Okuyan'dan İzmir'e demirleyen ABD gemisi hakkında açıklama: 'Bu bir mesaj, sembolik bir önemi var'

Cumhuriyet TV'ye konuk olan TKP Genel Sekreteri Okuyan,  ABD’nin USS Wasp adlı amfibi hücum gemisinin dün İzmir Limanı'na demirlemesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ABD’nin İsrail’i korumak üzere bölgeye gönderdiği gemilerden biri olan USS Wasp adlı amfibi hücum gemisinin dün İzmir Limanı'na demirlemesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Okuyan, TKP'nin bugün saat 19.30'da İzmir Limanı'nda yapacağı protesto öncesinde Cumhuriyet TV'ye konuk oldu.

AKP iktidarının "yerli ve milli" söyleminden uzaklaşmaya başlayarak tekrardan ABD ve NATO çizgisine dönmeye başladığını belirten Okuyan, bu bağlamda USS Wasp'ın İzmir Limanı'na demirlemesinin de sembolik bir önemi olduğunu vurguladı.

Okuyan, Türkiye'nin NATO'dan çıkmasının güvenlik açığı yaratacağına" dair iddialara karşılık da "Bu ülke NATO'dan çıktığı anda kişilik kazanır ve halkımız ayağa kalkar. Halka dayanan, halkın inandığı bir ülkede, bir devlet kendi bağımsızlığını ve egemenliğini korur" yanıtını verdi.

'AKP giderek daha fazla ABD çizgisine yaklaşıyor'

AKP'nin özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra "yerli ve milli" söylemi geliştirdiğini belirten Okuyan, "Samimi olmadıklarını hep söyledik. Neden samimi olmadıklarını söyledik? Eğer uluslararası tekellerin, büyük sermayenin egemenliğini kabul ediyorsanız NATO'ya karşı duramazsınız" dedi. Okuyan, "Son 3-4 aydır sistematik bir biçimde AKP'nin bu söylemleri geriliyor ve iktidar giderek daha fazla ABD çizgisine yaklaşıyor, daha NATO'cu bir pozisyon alıyor" ifadeleriyle sözlerine devam etti.

Türkiye'nin Filistin gündeminde hiçbir zaman samimi olmadığını vurgulayan Okuyan, "Dolayısıyla mesele sadece İsrail'le ilgili değil. İsrail bu işin bir parçası. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ile müttefik ilişkisi ,İsrail düşmanlığını sınırlıyor ve biz hiçbir zaman AKP iktidarının Filistin meselesinde samimi olduğunu düşünmedik" dedi.

'Bu bir mesaj, sembolik bir önemi var'

Anadolu TGC ile USS Wasp'ın neredeyse aynı özelliklere ve sistemlere sahip olduğunu, ancak USS Wasp'ın Anadolu TGC'ye kıyasla biraz daha büyük olduğunu belirten Okuyan, "Şimdi neden bu önemli?" sorununu yönellikten sonra şöyle konuştu:

"Anadolu TGC, Türkiye'nin ABD ve Batı'ya baş kaldırısının sembolü olarak ilan edilmişti ve geçen yıl İzmir Limanı'na gelmişti. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri aşağı yukarı bir yıl sonra Anadolu gemisinin gövde gösterisi yaptığı yere, donanması içerisinde Anadolu gemisine en yakın sınıfı yolluyorlar. Bakın bu bir mesaj, AKP iktidarı da bunu kabulleniyor ve bu süreci destekliyor.

Dolayısıyla bizim bu akşam yapacağımız protesto basit bir protesto değil. Biz bu öfkeyi yansıtıyoruz burada. Nedir bu öfke? Aldatılıyor halkımız ısrarlı bir biçimde. Biz ne dedik? Bu söylemlerin arkasında Amerika Birleşik Devletleri ile pazarlık yapma var, önünde sonunda anlaşacaklar. Şimdi bir anlaşma sürecine girdiler. Bunu kutluyor Amerika Birleşik Devletleri, bu gemiyi yollayarak. Herhangi bir ABD savaş gemisine de aynı tepkiyi verirdik. Ama bakın burada sembolik bir önemi var bunun. Anadolu gemisi İzmir Körfezi'ne geldiğinde ziyareti açıldı, İzmirliler gitti ve bu 'yerli ve milli' söylemle AKP seçim propagandası yaptı aslında orada. Şimdi bu propagandayı Amerika Birleşik Devletleri yapıyor.

