NATO’da Macaristan çatlağı: Orban zirve sonrası Trump ile görüşecek

NATO'da “birlik” görüntüsü bozan, Rusya ve Çin ziyaretleriyle şimşekleri üzerine çeken Orban'a göre "barış projesi" olarak kurulan NATO şimdi savaş istiyor. Orban bugün de Trump'la görüşecek.

Dış Haberler

Kuruluşunun 75. yılında NATO’nun liderler zirvesi ABD’nin başkenti Washington'da yapıldı. Zirvenin dün yayımlanan sonuç bildirisinde Ukrayna’ya daha fazla askeri destek sözü verildi, Ukrayna’nın NATO üyeliğine doğru “geri dönüşü olmayan bir yolda” olduğu belirtildi.

Rusya, Çin, Belarus, İran, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin hedef alındığı bildirgede ittifakın gelecek yılki zirvesinin Hollanda’da, 2026 yılındaki zirvesininse Türkiye’de yapılacağı belirtildi.

İttifakın Rusya’ya yönelik stratejik yaklaşımında gelecek zirvede “değişen güvenlik ortamını dikkate alarak” yeni tavsiyeler geliştireceği de bildirgede yer aldı.

Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının (GSYH) yüzde 2'sinden daha fazlasını silahlanmaya ayırma taahhüdünü NATO üyesi ülkelerin üçte ikisinin gerçekleştirdiği de memnuniyetle ifade edildi. Ayrıca Avrupa’daki NATO ülkelerinin ve Kanada’nın “savunma” harcamalarının 2024’te yüzde 18 oranında artarak on yıllar içindeki en büyük artışı kaydettiği de vurgulandı.

NATO üyesi ülkelerin silah sanayiinde işbirliğinin artırılacağı belirtilen bildirgede bu konuda NATO Sanayi Kapasite Genişletme Taahhüdü’nün kabul edildiği de duyuruldu. Bu taahhütle NATO Pasifik’teki Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi ortaklarıyla da silahlanma sanayiinde işbirliğini geliştirecek.

Polonya'da yeni NATO üssü

Sonuç bildirgesinde dikkat çeken başlıklardan biri de Polonya’nın kuzeyindeki Rzeczkowo kasabasında konuşlu ABD hava savunma üssünün daha geniş bir NATO füze kalkanının parçası olarak göreve hazır olduğunun duyurulması oldu. Bildirgede NATO’nun bu tesisinin Romanya, İspanya ve Türkiye'deki ittifakın mevcut varlıklarını tamamladığı vurgulandı.

NATO Polonya'daki yeni hava savunma üssünün hazır olduğunu duyurdu.

Bildirgede Batı Balkanlar’ın yanısıra Karadeniz bölgesinin de NATO açısından “stratejik önemde” olduğuna vurgu yapılırken, NATO müttefiklerinin Karadeniz’deki faaliyetlerinin “güvenlik, istikrar ve seyrüsefer özgürlüğünü korumaya yönelik olduğu” iddia edildi. Bildirgede bu “bölgesel çabalar”ın 1936 Montrö Sözleşmesi’ne uygunluğu şartına bağlanmasının Türkiye’de anaakım medyada övgüyle karşılanmasıysa dikkat çekti.

Macaristan ittifakın Ukrayna planına katılmayacak

NATO Zirvesinde gelecek yıl içinde müttefiklerin Ukrayna'ya asgari 40 milyar avroluk askeri yardım finansmanı da kabul edilirken, zirvenin “birlik ve beraberlik” görüntüsünü bozan “Macaristan çatlağı”ysa dikkat çekiyor.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ülkesinin NATO-Ukrayna misyonuna katılmayacağını açıkladı. Ülkesinin “savunma yeteneklerini geliştirme hedeflerini karşılamaya devam ederek NATO’yu güçlendireceğini” söyledi.

AB büyükelçilerinden Orban'a 'sarı kart'

Orban ülkesinin AB Dönem Başkanlığı’nı 1 Temmuz’da devralmasının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’i ülkelerinde ziyaret ederek Ukrayna konusunda “barış misyonu” başlatmasıyla AB ve NATO’daki müttfefiklerinin de şimşeklerini üzerine çekmiş durumda.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 2 Temmuz’da Zelenskiy ile görüşen Orban daha sonra 5 Temmuz’da Moskova’da Putin ve 8 Temmuz’da da Pekin’de Şi ile görüşmelerinin ardından Washington’daki NATO Zirvesi’ne katıldı. 

