Ne uzaktan ne yakından...Eğitimi tamamen bitirdiler

Yüz yüze eğitim için gerekli hazırlıklar bir türlü yapılmazken, uzaktan eğitim sistemi de işlemez halde. Ülke genelinde farklı okullarda görev yapan eğitim emekçileri, EBA'daki sorunları, öğrencilerin ve kendilerinin yaşadığı sıkıntıları soL'a anlattı.

Haber Merkezi

AKP'nin yüz yüze eğitim konusunda gerekli adımları atmaması bir yana uzaktan eğitim başlığında da manzara oldukça kötü.

Öğrencilerin derslere katılımı oldukça düşük olurken, bunda hem EBA sisteminin sıkıntıları hem de öğrencilerin internete ve teknolojik aletlere erişim sorunu etkili oluyor.

Ülke genelinde uzaktan eğitimde görev yapan birçok eğitimciyle, hem uzaktan eğitimdeki son durumu hem de yüz yüze eğitim hazırlıklarını konuştuk.

Öğrenci sayısı 1200, uzaktan eğitime katılım 500-600

İlk olarak uzaktan eğitimdeki tabloyu sorsak... Hem öğrencilerin katılımı ne durumda, hem de EBA sistemi gerçekten işe yarar bir sistem mi?

  • Branşım rehberlik olduğu için EBA üzerinden bir faaliyet yürütmüyorum. Okul öncesi kurum olduğumuz için de telafi eğitimleri vs. sağlıklı bir şekilde yapılmadı. EBA sırf gereklilik olduğu için çoğu iş göstermelik yapılıyor. 
  • Bizim okulda toplam öğrenci sayımız 1200, derse katılan öğrenci sayısı ise 500 ile 600 civarında. Bu durumu okul Whatsapp grubumuz var oradan haberleşerek netleştiriyoruz. Online derslerde ise sürekli olarak problem yaşıyoruz, sürekli olarak sistem atıyor. Yani çok verimsiz ve işlevsiz.

Evlerinde bilgisayar ve internet olmadığından derslere katılım olmayabiliyor

  • Telafi eğitimi de dahil EBA üzerinden canlı katılım çok az. 40 kişilik bir sınıftan en fazla 15-20 kişi katılabiliyor. Ya evlerinde bilgisayar - internet olmayışından, ya da var olan internet kotasının canlı derslere yetmeyişinden dolayı çoğu çocuk ve veli mağdur oluyor.

90 kişi ders yapıyoruz, sistem saçma sapan

  • Bizim okulda dersler sadece EBA üzerinden yapılıyor. Zoom’dan ders yapmamıza dönük bir şey söylenmedi. EBA dersleri ise saçma sapan. Sistem yoğunluğu yüzünden sınıflar birleştirilerek ders yapıyoruz. Bende üç sınıf birleşiyor. Toplam 90 kişi oluyor. Onlardan da 15 civarı öğrenci gelebiliyor derse. Ders saatleri ve günleri her hafta değişiyor. Akşam 19:30'da ders oluyor örneğin. Günde iki defa dersim oluyor. Biri öğleden sonra, diğeri akşam olunca tüm gün gitmiş oluyor. Ve bu derslerin ataması bir veya en fazla iki gün öncesinden yapılabiliyor. Haftalık sabit bir ders programımız yok. Öğrencilerin de takip etmesi zor oluyor programı. EBA altyapısı çok yetersiz olduğundan bilgisayarı olan öğrenciler de o an bağlantı sorunu yaşadığı için dersi kaçırabiliyor. Geçen hafta bir dersim açılmadı örneğin sistem yoğunluğundan.

Çoğunluk telefonun küçük ekranında takip ediyor

  • Uzaktan eğitime katılım düşük. Sınıf mevcutlarının 2/3’si ancak derslere katılabiliyor. Velilerin büyük bir kısmı önceden telefonlarının internetiyle idare edebilirken şimdi eve internet bağlatmak zorunda kalıyorlar. Zor dönemde ayrıca masraf anlamına geliyor. Çoğunluk telefonun küçük ekranında dersi takip temek zorunda kalıyor. Bazılarında uygun telefon da yok.  Teknolojik donanımın satın alınması, tamiri derken evde de masraf. EBA canlı ders sisteminde ders açmak ve devamlılığı sorun. Öğretmenlerin büyük bir kısmı bu konuda problem yaşıyor. Öğrenciler daha fazla yaşıyor. Zoom ya da EBA dersleri sırasında internet bağlantısında sorunlar yaşanıyor. Muhtemelen bu sorunun kaynağı altyapı.

