Niye milyarderler ‘solcu’lardan daha keskin siyasi analizler yapabiliyor?

İngiltere’de İşçi Partisi’nin “zaferi”, kimi “solcular” tarafından coşkuyla karşılandı. Ama İngiltere’nin milyarderleri daha coşkulu.

Evren Çubuk

Haftasonu İngiltere’de yapılan seçimleri İşçi Partisi ve yeni lideri Keir Starmer “kazandı”. Tırnak içinde kazandı, çünkü parti aslında hem 2017 hem 2019’da Jeremy Corbyn liderliğinde aldığı oydan daha düşük bir oy aldı. Bir diğer deyişle, partinin oyları düştü.

Ancak seçimlere katılım oranı ve İşçi Partisi’nin rakiplerinin oyları da düştü ve böylece parti sandıktan birinci çıktı.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kimi “solcular” bu sonuçlardan büyük sevinç duydular. Hemen analizler yapılmaya başlandı, solun nasıl başarılı olabileceğine dair dersler ortaya atıldı.

Bu tablodan güç alan Ertuğrul Özkök, bu “sol dalga”yı Türkiye’de 31 Mart’ta CHP’nin başlattığını bile yazdı.

Peki, nasıl oluyor da Forbes’un dünyanın en zenginleri listesinde yer alan, telefon satış zinciriyle milyarder olan İngiliz patron John Caudwell de Starmer ve İşçi Partisi’nin zaferine bu kadar sevindi?

Caudwell, BBC’ye şunları söyledi: “Keir’in başardığı, İşçi Partisi’nden solu kovmak oldu. İngiltere’yi büyütmek için harika bir değerler, ilkeler ve yöntemler seti ortaya koydu, ki bunlar, bir ticari kapitalist olarak benim görüşlerimle tam bir uyum içinde.”

Starmer'ın dünya görüşünün "kendisininkiyle mutlak uyumlu" olduğunu söyleyen John Caudwell, Forbes 2022 listesinde dünyanın en zengin 984'üncü insanıydı.

İşçi Partisi’nin önceki lideri Jeremy Corbyn’in tasfiyesine giden süreçte en fazla kullanılan argümanlardan biri Corbyn’in ve ortaya koyduğu siyasetin “antisemitist”, yani Yahudi karşıtı olduğuydu. Corbyn buna gereğince yanıt veremedi ve partiden dışarı ittirildi.

Sonuçta yerine gelen ve “partiden solu kovmak”la taltif edilen Starmer, Corbyn’den daha düşük oy aldı ve dünyanın çeşitli yerlerinde “solcu”lar bu sonuçtan kıvanç duydular.

İşçi Partisi'nden "Yahudi düşmanı" olma suçlamasıyla tasfiye edilen Jeremy Corbyn, 1983'ten beri temsil ettiği Kuzey Islington'da vekillik koltuğunu yine kazanmayı başardı.

Bunda, Türkiye’deki herkese çok tanıdık gelecek olan “yükselen aşırı sağ” söyleminin yarattığı “ehven-i şerden yana tavır alma” hissinin bir payı var elbette.

Özkök gibi sol adına konuşan bazılarının solla hiçbir ilgisi olmamasının da payı var.

Ancak görünen o ki, en önemli sebeplerden biri, “solcu”ların bilgi sahibi olmaması, gerçekten kim kimdir, ne oluyor diye bakmaması. Okumaması ve araştırmaması.

Milyarderler kolay kolay hata yapmıyor, çünkü “kaybedecekleri şey” çok büyük. Servetlerinin geleceği söz konusu. Yakından takip etmek zorundalar.

Sonuçta milyarderler seviniyor, onlarla birlikte kimi “solcular” da seviniyor. Sorun milyarderlerde değil.