OpenAI'dan Çin'e erişim engeli: Kararın altında ne var, Çinli şirketler nasıl etkilenecek?

OpenAI, ani kararla Çinli kullanıcılara erişim engeli getirdi. Akıllara eski NSA şefinin şirketin yönetim kuruluna atanmasını da getiren bu karar, Çinli yapay zeka şirketlerinin önünü açabilir.

Dış Haberler

ABD merkezli yapay zeka araştırma şirketi OpenAI, ani bir karar alarak, dün itibariyle Çin'deki kullanıcılara şirketin araçlarına ve hizmetlerine erişim engeli getirdi.

OpenAI, bu kararın nedenini henüz açıklamadı. Bir OpenAI sözcüsü geçtiğimiz ay Bloomberg'e yaptığı açıklamada, "OpenAI hizmetlerine erişimi desteklemediğimiz bölgelerden API trafiğini engellemek için ek adımlar atıyoruz" demişti.

OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT programı, Çin'de hükümetin güvenlik duvarı tarafından halihazırda engelleniyordu. Ancak Çinli kullanıcılar, bu haftaya kadar kendi üretken yapay zeka uygulamalarına ince ayar yapmak ve kendi araştırmalarını kıyaslamak amacıyla OpenAI'ın araçlarına erişmek için sanal özel ağları kullanabiliyorlardı. Şimdi engelleme bizzat ABD tarafından geldi.

Karar, Çin'deki şirketleri rahatlatabilir

Çin'in, yapay zekada "pazar lideri" olarak kabul edilen OpenAI'dan yerli geliştiricileri uzaklaştırma girişimleri, şirketin bu kararının ardından artık çok daha kolay olacak.

Washington ve Pekin arasındaki artan gerginlikler, ABD'yi yapay zeka teknolojisini geliştirmek için kritik önem taşıyan belirli gelişmiş yarı iletkenlerin Çin'e ihracatını kısıtlamaya yöneltmişti. Bu da yapay zeka sektörünün diğer bölümlerine baskı oluşturdu.

Diğer yandan, ABD'li şirketten gelen bu karar, OpenAI'ın kullanıcılarını kapmak için çabalayan SenseTime gibi Çinli yerel AI şirketleri için bir fırsat yarattı. Geçtiğimiz ay OpenAI'ın kararıyla ilgili uyarılar dolaştıktan sonra Baidu, Ernie 3.5 AI modeli için 50 milyon ücretsiz token (dijital kredi) ve ücretsiz geçiş hizmetleri sunarken, bir diğer yerel şirket olan Zhipu AI, modeli için 150 milyon ücretsiz token teklif etmişti. Tencent Cloud da, Temmuz sonuna kadar yeni kullanıcılara AI modeli için 100 milyon ücretsiz token dağıtıyor.

Bunun yanında, OpenAI'ın bu kararı, ABD'li rakipleriyle ve birbirleriyle sıkı rekabet içinde olan Çinli AI şirketlerinin gelişimini hızlandırmasıyla da sonuçlanabilir. Çin'in en az 130 büyük dil modeline sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu, dünyadaki toplam dil modellerinin yüzde 40'ına tekabül ediyor. Çin bu alanda ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor.

Çinli şirket son yapay zeka modelini tanıttı

Geçtiğimiz hafta Şanghay'da düzenlenen Dünya AI Konferansı'nda, Çin'in önde gelen yapay zeka şirketlerinden biri olan SenseTime, en son modeli SenseNova 5.5'i tanıttı.

SenseTime'a göre SenseNova 5.5, OpenAI'nin temel yapay zeka modeli olan GPT-4o ile karşılaştırılabilir.

SenseTime, kullanıcılara 50 milyon ücretsiz token verirken, yeni müşterilerin OpenAI hizmetlerinden SenseTime ürünlerine ücretsiz olarak geçiş yapmalarına yardımcı olmak için personel konuşlandıracağını söylüyor.

Çin, yapay zekanın benimsenmesinde dünya öncüsü

Yeni bir anketin gösterdiğine göre Çin, üretken yapay zekayı benimsemede dünyaya öncülük ediyor. 

ABD'li yapay zeka ve analitik yazılım şirketi SAS ve Coleman Parkes Research tarafından çeşitli endüstrilerin yetkilileriyle yapılan bir ankette, Çinli katılımcıların yüzde 83'ü ChatGPT'nin temelini oluşturan teknoloji olan üretken yapay zekayı kullandıklarını söyledi.

Ankete katılan endüstriler arasında bankacılık, sigortacılık, sağlık, telekomünikasyon, imalat, perakende ve enerji yer alıyor.

Bu oran, ankete katılan diğer 16 ülke ve bölgeden daha yüksek oldu. ABD'deyse katılımcıların yüzde 65'i üretken yapay zekayı benimsediklerini söyledi. Yapay zekayı benimseyenlerin küresel ortalaması ise yüzde 54 oldu.

Anket sonuçları, Çin'in üretken yapay zeka alanında hızlı bir ilerleme sağladığını gösteriyor.