'Evde birden fazla öğrenci varsa durum daha da zorlaşıyor'

  • Aile bireyleri çalıştığı için gün içinde evde tek kalan öğrenciler var. Canlı derslere katılabilmek için komşusundan yardım alıyor. Yardım edecek birilerini bulamadığında ise derse giremiyor.  Evde tek kalan başka bir öğrenci ise akşam geç saatlere kadar velisi gelmediği için telefona dahi ulaşamıyor. Eğer evde birden fazla öğrenci var ise durum daha da zorlaşıyor. Velilerin, öğrencilerin, hatta öğretmenlerin dahi teknoloji alanında bilgi eksikliği oldukça fazla. Problemlerden biri de bu.
  • Sık sık kesilen internet ve aksayan durumlar; zaten ev ortamında sağlanamayan ders dikkati ve disiplini daha da gevşetiyor. Öğrenci gözünde öğrenmenin önemi düşüyor. Bazı öğrenciler üzülürken bazıları derse önem vermemeye başlıyor.

'38 kişilik sınıfımda EBA'ya hâlâ hiç girememiş 10 öğrencim var'

  • Uzaktan eğitim konusunda bütün sorumluluk üzerimize yüklendi. Bizim olanaklarımız var mı yok mu diye sormadılar bile. Akıllı tahtası olan sınıflara MEB sadece kamera ve mikrofon sağlayarak bu canlı dersleri sınıfımızda yapmamızı sağlayabilirlerdi.
  • Uzaktan eğitim bir önceki yılın telafileri olarak uygulanmaya başladı. Bu aslında bu yıl uzaktan yüz yüze yapılacak eğitimin deneme sürüşü gibi duruyor. EBA altyapısı nisan ayına göre daha iyi ama kesinlikle yetersiz. Nisan ayında girilemiyordu ve sınıfların % 25- 30'u canlı derse girmeye çalışırken bağlantı  sorunları yaşanıyordu. Şimdi oran yaklaşık %50 oldu, aynı altyapı sorunları yaşanıyor. Başarı öyküsü buraya kadar. 38 kişilik sınıfımdan hâlâ bu yıl EBA'ya hiç girememiş 10 öğrencim var. Bunların 6’sının internet bağlantısı yok. 3 tanesi ise çok çocuklu bir ailede ve kullanılabilecek tek telefon veya bilgisayar var ve sıra gelmiyor. Çoğu velimizin EBA gibi portalları kullanma konusunda deneyimi yok ve yakınlarından destek almalarını sağlamayı, organize etmeye çalışıyoruz. Okulda olduğumuz günler gelip bizden yardım almalarını istiyoruz. Bu sorunların çözümüne bile bizler kafa yormak durumunda kalıyoruz.  

'30 dakikalık ders yapmayı başarabilmiş değilim'

  • Öğrencilerin yarısı canlı derse katılabiliyor ama işler çoğu kez değişiyor. Örneğin aynı gün içinde  iki dersimiz ve 10 dakikalık ara var. İlk ders bitip ikinci derse geçtiğimizde en az  5 öğrenci değişmiş oluyor. Bir haftalık deneyimim; derslere katılabilen 30 öğrenciden sadece 6 tanesinin kendine ait odası var, 4 tanesi de kardeşleri  ile ortak kullanıyor. Dolayısıyla 20 öğrenci ile evlerinin salonu veya mutfağında ders yapıyoruz. Canlı ders esnasında evde hayat devam ettiği için derse giren ama mikrofon açamayan derse sadece dinleyici olarak katılabiliyor. Çoğu öğrencinin kamerasını açsak evlerindeki yaşamına girmiş oluyoruz, kameralarını açmazsak düz siyah bir ekrana ders anlatıyoruz.  Öğrencilerimizin dersi dinleyip dinlemediğini, anlayıp anlamadığını bilemiyoruz. Ayrıca siyah bir ekrana ders anlatıyor olmak motivasyonumu yerle bir ediyor. 
  • Ayrıca 30 dakikalık dersin ilk 5-10 dakikası, (sorunsuz, vaktinde ders oluşturmayı başarmış isek) "öğretmenim ben bağlanamıyorum, benim bağlantım kopuyor, sesiniz gelmiyor veya bozuk geliyor" gibi mesajları veya aramaları ile geçiyor. Derse başlarken telefonu yanınıza almasanız olmuyor çünkü sizin de sorularınız olabiliyor, alınca susmuyor dikkatiniz dağılıyor. Net 30 dakikalık ders yapmayı başarabilmiş değilim. 

