5 ve 7 Eylül arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Uluslararası Eğitimde Teknoloji, AR-GE ve Kalite Zirvesi” (ETAK24) düzenlenecek.
6 Eylül’de AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı zirve, Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi (TETZ) adıyla 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında da düzenlenmişti.
Bu yıl düzenlenecek zirveye idareci ve öğretmenlerin katılımı zorunlu tutuldu.
Konuyla ilgili Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okul idarelerine gönderilen resmî yazıda “6 Eylül 2024 tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da teşrif edeceği resmî programa ilçelerden katılım sağlayacak İlçe Müdürleri, okul müdürü, Bilgi Teknolojileri Koordinatörü, Fatih Projesi Koordinatörü ve öncelikle Bilişim Teknolojileri branşındaki ekte adı soyadı bulunan idareci öğretmenlere tebliğ edilerek tebliğ belgelerinin kurumunuz dosyasında muhafaza edilmesi hususunda; bilgi ve gereğini rica ederim” denildi.
Öğretmenlerin ismi listelendi
Dağıtım yeri “tüm resmî okul ve kurum müdürlükleri” olan resmî yazının yanı sıra zirveye katılacak öğretmenlerin isminin yazılı olduğu bir liste de ortaya çıktı.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) tarafından soL’a aktarılan bilgilere göre, bu listeler farklı görevlerden kişiler rastgele seçilerek hazırlanmış.
‘Meslektaşlarımız zirveye zorla götürülüyor’
Yaşananları Eğitim-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kadir Toruş’la konuştuk.
AKP iktidarının devlet imkanlarını ve milli eğitim sistemini kendi reklamı için kullanmaktan vazgeçmediğini söyleyen Toruş, “Artık o kadar fütursuzlaştılar ki öğretmenleri ve devlet memurlarını siyasilerin konuşma yapacağı etkinliklere, açılışlara ve zirve vb. diye adlandırdıkları buluşmalara resmi yazılarla zorunlu tutarak çağırıyorlar” sözlerini kaydetti ve bu durumun kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Toruş, öğretmenlerin işlerinin öğrencilerle olduğunu, çalışma yerlerinin ise okullar olduğunu söyledi. Zoraki şekilde öğretmenleri zirveye dahil etmenin eğitim-öğretim sürecine hazırlık yapılmasını da engellediğini belirten Şube Başkanı yaşananları şöyle anlattı:
“Partili Cumhurbaşkanının ve Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bu yana eğitim konusunda en tehlikeli adımları atan Milli Eğitim Bakanı'nın konuşma yapacağı bu zirveye meslektaşlarımız resmi yazılarla, zorla ve emirle götürülüyor.”
‘AKP iktidarın her türlü politikası milli eğitim sistemimizi alt üst etmeye yönelik birer adım haline dönüşmüş durumda’
AKP’nin çağdışı eğitim müfredatı dayatmasının kapıda olduğunu söyleyen Toruş, “Biz Eğitim-İş olarak ısrarla AKP hükümetine milli eğitim sistemimizden ellerini çekmeleri gerektiğini söylüyoruz” dedi.
AKP iktidarının mülteci politikasının bile eğitim sistemini olumsuz etkilediğini, mülteci öğrencilere okula gitmeden karne ve diploma verilmesi üzerinden örnekleyen Toruş, AKP’nin “7. Dönem Toplu Sözleşmede” yer almasına rağmen üniversitelerde devlet memurlarının servislerini iptal edebilecek kadar ileriye gittiğini söyledi.
“Ne yazık ki AKP iktidarın her türlü politikası milli eğitim sistemimizi alt üst etmeye yönelik birer adım haline dönüşmüş durumda” diyen Toruş sözlerini şöyle noktaladı:
“Şimdi de sanki çok başarılı bir Millî Eğitim Bakanlığı varmışçasına yaptıkları yanlış eğitim politikalarının üstünü örtmek ve güzel bir şekilde ambalajlamak için yaptığı bu tür etkinliklere meslektaşlarımızın zorla çağrılmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz ve bu zorlamaya sonuna kadar karşıyız.”