CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Grup Başkanı Özgür Özel, partisinin Konya İl Kongresi’ne katıldı.
Özel, burada yaptığı konuşmada, seçimden önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı helalleşme çağrısı için "son derece iyi niyetli ve içten gelen, doğru anlatıldığı zaman hepimizin sahiplenebileceği bir helalleşme" ifadelerini kullandı. Şimdi CHP kadrolarının, üyelerinin bir araya gelerek seçim sürecini konuşup "helalleşmesi" gerektiğini öne süren Özel "Sağlıklı bir özeleştiri yapacağız" dedi.
Özel "CHP, oyunu artıramayacağına inanmış… ‘Biz cam tavanı aşamayız, CHP olarak yüzde 25’i cebimizde bilelim ve artırmak için CHP’nin ilkeleriyle değil, farklı yaklaşımlarla sağa açılalım, sağdan danışmanlar getirelim, onların verdiği akıllarla hareket edelim. Oyumuzu o şekilde artıralım ya da kendimiz küçülelim, yanımızdaki büyütelim, seçimi bu marifetle kazanalım’ yaklaşımına ben itiraz ediyorum. CHP’nin altı okundaki değerlerin tarihsel gerekliliğini savunarak, olgusal gerçekliğine inanarak nerede duracağını belirlemesini, CHP’nin doğru yeri alıp, bütün dünyanın ona göre konumlanması gerektiğini yürekten savunuyorum" diye konuştu.
Açıkladığı tutum belgesinin ardından dünyada sosyal demokrat partilerin "nasıl başardıklarını ve nasıl zayıfladıklarını" incelemekte olduklarını belirten Özel şu ifadeleri kullandı:
"CHP’nin 1970’lerde işçi sendikalarıyla etkileşen, onlara güç veren, örgütlenmenin önünü açan yaklaşımını biliyoruz. İşçi hareketlerini konuşmayan, sendikal mücadeleyi konuşmayan bir Cumhuriyet Halk Partisi; yanında, sağında, solunda olduklarına benzeyen bir CHP; onlardan farklı olmayan bir Cumhuriyet Halk Partisi her geçen gün biraz daha küçülür, biraz daha yok olur. Çağın nereye gittiğini gören, dünyayı gören, kimin için siyaset yapacağını bilen Cumhuriyet Halk Partisi git gide gelişir."
Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki, biz bu siyasette neredeyiz. O, sağcı solcu diye, Alevi, Sünni diye dikine keserek bölüyor. Bu kutuplaşma ve kimlik siyaseti üzerinden yürütülen bir tartışma. Cumhuriyet Halk Partisi küçük tarafta kalıyor. Hadi biraz daha ittifak yapalım, büyük taraf olalım… Büyük taraf olsak da koca bir yüzde 50 karşımızda. CHP, 27 milyon seçmenin düşman gördüğü bir parti olamaz. O zaman meseleye Tayyip Erdoğan’ın dikine kesen siyaseti yerine, topluma kendi özgün, doğru siyasetimizi, enine kesen, herkese dokunan siyasetimizi anlatmaya mecburuz. O zaman yüzde 48’i, 50,1 yapmak için hangi ittifak, hangi gizli protokol, son gün 3 bakanlığı vereyim, iktidar olunca MİT’i feda mı edeyim telaşı olmaz. Seçimden aylar önce ittifak gerekiyorsa, peşinden koşulan, ittifaka ihtiyaç varsa, diğer partilerin geldiği konuştuğu gerekirse taviz verdiği, ama esas ittifakı sokakta, köyde, tarlada, fabrikada emekçilerle kurmuş, dayanışma içinde olması gereken herkesle kurmuş, Cumhuriyet ki bilhassa kimsesizlerin kimsesidir, bu Cumhuriyet’in bütün evlatlarıyla kurmuş bir parti olursak, seçimi sandıktan çok önce kazandığımızı bütün Türkiye’ye ilan edebiliriz. Buna inanıyoruz, işte biz böyle bir CHP’yi savunuyoruz."