Norveç seçim sonuçları ne ifade ediyor?

Norveç’teki komünistlere düşen en önemli görev, sosyalizm ve eşitlik iddialarını liberal ve popülist solun elinden alarak yeni döneme daha güçlü girmek olacaktır.

soL - Norveç

13 Eylül Pazartesi günü Norveç genelinde gerçekleştirilen seçimlerin ardından, eski başbakan Erna Solberg öncülüğünde 8 yıldır iktidarda olan muhafazakar Sağ Parti (Høyre, H) çoğunluğu kaybetti, ve Jonas Gahr Støre öncülüğündeki sosyal demokrat İşçi Partisi (Arbeiderpartiet, AP) seçimi kazandı. Seçimlere katılımın yüzde 77,2 olduğu ülkede 3 milyon 3 bin seçmen oy kullandı, 10 siyasi parti parlamentoya temsilci göndermeye hak kazandı. 

Oy oranlarına göre 169 koltuklu parlamentoda “sol” ve “sağ” partilerin kazandıkları mazbata sayısı (başlık: “Sol taraf kazandı”). 

Seçim sonuçlarına ilk bakışta İşçi Partisi’nin zaferini görmemize rağmen seçimin ülke siyasetinde daha büyük değişimlere işaret ettiğini söyleyebiliriz. İşçi partisi çoğunluğu elde etmiş olsa da son yıllarda aldığı en düşük oy oranını aldı (yüzde 26,3) ve oylarını geçtiğimiz seçime göre düşürdü. Diğer bir yandan ise son yıllarda hızla yükselen Kızıllar Partisi (Rødt, R)  ilk kez yüzde dört barajını geçerek yüzde 4,72 oy aldı ve geçtiğimiz seçime göre oylarını yüzde 2,3 artırmış oldu. 

Seçim sonuçlarına göre partilerin oy oranları.

2021 seçimlerinde “sol” blok olarak ifade edilen partiler arasında Kızıllar (Rødt, R), Sosyalist Sol Parti (Sosialistisk Venstreparti, SV), İşçi Partisi (Arbeiderpartiet, AP), Merkez Partisi (Senterpartiet, SP), ve Yeşiller Partisi (Miljøpartiet De Grønne, MDG) yer alırken, “sağ” blok olarak ifade edilen partiler arasında Hristiyan Halk Partisi (Kristelig Folkeparti, KRF), Sol Parti (Venstre, V), Sağ Parti (Høyre, H), ve İlerleme Partisi (Fremskrittspartiet, FRP) yer alıyor.

Bir önceki seçimlerle karşılaştırıldığında en çok göze çarpan gelişme Kızıllar Partisi (R) dahil kimi görece radikal partilere olan ilginin artmasi, paralelinde ise geleneksel merkez partilerin güç kaybetmesi oldu. Bu seçimde Kızıllar (R), Sosyalist Sol (SV), ve Yeşiller (MDG) gibi partiler oylarını artırırken sosyal demokrat İşçi Partisi (AP), muhafazakar Hristiyan Halk Partisi (KRF) ve liberal muhafazakar Sağ Parti (H) gibi partilerin oylarının düştüğünü görüyoruz. Bu eğilimin altındaki sebepleri tartışmakta yarar var.

Sağ iktidarın karnesi

1970’lerde kıta sahanlığında petrol çıkarma çalışmalarının başlamasıyla birlikte1 giderek zenginleşen Norveç, Sovyetler Birliği’nin varlığında, sosyal devlet politikalarının kuvvetli olduğu, az nüfuslu ve yüksek gelirli bir refah ülkesi profili yakaladı. Fakat 1980’li yıllarda başlayan ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından hız kazanan özelleştirme2 dalgaları, kamu-özel işbirliği uygulamalarıyla derinleşen eşitsizlikler, sosyal devlet politikalarında ve sosyal programlarda gerileme, işçi haklarının sınırlanması, esnekleşme adı altında ağırlaşan çalışma koşulları, emeklilik hakkı gibi kazanımların törpülenmesi, günbegün bu refah profilini ortadan kaldırıyor. 

2013 yılında bu liberal-muhafazakar akımın bir parçası olarak iktidara gelen Sağ Parti (H), yüzde 26,8’lik bir oy oranı yakalamış ve İlerleme Partisi (FRP) ile girdiği koalisyonun Hristiyan Halk Partisi (KRF) ve Sol Parti (V)’nin güvenoyunu alması ile bir azınlık hükümeti kurmuştu. 2017 yılında yeniden iktidara gelen Sağ Parti (H), 2018 yılında Sol Parti (V) ve 2019 yılında Hristiyan Halk Partisi’nin (KRF) de koalisyona katılmasıyla birlikte 2019 yılından bu yana çoğunluk hükümetini yönetmekteydi. Fakat son yıllardaki gelişmelerle birlikte bu sağ iktidar, pandemi yönetiminden kadın, gençlik, göçmen, ve çevre politikalarına kadar birçok konuda kuvvetli bir sınanmaya girdi ve iktidarın yaptıkları beraberinde yeni tartışmaları getirdi.