Geçtiğimiz hafta, Birleşmiş Milletler Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) bir raporu, Çin'in üretken yapay zeka patenti yarışında önde olduğunu, 2014 ile 2023 arasında 38 binden fazla başvuruda bulunduğunu, aynı dönemde ABD'nin 6 bin 276 başvuruda bulunduğunu ortaya koydu.

Çin'de üretken yapay zekanın kurumsal olarak benimsenmesi sürecinin, fiyat savaşının işletmeler için büyük dil modeli hizmetlerinin maliyetini daha da düşürebileceği ihtimali nedeniyle daha da hızlanması bekleniyor.

Open AI'ın yönetim kuruluna eski NSA şefini ataması

Şirketin Çin'e dönük bu kararı, eski istihbarat şefinin geçtiğimiz ay şirketin yönetim kuruluna atanmasını da akıllara getirdi. Karar, "Çin'e karşı bir güvenlik tedbiri mi?" sorularını beraberinde getiriyor. 

OpenAI, yakın zamanda emekli olan ABD Ordusu Generali ve eski Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) müdürü Paul M. Nakasone'yi geçtiğimiz ay yönetim kuruluna atamıştı.

Nakasone, bu kapsamda, OpenAI Yönetim Kurulu'na kritik güvenlik ve emniyetle ilgili konularda ve kararlarda tavsiyelerde bulunmak üzere yeni kurulan Güvenlik ve Emniyet Komitesi'ne katıldı.

OpenAI yöneticileri, Güvenlik ve Emniyet Komitesi'nin güvenlikle ilgili endişelerin giderilmesi amacıyla kurulduğunu duyurmuştu. Yapay zeka güvenliğine dair endişeler ABD'de çok yaygın olsa da, eski NSA şefinin yönetim kuruluna atanması, şirketin yapay zekayı savunma ve istihbarat kurumlarıyla koordineli bir şekilde geliştirmeyi ve teknolojiyi "askerileştirmeyi" hedeflediğine dair başka bir endişe oluşturdu.

Nakasone'nin emeklilik sonrası OpenAI'a atanması, ABD'deki kıdemli savunma veya istihbarat teşkilatı yetkilileri ile özel sektör arasındaki geçişkenliğe de işaret ediyor.

ABD'de Nisan 2024'te yayınlanan Savaş Maliyetleri raporuna göre, büyük teknoloji firmalarıyla yapılan askeri ve istihbarat sözleşmeleri, 2019 ile 2022 arasında en az 53 milyar dolar değerinde oldu.

Bu yılın başlarında web sitesinden teknolojisinin askeri uygulamasını engelleyen dili sessizce kaldıran OpenAI, şu anda siber güvenlikle ilgili araçlar konusunda Pentagon ile iş birliği de yapıyor.

OpenAI, teknolojisinin silah geliştirmek veya kullanmak için kullanılamayacağı konusunda "ısrarcı" bir tavır takınsa da, yapay zekanın Gazze ve Ukrayna'daki savaş zamanı hızla yayılması şirketlerin bu alandaki kısıtlamalarında eksik kaldığına da işaret ediyor.

OpenAI'ın mevcut kullanım politikaları, şirketin ürünlerinin özellikle "casus yazılım, iletişim gözetimi veya bireylerin yetkisiz izlenmesini kolaylaştırma" biçiminde "başkalarının gizliliğini tehlikeye atmak" için kullanılamayacağını teyit ediyor. Ancak Nakasone'nin Amerikalılar üzerinde yasadışı casusluk yapmasıyla kötü bir üne sahip bir kuruluş olan NSA'nın önceki direktörü olarak üstlendiği rol, bu tür politikaların geçerli olmayabileceğine de bir işaret.

NSA'nın faaliyetlerini geçmişte ifşa etmiş olan Edward Snowden, söz konusu atamanın ardından X hesabından yaptığı açıklamada, "Yönetim kurulunuza bir NSA Direktörü atamak için tek bir neden var. Bu, Dünya'daki her insanın haklarına kasıtlı ve hesaplı bir ihanettir" ifadelerini kullanmıştı.

Yapay zeka destekli keşif dronları ve yapay zeka destekli yüz tanıma teknolojisi de dahil olmak üzere yapay zeka destekli gözetleme sistemlerinin askeri kullanımının artması da göz önünde bulundurulduğunda, OpenAI'ın NSA şefini işe alması, savaş zamanında gözetleme konusunda rol alabileceğine dair kanıları güçlendiriyor.

Diğer yandan, yakın zamanda ChatGPT programıyla oyuncu Scarlett Johansson'un sesinin taklidini izinsiz yayınlamak ve eski çalışanlarıyla ömür boyu süren gizlilik anlaşmaları imzalamak gibi skandallara imza atan OpenAI'nin geçmişi pek de güven verici değil.

Her şey düşünüldüğünde, Nakasone'nin şirkete atanması, daha militarize bir yolun muhtemelen önümüzde olduğunu gösteriyor.