'Veliden çocuğum yerine ben derse katılsam' mesajı

  • EBA üzerinden yapılan derslerin küçük yaş gruplarında çok faydalı olduğunu düşünmüyorum. 42 kişilik sınıfımda her gün ortalama 20 öğrenci derse katılıyor. Derse katılım ise devamlı değil daha çok keyfi. EBA çalışmalarını takip edenlerin oranı sınıfımda %67. Birçoğunun kendine ait telefon ve bilgisayarı yok. Ailelerinin cep telefonu aracılığı ile katılıyorlar. Ekranın küçük olmasından dolayı paylaşılanları okuyamıyorlar. Ders sırasında telefona mesaj gelebiliyor, arama düşebiliyor. Az evvel ders sırasında tüm öğrenciler ani başlayan müzik yüzünden çok korktular. Birinin elindeki telefon çalmış. Ses sistemi sürekli sorun çıkarıyor, dersin yarısı "beni duyuyor musunuz?" sorusuyla geçiyor. Zaten birçoğu küçük evlerde oturuyor. Derse ya salondan katılıyorlar ya da kardeşleri ile paylaştıkları odalardan. Ekranları açık tuttuğunuzda yalnız olmadıklarını görüyoruz. Velilerin arkada çamaşır astıklarına, fasulye kırdıklarına tanık olabiliyoruz. Ses çıkmaması için velinin de hayatının durması gerekiyor. Kızımın katıldığı bir dersin 30 dakikasını telefonda pazarlık eden bir velinin konuşmasını dinleyerek geçirdik. Öğretmen sesini duyuramadığı için konuşmanın bitmesine kadar dinlemek zorunda kaldık. Bazı veliler çocuklarını kontrol etmek adına yanında oturuyor, çocuğunun yanlış yapmasını istemediği için sürekli müdahale ediyor. Bir veli başka bir öğretmen arkadaşımıza mesaj atmış: Çocuğumu sabah erken saatte uyandırmaya kıyamıyorum, canlı derslere ben katılsam sonra ona anlatsam olur mu diye?

'Koca okulda bir temizlik görevlisi var, güvenlik görevlisi yok'

Güvenlik ve temizlik görevlisi alımı için TYP'ye çıkıldı. Bu, okulları açacaklar anlamına geliyor mu? 

  • Temizlik işçilerinde bir değişim yok okulda. Bu süreçte daha az temizlik işçisi çalıştı. Şu an sanırım belli günler geliyorlar. 
  • Okulda temizlik görevlisi sayımız üç ve çok yetersiz. Tuvaletler leş durumda.
  • Bakanlığın “Haftaya okulları açıyoruz ve her şeye hazırlıklıyız” açıklamalarına rağmen bizim okul da dahil çoğu okulda güvenlik görevlisi yok. Koca okulda bir tek temizlik görevlisi var, başka personel de talep edilmiş ama henüz devletten dönüş olmamış.
  • Okulda bir tane kadrolu temizlik görevlisi var. Diğerleri okul başladığında okul aile birliği tarafından maaşı ödenecek şekilde çalıştırılıyordu. Şu an için okulda buna dönük bir planlama yok. Tek kadrolu temizlik görevlisiyle devam ediyoruz. Bizim okul lise. Liselerin de açılması gündemi olmadığı için hala beklemedeler sanırım. Okulda yüz yüze kurslar başladı 12. sınıflar için tabii.
  • Güvenlik ve temizlik görevlilerinin çoğu okul aile birlikleri tarafından finanse ediliyor devlet okullarında. Velilerden para toplanamadığı için de işçi alınamıyor. Okullar hijyen konusunda hazır değil. Şimdi hazır olanların ise devamlılığı sağlaması mümkün görünmüyor. 1700 öğrencisi olan bir okula 1-2 görevli veriyor devlet. Tam gün eğitim veren bir okulda  en az 8 kat görevlisi olması gerekiyor. İkili öğretim durumunda ise kat görevlileri 12 saatten fazla çalışmak zorunda kalıyor.

Okulun bütçesi yok denildi, velilerden dezenfektan için para toplanacak

  • Seminer döneminde yapılan kurul toplantısında okul idaresi güvenlik ve temizlik personeli olarak 1 kişinin olduğunu söyledi. Açıkçası okul idaresi de ne yapacağını bilmediğini, zaman içinde sorunları çözeceklerini söyledi. Okulun dezenfektan alacak bütçesinin olmadığını, okullar açılınca velilerden para toplanacağını söyledi. 

'EBA sürekli atıyor, dersler verimsiz geçiyor'

Peki, öğretmenlerin yaşadığı zorluklar neler? 

  • İnternet bağlantısı sorunu olan arkadaşlar var. Küçük çocuğu olan ve eşi öğretmen olan arkadaşlar zoom üzerinden yaptıkları görüşmelerde sorun yaşadıklarını belirtiyorlar. Rehberlikle ilgili çalışmalarda da veli katılımı çok az oluyor ya da olmuyor. 
  • Bizim yaşadığımız zorluklar EBA'nın sürekli olarak dersten atması ve derslerin verimsiz geçmesi.
  • Ben çocuğum olmadığı için yaşamıyorum ama çocuklu öğretmenler uzaktan eğitimde daha çok zorlanıyor tabi.
  • EBA altyapısındaki derslerin süreleri kısıtlı olduğu için dersi verimli geçirebilmek için önceden iyi bir hazırlık yapmak gerekiyor. Ben yapmaya çalışıyorum bu hazırlığı. Onun dışında bir zorluk yaşamıyorum. 
  • Çoğu öğretmenin altyapı konusunda ciddi masraflar yapması gerekti. İnternet kotasının yükselmesi daha yüksek fatura anlamı taşıdı. Atıl cihazların tamiri veya destek donanım masrafı eklendi. 
  • Ev halkının hepsinin aynı anda interneti kullanması, çocuğun ders saati ile öğretmenin ders saatinin çakışması gibi durumlar yaşanıyor.

