‘Okul öncesi eğitimini gericilerin yeni arka bahçesi yaptırmayacağız’

Eğitim İş, Milli Eğitim Şûrası’nın son gününde önerilen gerici kararın kabulüne ilişkin soL'a yaptığı açıklamada, 'Her çocuk için laik, bilimsel, kamusal eğitimi savunmaya devam edeceğiz' dedi.

Haber Merkezi

Milli Eğitim Şûrası’nın son gününde Eğitim-Bir-Sen’in Şûra Başkanlık Divanı’na sunduğu “Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır” maddesinin kabul edilmesine yönelik tepkiler devam ediyor.

Genel Kurul’da 46 eğitimcinin şerh koymasına rağmen oy çokluğuyla kabul edilen maddeye göre, gerici eğitimin okul öncesi programlara nüfuz etmesinin önü açılmış oluyor.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) yaptığı açıklamada maddeye tepki göstererek okul öncesi eğitimin gericileştirilmesine itiraz edeceklerini belirtti.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay’ın soL’a ilettiği açıklamada, bu skandal ve karanlık tabloya karşı hukuk savaşı verileceği, bu gerici planın kabul edilmeyeceğinin altı çizildi.

Açıklama şöyle:

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 7 yıl sonra topladığı Milli Eğitim Şûrası, bizim tam da organizasyon öncesi dile getirdiğimiz kaygıları gerçeğe büründürmüştür. Dostlar alışverişte görsün tadında görüş alınan Şûra, deklare edilen gerici kararlarla iyi niyetli katılımcıların dolgu malzemesi yapıldığını da, en başından karanlık bir ajandayı ilan etmek için düzenlendiğini de ispatlamıştır.

Bir sendikadan çok iktidarın eğitimdeki sesi olan ve bunun ödülü olarak da yönetici kadroları üyeleri arasından seçilen Eğitim Bir-Sen, Okul öncesi eğitimde din, ahlak ve değerler eğitimi derslerinin verilmesini gündeme getirmiş, Milli Eğitim Bakanı'nın onayı ve genel kuruldaki çoğunluğun oyuyla bu gerici öneri kabul görmüştür.

Üstelik oldu bittiye getirilen bu karar, şûranın kendi işleyişine bile aykırı biçimde dayatılmıştır. Bilindiği üzere; Şûralardaki işleyiş, önce komisyonların çalışmaları ardından komisyondan geçen maddelerin genel kurulda görüşülmesi ve oylanması üzerinedir. 

Eğitim Bir-Sen'in önceki gün ilgili komisyona “Okul öncesi eğitimde din, ahlak ve değerler eğitimi verilsin” teklifi, komisyon başkanı tarafından "gündem maddeleri arasında yok" denerek reddedilmiştir. Komisyonda reddedilen bir maddenin şûranın genel kurulunda görüşülmesi teamüllere ve şuranın işleyişine aykırıyken, Eğitim Bir-Sen'in genel kurulda aynı öneriyi “Öğrenciler ve veliler istiyor” diyerek sunmasının ardından Bakan Özer'in onayıyla bu teklif, onay almıştır. 

“4-6 yaş arası çocuklar böyle bir şeyi nasıl ister? Bu talebi ileten hangi veliler ve bu talepleri nereye iletmişler?” gibi basit soruları bile kendine sormaktan aciz bir çoğunluk, tam da şûranın karanlık ajandasına tabi olarak el kandırıp indirmiş ve bu rezil teklifi oy birliğiyle kabul etmiştir. Şûra'nın toplanmasından yaklaşık bir hafta kadar önce Eğitim-İş olarak bu tehlikeye dikkat çekmiş, uyarılarda bulunmuştuk. 

Bu Şûranın, Diyanet'in “4-6 yaş arası çocuklara din eğitimi vermeliyiz” açıklamasının ve 2022 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda okul öncesi için “esnek zamanlı ve alternatif erken çocukluk eğitim modelleri oluşturulacak" ilanının hemen sonrasında toplanıyor olmasının manidar olduğuna vurgu yapmıştık. 

"Okul öncesi eğitim ile ilgili gerici bir yol döşeniyor. Bunun hazırlığı var" demiştik. Diyanet'in Kuran Kurslarının okulöncesi eğitim kurumu gibi gösterilme tehlikesine dikkat çekmiştik. Şimdi geldiğimiz noktada saydığımız tüm bu kaygıların haklı olduğunu ve müsamereden hallice olan şûranın tam da bu nedenle toplandığını görüyoruz. Şûra'daki “Okulöncesi eğitimde STK'larla işbirliği" vurgusu da bu alandaki gericileştirmenin sadece Diyanet ile sınırlı kalmayacağını, vakıf/dernek adı altında faaliyet yürüten tarikatların da 4-6 yaş arası çocuklarımıza musallat edileceğinin sinyallerini veriyor. 

Özet olarak, “Okul öncesi eğitim zorunlu olmasın, ücretsiz olmasın ama tarikatlar at koşturabilsin" kararlarıyla sona gelen şûra, bize ülkece yürütülmek istenen karanlık yolu gösteriyor. Bu korkunç senaryo, bu gerici plan hiçbir yanıyla kabul edilemez! Daha soyut düşünceyle yeni tanışan çocuklara cennet, cehennem gibi kavramları pompalamanın pedagojiyle, bilimle, vicdanla yan yana gelir bir tarafı yoktur. Bunun adı eğitim değil beyin yıkama olur. Ve bilinsin ki bu ülkedeki her çocuk için laik, bilimsel, kamusal eğitimi savunan Eğitim-İş olarak biz, bunun karşısında dimdik duracağız!

Şûranın genel kurulunda bu tavsiye kararını vicdanları sızlamadan aldıranlara da buradan sesleniyoruz: Beğenin, beğenmeyin bu ülke laik bir Cumhuriyet'tir efendiler! Anayasa'ya, laikliğe, çağdaşlığa, insanlığa bu kadar aykırı bir kararı sırf Saray'dan ve tarikatlardan aferin almak için hayata geçiremezsiniz! Başöğretmen Atatürk'ün bize emanet ettiği yeni nesiller, sahipsiz değildir! Bu skandal, karanlık ajandaya karşı her yönüyle hukuk savaşı vereceğimizi, bu konudaki her gelişmeye ilişkin kamuoyunu bilgilendirme görevimizi yerine getireceğimizi açıkça ilan ediyoruz!