler için kapanmasına neden olabileceği endişelerine ilişkin, “Biz mümkün mertebe sınırların açık olduğu bir senaryoyu tercih ediyoruz” dedi. 

Sputnik'in RİA Novosti'den aktardığına göre Küçükyılmaz, röportajında, koronavirüsün yeni mutasyonlarıyla beraber vaka sayılarının yeniden artmasıyla Türkiye’nin, Rus turistlere sınırlarını kapatıp kapatmayacağı sorusunu yanıtladı. 

Küçükyılmaz, Ankara’nın Rusya’yla askeri-teknik işbirliğine ve Ukrayna ile Azerbaycan'a silah tedarikine ilişkin beklentileri konusunda değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca, Rusya’daki kamuoyu için de merak edilen bir konu olan Kanal İstanbul’a neden gereksinim duyduklarını anlattı. 

Röportajın tamamı şu şekilde:

‘Libya’da yabancı ülkelerin askeri varlığına ihtiyaç kalmamasını dilerdik’

-Türkiye, Libya'ya ilişkin Berlin Deklarasyonu'nun tüm yabancı paralı askerlerin bir an önce ülkeden çıkarılması gerektiğine dair maddesini imzalamayı reddeden tek ülke olmuştu. Ankara'nın tutumu o zamandan bu yana değişti mi? Rusya dahil diğer ülkeler ile Libya’dan yabancı askeri personelin geri çekilmesini ele almaya hazır mısınız?

"Türkiye’nin Libya’daki ve dünyanın genelindeki temel yaklaşımı, o bölgelerin kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri, terörden ve dış müdahaleden arındırılmış bir şekilde bölgenin kendi iç dinamikleriyle kendi ayakları üzerinde durabilmesi yönündedir. Biz Libya’ya da bu şekilde bakıyoruz. Keşke yabancı ülkelerin müdahalesine ihtiyaç kalmasa ve Libya’da bir an önce çatışma durumu ortadan kaldırılıp demokratik düzen tesis edilebilse. Türkiye’nin sadece Libya değil dünya genelindeki problemlere ilişkin genel tavrı, sorunlu bölgelerde demokrasinin ve devlet istikrarının tesis edilmesi yönündedir."

Ankara’dan daha önce Afganistan’daki Kabil Havalimanı’nın güvenliğine ilişkin Taliban’la görüşmeye hazır olduğu açıklaması gelmişti. Bu tür temasların Taliban’la gerçekleşeceği konusunda halihazırda bir anlaşma var mı? Taliban'ın oluşturduğu tehdit göz önüne alınacak olursa, Ankara bu konuda ne gibi tavizler vermeye hazır?

"Afganistan’la ilgili konu henüz başlangıç aşamasında ve taze olduğu için bu hususa şu an değinmek doğru değil. Fakat Afganistan’da bilindiği gibi 1979’da Sovyet işgalinin başlamasından beri süregelen bir istikrarsızlık ve kavga var. Libya için söylediklerimizi Afganistan için de söyleyebiliriz. Keşke Afganistan’da kendi iç dinamikleriyle kendi ayakları üzerinde durabilse ve istikrarlı, huzurlu bir yönetim yapısına kavuşabilse diyoruz. Bu, Türkiye’nin bu husustaki genel yaklaşımıdır."

‘Rusya’yla askeri-teknik işbirliği, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda devam edecek’

Rusya ve Türkiye, S-400 hava savunma sistemlerinin ikinci parti tedariki için ne zaman anlaşma yapmayı planlıyor? Bu yılın sonuna kadar yapılması mümkün mü? İlk teslimatlar yaklaşık olarak ne zaman bekleniyor? ABD'nin sürekli Türkiye'ye yeni yaptırımlar uygulama tehditleri, Rusya Federasyonu ile müzakereleri etkiliyor mu?

"Biz S-400 konusunda her zaman çok açık olduk. Kamuoyuna söylediğimiz şeyler gerçek anlamda da düşündüğümüz şeylerdir. Fikirlerimiz buydu. Bu konuda gerek batı ülkeleri gerek Rusya olsun bütün muhataplarımızla paylaştığımız hususlar aynen şu anda geçerlidir. Rusya ile askeri-teknik işbirliği Türkiye’nin ihtiyaçları ve çıkarları çerçevesinde, batı ülkeleriyle olduğu gibi aynı şekilde devam edecektir."

‘İlkesel olarak açık sınırlardan yanayız, ancak yabancı turistlere ilişkin uygulamalar gözden geçirilebilir’

Pandeminin ilerleyişi göz önüne alındığında, Türkiye’nin Ruslar da dahil olmak üzere yabancı turistleri kabul etmeyi bırakma olasılığı bulunuyor mu?

"Koronavirüs salgınının seyrine göre politikalar hızla değişebiliyor. Ülkeler kapatma kararının ardından yeniden açılma kararı alabiliyor. Vaka sayılarının önümüzdeki günlerde aşılama ile belli oranda düşmesi öngörülüyordu. Fakat virüsün delta, delta plus gibi yeni varyasyonlarının ortaya çıkmasıyla vaka sayılarının yeniden artabileceğinden endişeliyiz. Biz mümkün mertebe hayatın devam ettiği, sınırların açık olduğu bir senaryoyu bekliyoruz. Ama durum çok vahim bir hal alırsa mevcut tedbirler arttırılabilir ve gözden geçirilebilir. Bu konuda ilkesel olarak bunu söyleyebiliriz ama uygulamaya dönük kesin bir şey söylemek doğru değil."

