MÜSİAD: 11 bin 400 liraya çalışırım diyenler var, asgari ücreti bölgesel yapalım

Yüksek kâr oranlarından taviz vermek istemeyen patronlar yarım asır önce iptal edilen bir uygulamayı yeniden gündeme getirdi. Asgari ücretin kırsalda kenttekinden daha düşük olması isteniyor.

Haber Merkezi

Enflasyona neden olduğu bahanesiyle bu yıl asgari ücrete ikinci bir zam yapılmadı. Emekçilerin yarısına yakını aylardır açlık sınırının altında seyreden asgari ücretle hayatta kalmaya çalışıyor. 

Asgari ücretin yeni yılda hangi oranda zamlanacağına ilişkin görüşmeler Aralık ayında başlayacak. Tespit komisyonunun kurulmasına kısa süre kala sermaye temsilcileri taleplerini dillendirmeye başladı.

Son talep patron örgütü MÜSİAD'dan geldi. Kurumun başkanı Mahmut Asmalı bölgesel asgari ücret uygulamasının tekrar getirilmesini istedi.

Türkiye’de bölgesel asgari ücret, 1951-1974 yılları arasında uygulanmış; İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde işçilere daha yüksek ücret, kırsal bölgelerdeki çalışanlaraysa daha düşük ücretler verilmişti. Uygulama Anayasa Mahkemesi tarafından "eşitlik" ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştı.

50 yıl önce rafa kaldırılan uygulamayı yeniden isteyen MÜSİAD Başkanı, talebini gerekçelendirirken bazı işçilerin mevcut asgari ücretin 3'te 2'sine tekabül eden 11 bin 400 liraya çalışmak istediğini iddia etti: 

"Anadolu’nun hem geçim şartları daha iyi hem kira fiyatları daha düşük. Kiradan dolayı 10 bin TL fark ediyor. Asgari ücretin 3’te 2’sine çalışırım diyenler var."

Yine tehdit ettiler: Emek ucuzlamazsa başka ülkeye gideriz

Enflasyona ücret artışlarının neden olduğu tezini savunan Mahmut Asmalı'ya göre, halihazırda açık sınırının altındaki asgari ücretin düşük tutulması emekçilerin lehine olacak:

"Aslolan çalışanlarımızın alım gücünü kuvvetlendirmek. Bu da enflasyonu aşağı çekmekle olur. Orta Vadeli Program’da yüzde 33 hedefi vardı, şu an yüzde 41’lere geldi. Hedeflenenden neredeyse yüzde 50 sapma var. Asgari ücretin düşük olduğunu gören tüccarımız zaten zam yapıyor."

Bölgesel asgari ücretle hedeflenin daha ucuz emek olduğunu açıkça ifaden MÜSİAD Başkanı, aksi takdirde emek maliyetinin daha düşük olduğu ülkelere gideceklerini ima ederek işçileri üstü kapalı biçimde işsizlikle tehdit etti: "Emek yoğun işlerde rekabetimizi kaybettik, bu nedenle birçok üreticimiz yurtdışına çıkıyor. Pazarlarımızı kaybettik."

Bölgesel yetmez sektörel olsun!

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı yalnız değil. Yakın dönemde iki isim daha bölgesel asgari ücret uygulanmasını talep etti.

  • CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Sadece bölgesel değil devletin desteği açısından sektörel asgari ücrete de olumlu bakıyoruz ama çok iyi düzenlenmesi lazım. Bazı sektörlerde asgari ücretin artışı sektörü ihracat yapamaz hale getiriyor. Asgari ücret artmalı ama rekabet edilebilir noktada, devletin destek sunması gerekiyor." (1 Temmuz 2024)
  • İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: ''Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için ayrı bir skala oluşması lazım. Ayrıca devlet memurlarının ve bütün ücretin içerileceği bir düzenleme yapılması lazım. Büyük şehirde yaşama tazminatı altında bir şey söylenebilir. Böyle bir şey olursa sanayi desantralizasyon anlamında süreç etkin bir şekilde devreye girer. Büyük şehirlerle ilgili bir asgari ücret bazı tespit edilip, teşvik bölgeleri dikkate alınarak kademeli bir asgari ücret uygulamasıyla bir süreç olabilir." (24 Aralık 2023)

Eşitsizliği artıracak, göçü hızlandıracak

Asgari Ücret Yönetmeliği'ne göre, asgari ücret "İşçilere bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret" olarak tanımlanıyor.

Ancak bu tanıma 2001 yılında “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” ifadesi eklendi. Bu durum, bir işçinin tüm ihtiyaçlarının tespit edilmesine rağmen, “ülkenin iktisadi durumu uygun değil” denilerek, daha düşük ücret verilebilmesinin temel dayanağını oluşturuyor.

Zaten açlık ve yoksulluk sınırının altında kalıp, işçinin geçimini sağlamaktan uzak olan asgari ücretin bölgesel olarak belirlenmesi söz konusu sefaleti daha da derinleştirecek nitelikte.

Yürürlükteki asgari ücret tutarını yüksek bulan patronlar bölgesel asgari ücret uygulamasına göre yerel düzeydeki aktörler bir araya gelip önceden belirlenmiş olan merkezi asgari ücretin aşağısında yeni bir oran tespit edebilecek. Uygulama kentler arasındaki gelir adaletsizliğinin derinleşmesine ve daha düşük ücret belirlenen bölgelerden daha yüksek ücret belirlenen bölgelere doğru göçü hızlandıracak.  Bölgesel asgari ücret uygulamasıyla yoksul illerde düşük tespit edilecek olan ücret düzeyi, yani ucuz işçilik ile bu iller sermaye açısından cazip hale getirilecek.