Kürtaj Hakkı

Hıristiyan demokratların kürtaj hakkını sınırlamaya yönelik 2014 ve 2016’daki girişimlerinin ardından, 2018 yılında, Sağ Parti (H) liderliğindeki azınlık hükümeti, Hristiyan Halk Partisi’ni (KRF) kendi tarafına çekme çabalarının bir parçası olarak kürtaj kısıtlamalarını tekrar gündeme getirmiş, bu sözde “reform” önerileri Norveç toplumundan büyük bir tepki almıştı3.

Tartışmalar sırasında gündeme gelen konular arasında, 12. haftadan sonra kürtaj olmak isteyen kadınların karşısına çıkarak izin almak durumunda oldukları abortnemnd4 konseyinin gerekliliği, hastalık tespiti konmuş fetüslerin kürtaj ile alınması, ve ikiz fetüslerden birinin kürtaj ile alınması yer alıyordu5. Haftalarca süren protestolara rağmen önerilen değişikliklerden bazıları yasalaşmış ve kürtaj hakkında geri adım atılmıştı. 

Göçmen Politikaları

Norveç’te hızla artan göçmen nüfusu, henüz Norveç’in NATO üyeliği, ABD emperyalizminin sınır ötesi operasyonlarına verilen destekler, silah ticareti gibi konularda kuvvetli tartışmalar başlatmamış olsa da, sosyal devletin sorumlulukları ve öncelikleri üzerine son yılların en yakıcı tartışmalarından biri olageldi.

Mültecilere verilen devlet desteklerinin geriletilmesi, oturma izni ve vatandaşlık kazanma süreçlerinin zorlaştırılması, geçtiğimiz yıllarda sağ iktidar tarafından atılan adımlardandı. Muhafazakar Sağ Parti (H), vatandaşlık almak için gereken dil seviyesini artırmış6, yüksek maaş almayan göçmenlerin vatandaşlık başvurusu süresini 7 yıldan 8 yıla uzatmıştı. Bununla birlikte, ülkenin yabancı iş gücüne olan ihtiyacındaki artışla birlikte, yabancıların daha ucuza çalışmalarının önünü açan ve kimi kuralları yabancılar aleyhine esneten bazı yasalar da son yıllarda meclisten geçmişti. 

2016 yılında Greenpeace Nordic ve Natur og Ungdom (Çevre ve Gençlik) dernekleri tarafından, Barents denizindeki petrol ve doğalgaz çıkarma çalışmalarının Norveç Anayasası’nın her yurttaşa sağlıklı bir çevre hakkı veren 112. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, Norveç Petrol ve Enerji Bakanlığı şahsında Norveç hükümetine karşı bir dava açılmış, 2018 yılında sonuçlanan davada mahkeme devletten yana çıkarak büyük tepkilere hedef olmuştu7. Dernekler aynı yıl Norveç Yüksek Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulunmuş, 2020 yılında sonuçlanan temyiz davasında Yüksek Mahkeme de mahkeme petrol lisanslarına izin vererek büyük tepki toplamıştı8

Kent - Kır Ayrımı

Seçimlerde öne çıkan başlıklardan bir diğeri ise muhafazakar partilerin iktidarda oldukları süre boyunca Norveç’in kıyı şeridi ve Oslo bölgesi dışında kalan görece kırsal bölgelerini dışlamaları oldu. Buna paralel olarak hem sosyalist Kızıllar (R), hem de “köylü partisi” olarak anılan Merkez Partisi (SP) bu bölgelerde hızlı bir oy artışı sağladı. Kızılların ülke içindeki farklılıklara dikkat çeken Forskjells-Norge (“farklılıklar ülkesi Norveç”) sloganı9 ve sınıflar arasında giderek açılan uçurum, hem Kızıllar (R), hem de Merkez Partisi’nin (SP) kıyı bölgelerindeki siyasi etkisini artırdı.

Pandemi Yönetimi

Pandemi ile birlikte yoğunlaşan sorunlar arasında en çok gerileme yaşanan başlıklar ise işsizlik10 ve çalışma güvencesi oldu. Pandemiden en çok etkilenen sektörler arasında yer alan turizm ve ulaştırma sektöründe pandemi öncesinde yüzde 3,4 olan işsizlik oranı pandemi sonrasında (Şubat 2021 itibariyle) yüzde 13,6’ya ulaştı.

