Öğretmenlerden Özge Ceren ve İnanç'a karanfiller, AKP-CHP çıkar birliğine tepki

Eğitim-İş Sendikası İzmir'de Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay için karanfiller bıraktı, serbest bırakılan şirket ve belediye yetkililerinin sevinç gösterilerinin “ibretlik” olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi

İzmir'in Konak ilçesinde sağanak sırasında yolda yürürken Gdz Elektrik ve İZSU’nun yıllara yayılan ihmalleri sonucu elektrik akımına kapılarak yaşamını yitiren Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay olayın gerçekleştiği sokakta karanfillerle anıldı.

Faciada yaşamını yitiren tıp fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz’in öğretmen babası Ahmet Abi’nin örgütlü olduğu Eğitim-İş Sendikası bugün olay yerinde bir anma düzenledi.

Olayda kusuru olan kişi, kurum ve kuruluşların yargılanmasını isteyen eğitim emekçileri, şirket ve belediye yetkililerinin serbest bırakılmaları sırasında yaptıkları kutlamalara tepki gösterdi, bu anların “ibretlik” olduğunu vurguladı.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay yaptığı açıklamada serbest bırakılan belediye ve şirket yetkililerinin gülüşüp kutlamalar yaptığı anlara ilişkin görüntüleri hatırlattı. 

'Çıkar sözkonusu olduğunda nasıl birlik içinde olduklarını gösteriyor'

Özbay “Bu aymazlık, bu pişkinlik, yeri geldiğinde AKP’ye yakın enerji şirketleriyle muhalefet partilerine ait belediyelerin çıkar söz konusu olduğunda nasıl bir birlik içinde olduğunu göstermesi açısından da ibretliktir” dedi.

İzmir’de 12 Temmuz’da iki genç insanın sokakta yürürken yaşamını yitirdiği olayın “kamu hizmetinin gözünü kâr hırsı bürümüş şirketlere devredilmesinin acı sonucu” olduğunu vurgulayan Özbay şu ifadeleri kullandı:

Sağanak yağış sonrasında birçok merkezi cadde ve sokağın göle döndüğü kentte, yağmurdan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 23 yaşındaki Özge Ceren Deniz, elektrik dağıtım şirketinin açıkta bıraktığı kablolar nedeniyle akıma kapılıp yere yığılmıştır. Onu kurtarmak isteyen 44 yaşındaki İnanç Ökteman da ne yazık ki yine elektrik çarpması nedeniyle aynı yerde hayatını kaybetmiştir.


Yani bu ülkenin en büyük şehirlerinden birinde, iki insan, bir kamu hizmeti olup uğruna vergiler ödediğimiz elektrik dağıtım işi özel şirketlere rant kapısı yapıldığı ve yeterince denetlenmediği için yaşamını yitirmiştir.”

Olay yerini gösteren bir kamera görüntüsünde aynı yerde 9 Ocak’ta da yerden dumanlar çıktığının görüldüğünü, bir esnafın durumu fark edip yetkililerin gelmesini sağladığını, olay yerine hem belediyeden hem de elektrik firmasından ekipler geldiğini, ancak bunlara rağmen bu trajedinin yaşandığını dile getiren Özbay “Yani yapım aşamasında insan hayatını önemseyerek yapılmayan elektrik altyapı düzeneği, yurttaşın ihbarına istinaden bakım gördüğünde de yine yönetmeliklere uygun biçimde bırakılmamıştır” dedi.

İlk bilirkişi raporunda bu hattın yapım aşamasında yanlış yapıldığı ve olay yerine gelen ekibin de aynı yanlışı sürdürerek teknik olarak en az 40 santimetre daha aşağıya gömülmesi gereken kabloları yüzeye çok yakın şekilde bıraktığının vurgulanmıştı.

'Şüpheliler ‘olası kast’ suçlamasıyla yargılanmalı'

Özbay Gdz Elektrik ve İzsu’nun asli kusurlular olduğuna işaret eden bu raporu hatırlattı ve şüphelilerin “olası kast”la yargılanması gerektiğini dile getirdi:

Adeta göz göre göre gelen bu faciada, belediye ve elektrik şirketini kastederek ‘her iki kurum da kusurlu’ diyen bilirkişi raporuna ve görüntülere rağmen, yargılama 'olası kast'tan değil 'bilinçli taksir' suçlamasıyla sürdürüldüğü için şüphelilerin büyük bir çoğunluğu serbest bırakılmıştır.


Oysa bu zincirleme ihmale yol açanların en ağır şekilde cezalandırılmaları, benzer trajedilerin yaşanması konusunda önleyici olacaktır. Olayda belediyenin yani en üst düzeyde yetkili olanların suçu ayrıca önem taşımaktadır. Çünkü belediye, kamu hizmeti veren, başında seçilmişlerin olduğu bir kamu kuruluşudur. Dolayısıyla şüpheliler ‘olası kast’ suçlamasıyla yargılanmalıdır.”

'İki genç insanımızın katili özelleştirmedir'

Gözaltına alınıp serbest bırakılan belediye ve şirket yetkililerinin mahkeme salonunda acılı ailelerin gözlerinin içine bakarak gülüşüp sarıldığı, kutlamalar yaptığı anlara da tepki gösteren Özbay şöyle konuştu:

Bu aymazlık, bu pişkinlik, yeri geldiğinde AKP’ye yakın enerji şirketleriyle muhalefet partilerine ait belediyelerin çıkar söz konusu olduğunda nasıl bir birlik içinde olduğunu göstermesi açısından da ibretliktir.”

İzmir’deki bu skandalın, 7’si çocuk 25 yurttaşın hayatını kaybettiği Çorlu tren faciasından bir farkı olmadığını dile getiren Özbay “Orada suç, kamuoyunun vicdanı örgütleyen tavrı sayesinde nasıl iki makiniste yıkılıp kapatılamadıysa, burada da belediye ve şirketten birkaç çalışanın cezalandırılmasıyla kapatılamaz. Kapattırmayacağız!” dedi.

“Büyük resme baktığımızda İzmir’de iki genç insanımızın katili özelleştirmedir” ifadelerini kullanan Özbay, Eğitim-İş olarak davaya müdahil olacaklarını dile getirdi.