‘Şuşa’da Türk Başkonsolosluğu’nun açılışına ilişkin yakında resmi açıklama yapılacak’

(Karabağ’da geçtiğimiz sonbaharda yaşanan çatışmaları sona erdiren anlaşma ile resmen Azerbaycan’ın denetimine geçen) Şuşa kentinde Türkiye konsolosluğunun açılması ne zaman planlanıyor? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışa gelmesi bekleniyor mu?

"Şuşa’da Türk Başkonsolosluğunun açılması yönünde bir irade beyanı oldu. İlerleyen günlerde bununla ilgili resmi kaynaklardan bilgi paylaşılacaktır."

‘Kanal İstanbul, Karadeniz çevresindeki tüm devletler için bir avantaj’

NATO üyeleri de dahil olmak üzere, Karadeniz ülkesi olmayan devletlerin savaş gemilerinin mevcut kısıtlamalar olmadan geçişine olanak vereceği düşünülecek olursa, Kanal İstanbul’un Montrö Sözleşmesi’ni anlamsız kılma riski var mı? Kanal İstanbul’dan gemilerin geçişine ilişkin getirilebilecek kısıtlamalar hakkında Rusya ile görüşmeler yapılıyor mu?

"Kanal İstanbul ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi arasında doğrudan bir bağ kurmak doğru değil. Montrö Sözleşmesi 1936’da boğazların olduğu bir senaryoda gündeme gelmişti. Açılacak yeni su kanalı Montrö Sözleşmesi ile bağlantılı değil. Ayrı bir durum olarak değerlendirilir diye düşünüyorum. Bu durum ilerleyen günlerde herhangi bir ülkenin gemilerinin geçişini kısıtlamaya yönelik bir sürece evrilmeyecektir. Kanal İstanbul’un olduğu bir senaryoda gemiler için eskisinden daha güvenli geçiş imkânı ve daha fazla alternatif olacak. O açıdan Kanal İstanbul sadece Türkiye için değil Karadeniz çevresindeki ve boğazları kullanan tüm devletler için bir avantajdır."

‘Türkiye’yle Azerbaycan’ı birleştirecek Zengezur koridorunun ayrıntıları duyurulacak'

Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarının haziranda imzaladığı Şuşa Beyannamesi, (Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni bir ulaşım bağlantısı sağlayacak) Zengezur koridorunun açılmasını da içeriyor. Koridor ne zaman açılabilir? Ermenistan topraklarından geçerse, Türkiye ve Azerbaycan koridorun Erivan'ın kontrolünde kalmasını kabul ederler mi? Koridorun, ülkelerden bağımsız bir statüsü mü olmalı, yoksa tamamen Azerbaycan'ın kontrolüne mi devredilmeli? Erivan ile bu konuda herhangi bir müzakere yapılıyor mu?

"Zengezur koridoru ile ilgili netleşmiş hususlar zamanla kamuoyuna açıklanacaktır diye düşünüyorum. Bunları da resmi kanallardan takip etmekte fayda var."

‘Türkiye, Akkuyu konusunda verdiği taahhütlerin arkasında duracak'

Daha önce Türk şirketlerinin Akkuyu NGS projesinde yüzde 49'a varan oranda pay alabilmesi planlanmıştı. Ancak şu ana kadar tüm proje hissedarları Rosatom'un bir parçası olan Rus şirketleri. Bunun sebebi ne? Yatırımların geri döneceğine mi inanılmıyor, yoksa başka bir sebep mi söz konusu?

"Biz Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve diğer nükleer enerji projelerinin Türkiye için bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bu konuda daha önce verdiği taahhütlerinin arkasında durmaya devam edecektir."

‘Ukrayna’yla askeri-teknik işbirliğimiz, başka ülkeleri endişelendirmesin’

Türkiye’nin Ukrayna’ya silah tedarik ediyor olması çokça tartışılan bir konu. Söz konusu durum sizce Moskova-Ankara ilişkilerini etkiler mi? Türkiye, Ukrayna’ya silah tedarikini artırmayı planlıyor mu? Ayrıca, Azerbaycan’a da yeni insansız hava araçları tedarik etmeyi planlıyor musunuz?

"Türkiye bir ülkeyle ilişki kurduğu zaman bunu başka ülkelerle probleme dönüştürmeyen bir ülkedir. Çok boyutlu ve çok yönlü farklı ülkelerle aynı anda farklı ilişkileri ve irtibatları yönetebilme kabiliyeti ve diplomatik becerisine sahiptir. Biz farklı ülkelerle ihtiyaçlarımız ve çıkarlarımız doğrultusunda temaslar kurmaya devam edeceğiz. Bizimle işbirliği yapan ülkelerin, dostlarımızın ve müttefiklerimizin bu hususta bir endişeye kapılmalarına gerek yok."

‘Tataristan, Türkiye-Rusya ilişkilerine katkıda bulunan önemli bir merkez'

Kazan’da düzenlenen ‘Rusya-İslam Dünyası: Kazan Zirvesi 2021’i ve zirveye katılımınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Türkiye İslam dünyasının bir parçası olduğu için Rusya ile İslam dünyası arasındaki ilişkiler Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Biz de burada olmaktan memnunuz. Kazan’ın ve Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti’nin bu yönüyle hem Türkiye-Rusya ilişkilerine hem de Rusya İslam dünyası ilişkilerine katkıda bulunan önemli bir merkez olduğunu düşünüyorum. O açıdan da burada bulunmaktan ve zirveye katkı sağlamaktan memnun olduğumuzu belirtmek istiyorum."