Milli parka 5 yıldızlı otel inşası Çevre Bakanı’na soruldu: 'Bilerek mi göz yumuluyor’

AKP MKYK Üyesi Güral’ın Antalya Kemer’de bir kısmı milli park arazisi olan sahilde inşa etmek istediği 5 yıldızlı otel projesi TBMM’ne taşındı.

Yusuf Yavuz

AKP MKYK Üyesi Erkan Güral’ın şirketi tarafından Antalya Kemer’de yapılmak istenen yeni otel projesinin bir kısmı Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içerisinde yer alıyor. Konuyla ilgili haberimizin ardından TBMM Başkanlığı’na yazılı bir soru önergesi veren CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar,  ÇED süreci başlayan otel projesiyle ilgili Bakan Özhaseki’ye “Elli yılda Milli Parkların yarıdan fazlası rant uğruna yağmalanmış durumda ve bu yağma günümüzde de hala devam etmektedir. Bu yağmaya daha ne kadar göz yumacaksınız?” diye sordu.

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Göynük Mahallesi sahilinde toplam 77 bin metrekarelik arazide AKP MKYK Üyesi olan Erkan Güral’ın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı NG Kütahya Seramik Porselen Tur. A.Ş tarafından inşa edilmesi planlanan ve 41 havuzlu villayı da içeren 636 yatak kapasiteli 5 yıldızlı otel projesi Meclise taşındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı araziyi 2022'de tahsis etti

CHP Antalya Milletvekili Av. Aliye Coşar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2022/1 kapsamında tahsisi yapılan kamu taşınmazları arasında bulunan Göynük’teki arazi için bir yıl süreli ön izin verildiğini belirten Coşar, önergesinde şunları kaydetti:

Otel yapılmak istenen sahilin bir kısmı milli park içerisinde

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 24 Kasım 2023 tarihinde ÇED sürecinin başladığını duyurduğu Göynük sahilindeki yeni bir otel projesi için seçilen arazinin bir kısmı hazineye ait orman arazisi, bir kısmı günübirlik alan, 1021,69 metrekarelik kısmı ise Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içerisinde kalmaktadır. Daha ayrıntılı belirtmek gerekirse, otel projesi için seçilen alan, 106 ada 15 parsel (eski 1761 parsel), kısmen 106 ada 8, 20, 21 (orman) ve 9 parsellerden oluşmaktadır. Otel projesi için seçilen toplam ÇED alanı 77448,33 metrekare olduğu belirtilirken, 106 ada 15 parselin hazine arazisi, Çevre Düzeni Planında ‘Günübirlik Kullanım Alanı’ olarak ayrılan 20, 21 ve 21 nolu parsellerin ise orman arazisi olduğu anlaşılmaktadır.”

Elli yılda yarısı yağmalanan milli park

1993 yılından bu yana yürürlükte olan ÇED Yönetmeliğinin birçok kez değişikliğe uğratılarak çevreyi ve doğayı korumaktan çok, çevre üzerinde baskı ve tahribatı kaçınılmaz olan projeler için aşılması gereken bir prosedür ve yol gösterici haline geldiğini savunan CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar,  “Otel inşa edilmesi planlanan 21 nolu parselin 1021,69 metrekarelik kısmının da Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içerisinde kaldığı açıkça görülmektedir. Türkiye’nin önemli milli parklarından biri olan Antalya’daki Beydağları Sahil Milli Parkı, 1972 yılında 69 bin 800 hektarlık bir alanı kapsıyordu. Aradan geçen süre içinde yarıdan fazlası turizm ve yapılaşmaya açılan milli parkın bugünkü yüzölçümü 31 bin 165 hektara kadar gerilemiş durumdadır. Elli yılda Milli Parkların yarıdan fazlası rant uğruna yağmalanmış durumda ve bu yağmanın büyük bir bölümü de son 20 yılda AKP iktidarında gerçekleşti. Bu yağma ve talan günümüzde de son hızla hala devam etmektedir. Yangından zarar gören ormanlarımızı bile imara açtılar. Sahillerimiz, ormanlarımız, doğamız, günübirlik alanlarımız rant uğruna peşkeş çekilmektedir” görüşünü savundu.

Bakan Özhaseki'ye 'Bilerek mi göz yumuluyor' sorusu

Antalya’daki Beydağları Sahil Milli Parkı’nın 50 yılda yarısının rant uğruna yağmalandığına işaret eden Coşar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye “Bu yağmaya daha ne kadar göz yumacaksınız? Buna bilerek mi göz yumulmaktadır?” sorularını yöneltti.

ÇED süreci tahribata neden olan projeler için gösterici oldu

Yüzde 99’luk kısmı orman alanı olan milli parkın turizm uğruna kırpılmasının önüne neden bir türlü geçilemediğini soran Coşar, şu sorulara yanıt istedi: “1993 yılından bu yana yürürlükte olan ÇED Yönetmeliği birçok kez değişikliğe uğratılarak çevreyi ve doğayı korumaktan çok, çevre üzerinde baskı ve tahribatı kaçınılmaz olan projeler için aşılması gereken bir prosedür ve yol gösterici haline gelmiştir. 1993 yılından bu yana bakanlığınızın yürüttüğü ÇED süreçlerinde verilen ÇED kararlarının istatistiki dağılımı nedir? Ulusal mevzuatımız ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle korunması taahhüt edilen korunan alanlarımızın betonlaşmasına izin veren ÇED kararlarının korumacı bir anlayışla işletilmesini düşünüyor musunuz? Antalya halkının denizle buluşabileceği günübirlik alanın halkın elinden alınarak özel bir ticari işletmeye tahsis edilmesi konusunda Bakanlığınızın bir yaptırımı olacak mıdır?”