Pfizer CEO’sundan 'tamamen yasal' borsa spekülasyonu

Pfizer CEO’su Pazartesi günü aşıda ulaştıkları başarılı sonuçları duyururken elindeki hisseleri yüzde 8 yükselmiş fiyatla sattı.

Mehmet Kuzulugil

Bu Pazartesi, borsaların açılmasından hemen önce yaptığı açıklamayla Pfizer CEO’su üzerinde çalıştıkları Covid-19 aşısının faz 3 testlerinde yüzde 90’a varan sonuçlar aldığını duyurdu.

Duyurunun hemen ardından Pfizer hisseleri borsada bir gün içinde yüzde 8’i bulan bir değer kazancı yaşadı.

İki Türk “gurbetçi” ve bir Avusturyalı doktorun kurduğu bir Alman firması olup da “Türklüğü” ile övünülen BioNTech için tablo biraz daha parlaktı. Pfizer’in aşısında “teknolojik” partner olarak yer alan Alman firmasının hisseleri yüzde 20 artış gösterdi. BioNTech hisselerinin toplam değeri şu sıralar 22 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu Lufthansa’nın yaklaşık dört katı!

FierceFarma adlı sitenin yaptığı habere göre, Pfizer hisselerinin CEO Bourla’nın yaptığı açıklamanın ardından fırladığı gün, Bourla da sahip olduğu hisselerin yüzde 60’ına denk gelen kısmını borsada satmış!

5,6 milyon dolarlık satış 41,94 dolar birim fiyat üzerinden yapılmış ki bu değer aynı gün içinde ulaşılan 41,99 tepe değerin biraz altında. Hisseler şu sıralar 38,50’den işlem görüyor.

Üstelik Bourla’nın yaptığı satış bütünüyle yasal.

Borsa işlemlerini düzenleyen kurallardan birisi SEC 10b5-1. Bu kurala göre borsada işlem gören bir firmanın büyük hisse sahipleri önceden belirlenmiş bir tarihte, önceden belirlenmiş bir miktarda hisseyi satışa çıkarabiliyorlar.

Bourla, ona “iyi para” kazandıran satışı 19 Ağustos tarihinde SEC’e (Menkul kıymetler ve borsa komisyonu) bildirmiş. Bu tarih BioNTech ve Pfizer’in aşı çalışmalarıyla ilgili olumlu açıklamalar yaptığı tarihten bir hafta sonra. Aşının faz 3 çalışmaları 27 Temmuz’da başlamış.

İlginç olan şu: Şirketin tepesindeki adam tam da şirket umut veren bir aşı çalışmasında yol almaya başladığı sıralarda elindeki hisseler için “2.5 ay sonra satış kararı”alıyor.

Fazla iyimser bir liberal bakış (liberal kelimesi tek başına karşılamakta zorlanır) şöyle diyebilir: CEO şirketin hisselerinin yükseleceğini ve yaklaşık 2.5 ay sonra da zirveye yaklaşacağını öngörmüş olmalı!

Öte yandan hisseler nedense tam da satış bildiriminin yapıldığı gün yüzde 8 yükseliyor. Üstelik nedense bu yükseliş tam da CEO Burla’nın bilimsel sonuçları ve altında bilim insanlarının imzası olan raporu beklemeden “aşımız yüzde 90 etkili” açıklamasını yaptığı gün oluyor.

CEO Bourla “tamamen legal” bir şekilde sattığı hisselerinden bir günde tahminen 500 bin dolar kazandı. Bunu 2,5 ay önce başvurusunu yaptığı planlanmış hisse satışından saatler önce yaptığı bir açıklamayla başardı. Hatta ötesini tahmin etmek mümkün: Belki de Bourla 2,5 ay önce satış başvurusunu yaparken belirlediği satış tarihinde fiyatların yükselmiş olacağını varsayıyordu. Günü geldiğinde ortada bir yükseliş yoktu. Bourla da bu hamleyi yaptı!

Kimileri “değer miydi Bourla kardeşim. Bak belki de yaktın CEO’luğunu” diye geçirecektir içinden.

Amiyane deyişle “sokağa çıksan 5 bin liraya adam öldürecek birisini bulursun 5 dakikada!”

500 bin dolar için bu kadar alçalan birini bulmak da demek aynı derecede kolay.

Bu kişinin Pfizer’in CEO’su olmasıysa inanılmaz gibi görülebilir ama gerçek.

Dün yayımladığımız Pfizer ve aşı haberi olumlu ve olumsuz tepkilerle karşılaşmıştı. “Aşının bulunduğuna sevinmeyelim mi?” tepkisinin oldukça haklı ve insani bir tepki olduğunu kabul etmek gerekir.

Bir tarafta aşı bekleyen koca bir dünya.

Aşı için canını dişine takmış çalışan ve kabul edelim bir kısmı kurtarılacak çocukların değil, alacağı primle yapacağı tatillerin hayalini kuran bilim insanları.

Öbür tarafta hisse senetleri, CEO’lar.

Öte yandan “sevinmeyelim mi” tavrının biraz da “tatava yapma bas geç” zihniyetinin izdüşümü olduğunu söylemek zorundayız.

Nesine sevineceksiniz?

Kanser tedavisinden, Covid-19 aşısına dünyanın nabzı borsa spekülatörlerinin ellerinde atıyor.

BioNTech: Alman mı, Almancı mı? Yoksa paracı mı?

BioNTech, Türkiye’den gelmiş iki göçmenin bir Avusturyalı ortakla birlikte kurdukları bir firma. Özlem Türeci, Uğur Şahin evli iki bilim insanı. Avusturyalı ortakları bir onkolojist (kanser uzmanı), Christoph Huber. 2008 yılında kurulduğunda firma kanser tedavisi üzerine çalışmalar yapıyor. Esas olarak bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası olan T hücrelerinin (lemfositlerin bir alt kümesi) kansere has antijenleri hedef almak üzere modifiye edilmesine dayanıyor buluşları. 2020 yılının başında 1300 çalışanı olan firma Covid-19 salgınıyla birlikte hemen alan değiştiriyor. Ocak ayında Wuhan’da virüs yayılmaktayken Şahin’in eşi Türeci’ye dönüp şöyle dediği aktarılıyor Almanya’da çıkan Yönetici Dergisi’ne verdiği söyleşide: Nisan ayına kalmaz burada okulları kapatmak zorunda kalırlar! “Nisan ayına kalmaz Almanya’da okullar kapatılır” beklentisi BioNTech’in 1300 çalışanıyla birlikte kanser “işlerini” bırakıp Covid-19 aşısını çalışmaya başlamasını sağlıyor. Elbette geçmiş çalışmaları ve burada geliştirdikleri teknolojinin bu konuda önemli bir dayanak oluşturması sayesinde. Bu arada Şahin ve Türeci’nin Hataylı Aleviler oldukları, ülkeyi terk edip Almanya’ya gitmelerinin nedeninin mezhepçi baskılar olduğu çeşitli sosyal medya kanallarında dile getiriliyor. Nedenimiz çok: Milletçe hep beraber bu iki bilim insanına sahip çıkıyoruz. Yoksa iki “iş insanı” mı demeliyiz?