AB Dönem Başkanlığı'nı devralan Macaristan'ın Başbakanı Orban 4 gün sonra Moskova'da Putin ile görüşmüştü.

AB ülkelerinin Brüksel büyükelçileri Orban'ın geçen haftaki sürpriz Çin ve Rusya ziyaretlerini görüşmek üzere toplandı. Toplantıda Macaristan’la iyi ilişkilere sahip olan Slovakya büyükelçisi söz almazken geri kalan büyükelçiler, Orban’ın bu ziyaretlerinden rahatsızlığını dile getirdi ve ziyaretlerde AB dönem başkanlığı simgelerinin kullanımını kınadı.

Brüksel merkezli Euractiv internet sitesinin haberine göre ismi açıklanmayan bir AB diplomatı, toplantı sonrası basına yaptığı açıklamada Orban için "Eylemleri AB'ye ya da barışa hizmet etmiyor, Putin'in ve onun savaş projesinin ekmeğine yağ sürüyor.” değerlendirmesini yaparak toplantının sonunda Orban'a ziyaretlerinde dönem başkanlığı ve AB logosu kullandığı için “sarı kart” verildiğini belirtti.

Orban bugün Trump ile görüşecek 

Öte yandan İspanyol gazetesi El Pais’in haberine göre Orban, sözkonusu ziyaretleri hakkında AB liderlerince kendisinden istenen izahat üzerine diplomatik kanallardan verdiği mesajda Rusya ve Çin liderlerinin 2024 sonuna doğru Ukrayna ile Rusya arasında barış görüşmelerinin başlamasını öngördüğünü savundu.

Bu da Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin beklendiğine işaret ediyor. Bloomberg de bugün Orban’ın NATO Zirvesi’nin ardından Florida’da ABD Başkan Adayı Donald Trump ile görüşeceğini duyurdu. Orban, NATO Zirvesi kapsamında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme yapmadı yalnızca bir kez el sıkıştı.

Öte yandan Bloomberg’e konuşan ismi açıklanmayan bir kaynak Trump’ın Orban’dan bir Ukrayna-Rusya barış anlaşması için zemin hazırlaması isteğinde bulunmadığını iddia etti.

Erdoğan'dan destek istedi

NATO Zirvesi’nde Erdoğan'la ikili görüşme yapan Orban, AKP'li Cumhurbaşkanından Ukrayna konusunda yürüttüğü barış misyonuna destek istediğini de duyurdu. Orban, görüşme sonrası yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasında Karadeniz'de tahıl anlaşmasını yapabilen tek başarılı devlet adamı. Cumhurbaşkanından, yürüttüğümüz barış misyonuna destek vermesini istedim” dedi.

Newsweek'e yazdı, NATO'nun kurucu değerlerinden uzaklaştığını öne sürdü

ABD’li Newsweek dergisinde yayımlanan makalesinde de Orban, NATO’nun “barış projesi” olarak kurulduğunu iddia etti ve “kurucu değerlerinden uzaklaştığını” savundu.

“NATO'nun hedefi barıştır, sonsuz savaş değil" başlıklı makalesinde Orban “Dünya tarihinin en başarılı askeri ittifakının barış projesi olarak başladığını ve gelecekteki başarısının barışı koruma becerisine bağlı olduğunu hatırlamakta fayda var ama bugün barış yerine savaş arayışı, savunma yerine saldırı gündemde" ifadelerini kullandı.

Ülkesinin 1999'da NATO'ya katıldığını hatırlatan Orban "25 yıl geriye dönüp baktığımda, Batı'nın bir parçası olarak bütünleşme yönündeki genel arzunun yanı sıra Macarları nihayet katılmaya ikna eden şeyin NATO'nun barış vaadi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim" diye belirtti.