Öğretmen olarak iki çocuk ve evden çalışan bir eşle canlı ders yapmak çok zor'

  • Öğretmen olarak ise iki çocuk ve evden çalışan bir eşle canlı ders yapmak çok zor. Herkese bir teknolojik araç gerekiyor. Ses izolasyonu gerekiyor. O sırada çocuğun gelip su istiyor, tuvaleti geliyor. Karnı acıkıyor. Kamera ile tanımadığın bir sürü insanın evinin içine giriyorsun. Sen de onların evinin içine girmekten dolayı rahatsız oluyorsun. Çocuklarımızın öğretmenleri de bizim evimizin içindeler. EBA'nın işleyişindeki aksaklıklarda veliler bizi muhatap alıyor ve cevap bekliyor. Anlayışsız biriyle karşılaşıp gereksiz yere gerilebiliyoruz. Dersini dinledikleri için öğretmenlerle ilgili dedikodu ve kıyaslamalar yapan velilerimiz olduğunu biliyoruz. Bu da motivasyonumuzu çok etkiliyor. Çünkü herkesin evindeki olanaklar ve o öğretmenlerin teknolojik becerileri aynı değil. Kaldı ki bu konu hakkında hiçbirimiz herhangi bir eğitim de almadık. Deneye yanıla öğrenmeye çalışıyoruz.

'Okulda ateş ölçer yok, maskeleri öğrenciler kendi getirecek'

Okullar için servis, yemekhane, kantin gibi başlıklarda durum nedir? Kantinciler açacak mı? İhaleler, kayıt alımları gibi başlıklar nasıl yapılıyor?

  • Okulda kantin yok. Yemekhane kreş bölümü için çalışmaya devam ediyor. Okul öncesi için çalışmayacak, kahvaltı ya da öğle yemeği çıkmayacak. Sene başı kurul toplantısında okul müdürü kayıt için para almadıklarını söylemişti. Okula yapılan toplam kayıtta önemli düşüş var. 
  • Sanırım bizim okulda kantin açılmayacak.
  • Servis ve kantin konularıyla ilgili bilgim yok. Okulda idarenin de gayretiyle temizlik yapıldı ve sınıflara dezenfektan takıldı. Yalnız bu dezenfektanlar bittiğinde bunları devlet karşılamayacakmış diye duyduk. Her sınıfta 10-12 kişi çapraz oturma düzeninde olacak şekilde seyreltilmiş dersler yapılacakmış. Yüz yüze eğitim başladığında çocuklara maske dağıtılmayacak. Kendileri maskeleriyle gelecek ama eğer düşerse ya da koparsa anca o zaman acil durumda okuldan verilecekmiş. Okulda şu an ateş ölçer de yok. Her veliye her gün çocuğunun ateşini ölçerek okula göndermesiyle ilgili bilgi verecek öğretmenler. Yani bu şekilde aşırı “hazırız” 
  • Kantin durumuyla ilgili bir bilgim yok. Ama süreç böyle devam ederse açılacağını sanmıyorum.
  • Uzun zamandır okul yöneticileri de herkes gibi televizyondan, sosyal medyadan öğreniyordu ne olacağını ya da öğrenemiyordu. Çoğu, kısıtlı imkanlarla başının çaresine bakmaya çalışıyor. Eğitimin ülke meselesi olduğunu unutmuş durumdalar.
  • İlkokul kayıtlarında öğretmen seçimine para alma sistemi bu dönemde de devam ediyor. Kayıt parası ve kimi ihtiyaçlar da velilerden talep ediliyor. Ek kaynak kitap sağlayıcıları okullara geliyor. Okula en çok komisyon veren kitapçılar belirleniyor.  Öğretmenlere de o kitapçılardan kaynak almaları tembihleniyor.
  • Okul idaresi bu konuda üç maymunu oynuyor.  Öğretmenlere süreç ve gelişmeler hakkında aydınlatıcı bilgi vermiyor. Neler olduğunun ya da işleyişin nasıl olacağı gibi belirsizliği dağıtacak soruları kalabalık grupların duymasına bile tahammülleri yok. Bundan dolayı birebir ve tek yönlü iletişimi tercih ediyor.