'Müzisyenler sadaka değil, sahnelerine çıkmak istiyorlar'

Sahne emekçilerini sokağa çağıran sanatçı Gülcan Altan, 'Boyun eğmeden seyircimize sahip çıkacağız. Onlar bize sahip çıktı' dedi.

Haber Merkezi

Sanatçı Gülcan Altan'la sahne emekçilerini sokaklara davet eden 'sahne sokakta' çağrısı üzerine söyleştik.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabınızda ‘sokakları sahneye dönüştürmenin zamanı’ diyerek #sahnesokakta heştegi ile bir performans videosu yayınladınız ve bu videonuz büyük bir ilgi gördü. Öncelikle bu videoda gösterdiğiniz tepkiye dair konuşalım. Geçtiğimiz yılın Mart ayından beri tüm sanat emekçileri son derece zor koşullarla boğuşuyor, adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bir müzisyen olarak bu süreç sizin için nasıl geçti? Gösterdiğiniz bu tepkiye neden olan şeyler nelerdi?

Bu bir buçuk sene "ne olacak, kiramızı ödeyebilecek miyiz, faturalarla nasıl başa çıkacağız, evimize erzak nasıl alacağız" diyerek geçti. Kimi ailelerinden yardım aldı ilk zamanlar, kimileri enstrümanlarını sattı. Son geldiğimiz nokta bıçak kemiği kesti ve bu süre içerisinde bir kere bile müzik emekçileri düşünülmedi. Sahne dediğimizde çok büyük bir sektör ortaya çıkıyor. Sadece müzik icra edenler değil, konser mekânı işleten insanlar, sahne sistemi kuran sesçiler, rodiler, ulaşımımızı sağlayan araç sahipleri gibi birçok insanın iş hayatı bitti. Buna nasıl dayanılır? Bence bu tepkiler için geç bile kaldık. Maalesef insanımız korkuyor, korkutuluyor. Tepki verirse başına bir iş gelecek diye. Ya da ha bugün açılacak mekanlar ha yarın ile beklentiyle evde oturmaya devam ediyor. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak bitiriliyoruz.

Geçtiğimiz haftalarda açıklanan İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile ‘kontrollü normalleşme’ süreci çerçevesinde sanatsal faaliyetlere dair hiçbir açıklama ve düzenleme getirilmedi. Bu alandaki faaliyetler fiilen yasaklanmış durumda halen. Bu konu özellikle sosyal medyada çokça tartışıldı ve eleştirildi. Siz bu genelgeye kadar nasıl bir beklenti içindeydiniz ve bu açıklamayı nasıl karşıladınız?

Hükümetin çok da umurunda değiliz. Bunu idrak ettik değil mi? Burada sebep pandemi; sağlık, halkın güvenliği değil. Anladık değil mi? Skandallarla çalkalanıyor ülke. İyi yönetilmek istiyoruz. Eşit olmak istiyoruz. Yalnız olmadığımızı ve bu ülkenin canlarından biri olduğumuzu hissetmek istiyoruz. Biz halkın ruh sağlığı için var olmak zorundayız. Müzik yaşatır, motive eder, güç verir. Bunları mı istemiyorlar anlayamıyorum. Benim beklentim başka artık. Hepimizin içinden geçeni istiyorum. Tek beklentim örgütlü bir halk olması..

Böyle bir eylem yapma ve tepkinizi bu yolla dile getirme fikri nasıl ortaya çıktı?

En son kontrollü normalleşmede kasıtlı olduğunu düşündüğüm kararların ardından Nâzım Hikmet Kültür Merkezi bir çağrı yapmıştı, "sokakları sahneye dönüştürmenin zamanıdır, sahne sokakta" diye. Ben de "artık sokaklar bizimdir" dedim. "Sokakları sahneye dönüştürmenin vakti" diye düşündüm. "Seyircimiz orada biz de orada olmalıyız" dedim. Para için değil sürdürülebilir, değer gördüğümüz ve sahnemize çıkabildiğimiz bir düzen isteğini dile getirmekti amacımız. Müzisyenler sadaka istemiyor sahnelerine çıkmak ve çalışmak istiyorlar.
 
Yayınladığınız bu videonun ardından size gelen tepkiler nasıl oldu? 
 
Halkımızın bu kadar sahip çıkacağını bilemezdim tabi. Biz Sevgili Murat Güner ile mücadele edelim diye çıktık sokağa. Ama belli ki artık herkes sokakta olmak istiyor. Şarkımızın naifliğini ve gücünü hissettiler. Destek olan tüm canlara sarılıyoruz. Umudumuz daha da yeşerdi. Korkmasınlar, geleceğimi kimseye çaldırmaya niyetim yok. Hepimizin geleceği, çocuklarımızın geleceği için ezdirmeyeceğiz kendimizi. Boyun eğmeden seyircimize sahip çıkacağız. Onlar bize sahip çıktı. Müzik hayatın kendisi. Tüm insanlarımıza kalbimizle sarılıyoruz.