Ukrayna'daki savaşın Avrupalı NATO üyesi ülkelerin askeri sanayi kapasitesinde ciddi bir eksiklikle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini savunan Orban, Macar silahlı kuvvetlerinin ve savunma sanayisinin güçlendirilmesinin yalnızca Macaristan'a değil, bir bütün olarak NATO'ya fayda sağlayacağını kaydetti. Orban ”Macaristan, sadık bir ortak olmanın yanı sıra barışı koruma ve öngörülebilir kalkınmayı sağlama hedeflerine ulaşmak için ittifakın diğer üyeleriyle aktif olarak işbirliği yapmaya hazır olan bir müttefiktir” diye yazdı.

Medvedev’den sert tepki: Ya Ukrayna yok olur ya NATO

Öte yandan NATO Zirvesi’nin sonuç bildirgesine Rusya, İran ve Çin'den tepki geldi.

Bildirgede Ukrayna’nın NATO’ya üyelik için “geri dönüşü olmayan bir yolda” olduğu yolundaki ifadelere en sert tepkilerden birini Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev verdi. 

Medvedev X hesabından yaptığı paylaşımda bildirideki “geri dönüşü olmayan yol” ifadesine atıfta bulundu ve “Rusya için bu yolun nasıl biteceğine ilişkin kabul edilebilir iki ihtimal var: Ya Ukrayna yok olur ya da NATO. İkisi birden yok olursa daha iyi” diye yazdı.

Kremlin: NATO Ukrayna'daki çatışmaya tamamen müdahildir

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada NATO’nun “çatışmalar çağında çatışmaları sürdürmek için kurulan” bir ittifak olduğunu belirtti, “İttifak işlevlerini yerine getiriyor. Avrupa kıtasında gerilimi artırıyor” dedi.

Zirvede, Karadeniz’de lojistik merkezleri ve Avrupa’da çeşitli merkezler kurmaya yönelik alınan kararları takip ettiklerine işaret eden Peskov, şunları kaydetti:

“NATO'nun askeri altyapısının sürekli ve aşamalı olarak sınırlarımıza doğru ilerlediğini görüyoruz. Rusya'ya karşı düşmanca bir siyaset izleyen ve bunu gizlemeyen çok güçlü bir devletler ittifakıyla karşı karşıyayız. NATO, Ukrayna’daki çatışmaya fiilen ve tamamen müdahildir, bunu da belirtmek gerekiyor.”

Peskov, Avrupa ve ABD’nin barıştan yana olmadığını dile getirdi.

Çin’den NATO’ya: Avrupa’dan sonra Asya-Pasifik’i de karıştırmayın

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien de ülkesinin NATO bildirgesinde Rusya-Ukrayna Savaşı'nın "kesin olarak kolaylaştırıcısı" olarak nitelendirilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Günlük basın toplantısında konuşan Sözcü Lin, "Çin, NATO'yu ülkemizin iç siyasetine karışmamaya, imajını lekelememeye ve Avrupa'da kargaşa yarattıktan sonra Asya-Pasifik'te de kaos oluşturmamaya çağırıyor." ifadesini kullandı.

Lin, "NATO'nun Ukrayna konusunda 'Çin'in sorumluluğu propagandası' mantıksız ve kötü niyetlidir." diye konuştu.

Ülkesinin Ukrayna konusunda "adil ve objektif duruşu" olduğunu belirten Lin, NATO'nun "sözde güvenliğinin" diğer ülkelerin güvenliği pahasına sağlandığını söyledi.

İran: Bildiride yer alan iddialar asılsız

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani ise NATO sonuç bildirgesinde yer alan, ülkesinin Ukrayna savaşında Rusya'ya doğrudan askeri destek verdiğine dair ifadelere tepki gösterdi.

Kenani'nin konuya ilişkin açıklaması, Dışişleri Bakanlığına ait internet sitesinde yayımlandı.

Kenani, "İran, Washington'daki NATO zirvesi sonuç bildirisinde yer alan, İran'ın Ukrayna savaşında Rusya'ya askeri yardım sağladığı yönündeki iddiaları tamamen asılsız ve siyasi amaçlı olarak reddediyor." ifadesini kullandı.

Ukrayna'da yaşananların NATO'nun Amerika merkezli provokatif politikalarının bir sonucu olduğunu kaydeden Kenani, İran'ın Ukrayna savaşında Rusya'ya İnsansız Hava Araçları verdiği yönündeki iddiaları bir kez daha yalanladı.