Koronavirüs pandemisi öncesi ve sonrası için mesleklere göre işsizlik oranları. 

Pandemi öncesinde ve sürecin başında kendisine büyük güven duyulan hükümet, bu süreci iyi yönetemedi ve kendi başına inisiyatif almakta oldukça zorlandığı görüldü. Aşılamada Avrupa’nın çok gerisinde kalınması, süreç boyunca yoksulluğun artması, ve verilen kararların yalnızca zenginlere yaradığının anlaşılmasıyla birlikte, birçok kesim açısından iyi bir sınav veremeyerek büyük bir prestij ve seçmen kaybına uğradı. 

Sonuç olarak, 2021 seçimlerinde görece daha radikal olan partilerin yükselişinin altında, Norveç’in sağcı iktidarının politikalarına yönelik bir tepki ve memnuniyetsizliği okumak mümkün. Diğer bir yandan da Kızıllar (R) gibi, hem liberallerin söylemlerine damga vuran çevre gündemlerine, hem de sosyalist solun ortaya koyduğu işçi ve emek gündemlerine duyarlı olan partilere yönelik ilginin arttığı söylenebilir. Bunun yanı sıra, geleneksel sağ partilerin özellikle gençler için bir umut ve yenilik vadedemediği, gençlerin siyasi arayışlarına yanıt olmakta zorlandığı da görülüyor. 

Yeni 'sol' koalisyon

Peki Norveç’i nasıl bir yeni hükümet bekliyor? Seçim sonuçlarına göre Norveç önümüzdeki dönemde sol belirlenimli bir koalisyon tarafından yönetilecek. Teknik olarak şu olasılıklardan söz edilebilir:

  1. AP + SP + SV: İşçi Partisi (AP), Merkez Partisi (SP), ve Sosyalist Sol (SV) tarafından kurulacak bir koalisyon, çoğunluk hükümeti11 olarak işleyebilir. Bu olasılık çok kuvvetli olmasına rağmen üçlünün anlaşamadığı birçok başlık bulunuyor12
  2. AP + SP: İşçi Partisi (AP) ve Merkez Partisi (SP) tarafından kurulacak bir koalisyon, bu iki parti kimi konularda birbirlerine (iki partiye göre de daha solcu olan) SV’ye kıyasla daha yakın oldukları için daha kolay işleyebilir; fakat bir azınlık hükümeti olur.
  3. AP: İşçi Partisi (AP) tek başına bir azınlık hükümeti kurabilir.
  4. AP + SV + R + MDG: İşçi Partisi (AP), Merkez Partisi (SP) olmadan bir ya da birkaç diğer partiyle bir araya gelerek bir azınlık hükümeti kurabilir. Fakat bu olasılık pek kuvvetli gözükmüyor; çünkü AP, Yeşiller Partisi (MDG) ile birlikte çalışmak istemediğini, Rødt (R) ise hükümette yer almak istemediğini dile getirdi.

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, sosyal demokrat İşçi Partisi (AP), koalisyon kurmak için “köylü partisi” Merkez Parti (SP) ve Sosyalist Sol Parti’yi (SV) tercih edeceklerini ve bu partilerin daha solunda yer alan kızıllar ve çevreci yeşiller ile koalisyon yapmayacaklarını ifade etti. Yukarıda (Olasılık 1) olarak tarif edilen bu durum, emekçi halk açısından birçok tehlike barındırıyor.

Örneğin sosyal demokratlar (AP), kaybettikleri oyları popülist bir atılım yaparak, neredeyse aşırı sağcı İlerleme Partisi (FRP) ile yarışır düzeyde yabancı düşmanı ve ayrımcı bir politika izleyerek geri kazanacaklarını ifade ediyor. Bu durumda Norveç’in sağcı göçmen politikalarında siyasi olarak bir değişiklik olmayacağı söylenebilir. 

Patron dostu olmasıyla tepki toplayan Sağ Parti’ye (H) göre daha ortalamacı olan İşçi Partisi’nin (AP) çalışma hayatında kimi ilerlemeler sağlaması beklenebilir; fakat bu kapitalist bir ülke olarak Norveç’in emek politikalarında kökten bir değişikliğe işaret etmiyor.

ABD ve emperyalizm konusunda birbirlerinden farkı olmayan AP, SP, ve hatta SV’nin, NATO, sınır dışı operasyonlar, ve Norveç’in silah ticareti konularında da bir fark yaratması beklenmiyor.