Bir de TCG Anadolu için 'Türkiye'nin mavi vatanı' dendi. Türkiye'nin bağımsızlığının sembolü olarak gösterildi. Şimdi geldiğimiz nokta budur ve çok üzücüdür. Bu basit bir protesto değil. Bu bir bizim açımızdan bir meydan okuma. Neye? Emperyalizme karşı ama aynı zamanda ikiyüzlülüğe karşı da bir meydan okuma."

'Türkiye'nin güvenliğini bu halk sağlar'

Okuyan katıldığı programda, Cumhuriyet TV Muhabiri İrem Karataş'ın "Bu konu gündeme geldiğinde NATO tartışmasını da gördük. Şu gibi yorumlar yapılabiliyor: 'Türkiye bir NATO üyesi. Elbette o tatbikata da hayır diyemez, bu geminin İzmir'e gelmesine de hayır diyemez'. Yani aslında sizin gösterdiğiniz tepkinin gereksiz olduğunu düşünen ve bu biçimde yorumlar yapanlar da var. Buna dair de yanıtınızı almayı isterim" sorusuna da yanıt verdi.

Okuyan'ın cevabı şöyle:

"Bakın bazı şeyler doğa kanunuymuş gibi sunuluyor Türkiye'de. Kapitalizm, sömürü düzeni, piyasa ekonomisi, NATO üyeliği... 'Efendim biz NATO ülkesiyiz, mecburuz'. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Niye? NATO bir suç örgütüdür. Bunu kanıtlamıştır kurulduğundan beri. Hatta bir terör örgütü olduğunu, insanlığa düşman olduğunu kanıtlamıştır. Niye Türkiye'nin NATO'ya üyeliği bir doğa kanunu gibi gösteriliyor?

İkincisi deniyor ki 'NATO'dan çıkarsak korumamız azalır'. Yani bazıları diyor ki 'ABD bizi yutar NATO'dan çıkarsak', bazıları diyor ki 'Rusya bizi yutar'. Bir ülkenin güvenliği, o ülkenin içinden başlar. Kimilerini iddia ettiği gibi Suriye'den Kudüs'ten başlamaz. İçeriden başlayan bir ülkenin güvenliği de halkın benimsediği bir toplumsal sistemle mümkündür. Türkiye'nin güvenliğini bu halk sağlar öncelikli olarak."

'Ülke NATO'dan çıktığı anda kişilik kazanır ve halkımız ayağa kalkar'

NATO'nun Türkiye dahil dünyadaki bütün halklara karşı bir örgüt olduğunu vurgulayan Okuyan, böylesi bir örgütle nasıl güvenlik sağlanabileceğini sordu:

"Bu ülkede darbe yapacaklar, İncirlik Üssü'nde nükleer silahlar tutacaklar, bir savaş halinde biz hedef haline geleceğiz o nükleer silahlar yüzünden. 'Efendim Türkiye'nin güvenliği...' Bakın bunlar Türkiye'nin güvenliği değil. Bugünkü iktidar şunu söylüyor bu şekilde 'NATO gereğini yapıyoruz' diye. Bugünkü iktidar her yerde söz sahibi olmak istiyor. NATO'nun çok önemli bir pazarlık unsuru olduğunu biliyorlar. Güvenlik falan hikaye, bunu düşündükleri yok."

Okuyan, Türkiye'nin güvenliği ile NATO'nun birbirine içsel olmadığını belirterek, "Çünkü Türkiye'nin güvenliği denilen şey bir avuç kişinin güvenliği değildir, halkımızın güvenliğidir, nüfusun büyük çoğunluğunun yurttaşlarımız güvenliğidir. Ne hakla bir avuç sömürücünün, holdingin güvenliğini ulusal çıkar diye yutturuyor bize?" dedi. 

Okuyan sözlerini şöyle noktaladı:

"Ne yazık ki bazı aydınlarımız da NATO'nun dışına çıkmamakta yarar var, dünya dengeleri...' falan diyorlar. Yanlış, bu ülke NATO'dan çıktığı anda kişilik kazanır ve halkımız ayağa kalkar. Güvenliğimizi de kendimiz sağlarız. Halka dayanan, halkın inandığı bir ülke, bir toplumsal sistem, bir devlet kendi bağımsızlığını ve egemenliğini korur. Bu şekilde biz daha çok darbeler yeriz, daha çok savaşlara gireriz, daha çok maceralara sürükleniriz, daha çok faili meçhul cinayet işlenir Türkiye'de bu NATOcu kafayla."