Özellikle SP’nin hükümette yer alması halinde gündeme gelecek bir konu, seçim bölgelerinin yeniden düzenlenmesi olabilir. 2018 yılında tartışmalı bir hamleyle 19’dan 11’e indirilen fylke (eyalet, seçim bölgesi) sayısının yeniden yükseltilmesi, ve 6 bölgenin birleşimiyle kurulan Viken seçim bölgesinin yeniden bölünmesi söz konusu olabilir. Seçimlerde öne çıkan başlıklardan biri olan şehir - kırsal bölge ayrımı, özellikle Sağ Parti’ye (H) yönelik “‘Oslo ve Norveç’in geri kalanı’ bakış açısı” eleştirilerine sebep olmuştu.

AP ve SP arasında petrol ve doğalgaz sanayisine destek vermeye devam etme konusunda bir fikir birliği olmasına rağmen üçlü koalisyonun olası ortağı SV, petrol aramalarının durdurulmasını istiyor. Bu konuda olası koalisyon ortakları arasında anlaşmazlıklar yaşanabilir. Örneğin, Yeşiller Partisi’nin (MDG) bu konudaki benzer ve daha keskin tutumu, AP’nin MDG’nin koalisyonda yer almasını istememesiyle sonuçlanmıştı. Aynı şekilde, uzlaşma olmaması halinde AP ve SP, SV’nin içinde yer almadığı bir koalisyona (Olasılık 2) yönelebilir. “Sol” partiler içinde AP ve SP’nin hattı ile SV, R, ve MDG’nin hattı tarafından farklı değerlendirilen birçok çevre başlığı bulunuyor13.

Kızılların Yükselişi ve Komünistlere Düşen Görevler

2021 seçim sonuçları Norveç toplumundaki değişim arayışlarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Avrupa’nın kimi diğer ülkelerinin tersine İskandinavya’da sağ partilerin ikna ediciliklerini kaybettikleri ve sol partilerin iktidara geldiği bu dönemi, yükselen bir “sol” dalga olarak kodlayan yaklaşımlar14 da mevcut. Fakat Norveç özelinde bu sonuçları geleneksel solun başarısı olarak değil, geleneksel ve aşırı sağın başarısızlığı olarak okumak daha doğru olur.
 
Seçim sonrasında Norveç toplumundaki genel siyasi alıcılığın arttığı ve bir tür heyecan yaşandığı doğru. Örneğin sosyal buluşmalarda ve hatta profesyonel bağlamlarda siyaset tartışmak gibi, Norveç toplumunun daha önceki yıllardan pek alışık olmadığı küçük hareketlilikler yaşanıyor… Ancak bu heyecan dalgasını taşıyabilecek bir öncü öznenin varlığı henüz tartışmalı. 

Burada geleneksel olarak daha statükocu olan ebeveynlerine kıyasla çok daha özgür, değişime açık, çevreci, farklı kimliklere karşı hoşgörülü, vb. olarak kendisini tanımlayan, çoğunluğunun yurtdışı tecrübesi olan “yeni kuşak” gençlikten söz etmek de gerekir. Bu yeni kuşağın sola, komünizme örgütlenebilmesinin önünde bazı tuzaklar duruyor: Sosyal medya aktivizmi, siyasetin kimliklerle başlayıp bittiği algısı, günübirlik ve bireyci çevre duyarlılıkları, eşitliği merkeze koymayan özgürlük mücadeleleri… İşte bu tuzaklardan kurtulunması gerekiyor.

Norveç’in çevre gündemlerini emek gündemleriyle buluşturarak büyük bir başarı kazanan Kızıllar Partisi (R), seçimlerdeki yükselişi umut barındırmakla birlikte, açık bir aydınlanmacı, sermaye karşıtı, ve emperyalizm karşıtı bir konumlanış içinde değil (örneğin Amerikan hegemonyası, Taliban’ın yükselişi, küresel aşı karşıtlığı gibi başlıklara dair söylemleri belirsiz). Maocu gelenekten gelen bu partinin önümüzdeki dönemde alacağı pozisyonlar, parlamentodaki ve toplumsal algıdaki yerlerini ya güçlendirecek, ya da Norveç siyasetindeki küçük partilerden biri olarak kaybolacaklar.

Önümüzdeki dönemde Norveç Komünist Partisi (NKP) ve Norveç’teki komünistlere düşen en önemli görev, sosyalizm ve eşitlik iddialarını liberal ve popülist solun elinden alarak yeni döneme daha güçlü girmek olacaktır. Bu seçimlerde gördüğümüz sola dönük ilginin artışı çok değerli; fakat komünistler bu ilginin doğrudan muhatabı haline gelmeli ve bu arayışa emperyalizm karşıtı bir cepheden öncülük edebilmeli.