Oklar MHP'yi gösterdiği her uğrakta hedef saptırıldı. Son örnek mahkemeye sunulan 154 isim oldu. Dilekçenin satır aralarındaysa itiraf ve endişe gizliydi.
Emre Alım
Sinan Ateş cinayeti davasında ilk fasıl geride kaldı. Sınırlı soruşturma, seçim ayarlı iddianame ve gerçek sorumlulara dokunmayan mütaalada adı geçmese de oklar hep MHP'yi gösterdi. İl yöneticisinden genel başkan yardımcısına bir partiyi fail haline getiren cinayet siyasi nitelik kazandı. Siyasi cinayetin siyasi sonuçlar doğrucağını öngören MHP son olarak hedef saptırmayı denedi. Bu çaba suçun ikrarını da beraberinde getirdi.
MHP adına iki avukat, ilk duruşmanın görüldüğü 1 Temmuz'da davaya müdahil olmak için mahkemeye dilekçe sundu. Dilekçeyle birlikte çoğunluğu televizyon programlarından oluşan bir hard disk ve 154 isimden oluşan bir liste de verildi.
Dava hakkında haber yapan, değerlendirmelerde bulunan gazeteci, akademisyen, siyasetçilerden oluşan listedeki herkesin mahkemeye çağrılması, ifadelerinin alınması, "Neden MHP'yi suçluyorsunuz" diye sorulması istendi.
Adil bir yargılamanın "MHP'nin kurumsal yapısına mal olacağını" söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, cinayeti ilk günden bu yana takip eden gazeteci Alican Uludağ, Asuman Aranca, Sinan Ateş'in saldırıya uğrayan yakın arkadaşı Ömer Zengin bu listede yer alan isimlerden birkaçı.
Dün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dilekçenin arkasında durdu ve "Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde de bu dosya eyleme geçecektir. Eylem hukuki nitelikte olacaktır" dedi. B Yüzü, o dilekçenin tümünü yayımladı.
Suçtan zarar gören Ateş mi, Bahçeli mi?
Olay Sinan Ateş'in öldürülmesi, mağdur da açıkça Sinan Ateş ve yakınlarıyken dilekçede "suçtan zarar gören" tarafın MHP olduğu savunuluyor. Nitekim MHP'nin davaya "mağdur" olarak katılması kabul edilmedi. Bu sonucun avukatlar için sürpriz olmadığı anlaşılıyor. Zira dilekçe metni hukuki başvurudan çok siyasi bir tartışmaya verilen yanıtı andırıyor.
MHP, aklama girişimine kendi tarihini yazarak başlıyor. Buna göre, Cumhuriyet milliyetçilik fikri üzerine kuruldu, Atatürk’ün ölümünden sonra milliyetçilik geri plana atıldı, Alparslan Türkeş’in MHP’yi kurmasıyla milliyetçilik siyasette yeniden yer aldı ve Bahçeli milliyetçiliği çağa uyarladı.
Bu anlatının Sinan Ateş cinayetiyle bağlantısı ne? Elbette bir bağlantısı yok. Ancak bu bağ yoktan var ediliyor. MHP'yi eleştirmek "Türk milletinin kadim hikayesini" eleştirmekle bir tutuluyor. Nasıl mı?
"MHP, Türk milletinin kadim hikâyesini temsil eden ve tarihsel tecrübenin bugünkü adresi ve kurumsal merkezidir."
Bu arada dilekçede birçok yerde bu cümlede olduğu gibi Türkçe imla hataları ve anlatım bozuklukları dikkat çekiyor.
Belli ki MHP, Ateş cinayetinin nasıl işlendiği ortaya çıktığında partinin kapatılma riskiyle yüz yüze geleceği öngörmüş ve savunmasını esas olarak bununla mücadele etmek üstüne kurmuş.
MHP'nin neden kapatılamaması, hatta sorgulanmaması gerektiğine dair tezler sıralanırken partinin kendine layık gördüğü mertebe de dikkat çekiyor: "En eski ve en köklü". Kuruluş tarihi 1969 olan, Soğuk Savaş döneminde NATO'nun antikomünist projesi olarak doğan partiden bahsediliyor.
Peki bu "kadim hikayeyi" eleştirenler kimler? Yine dilekçeden okuyoruz:
"Bölücü, liberal, marksist, FETÖ’cü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım, haber ve yazılarla MHP’ye iftira etmektedir."
'Komplo kuruldu' tezi komplodan ibaret
MHP'ye göre bu geniş yelpazedeki isimlerin ortak özelliği cinayetin siyasi niteliğine işaret etmeleri. Eski bir MHP yöneticisini öldüren tetikçinin MHP milletvekilinin evine kaçmasını yeterince siyasi bulmayan MHP, bunu sorgulayanların da mahkeme önünde hesap vermesini istiyor.
Dilekçede tam bu noktada Devlet Bahçeli'nin "Kimin elinde hangi bilgi belge varsa mahkeme sunmalıdır" sözüne atıf yapılıyor.
Listedeki isimlerin büyük kısmı siyasetçiler ve gazeteciler. Zaten her davada bu kesimler olayı araştırır, bulgular arasındaki bağlantıları ortaya koyar. Savcılık ve mahkeme heyetiyse inceler, araştırır, ortaya çıkarır.
Sinan Ateş cinayetinde de böyle oldu. Yargı ve kolluk kuvvetleri 17 ay boyunca araştırdı, MHP bağlantıları bu sayede ortaya çıktı. Gazeteciler ve siyasetçilerin değerlendirmeleri devletin ulaştığı bulgular ve açık kaynaklardaki bilgilere dayanıyor. Bu nedenle MHP'nin "bize komplo kuruldu" söylemi bir komplo teorisinden öteye geçemiyor.
MHP hedef saptırıyor
Aralarında siyaset bilimciler, ekonomistler ve emekli askerlerin de olduğu 154 kişinin mahkemede dinlenmesinin imkansız olduğu ortada.
Peki MHP ana muhalefet lideri dahil bunca insanın dinlenmesini neden talep ediyor? Çünkü cinayetin nasıl işlendiğine dair olgular araştırılmasın, olay sınırlarını kendisinin çizdiği bir siyasi tartışmaya dönüşsün ve sadece MHP'ye meşruiyet sağlayan bir meseleden ibaret hale gelsin istiyor.
Sürecin başından bu yana olan da bu. MHP her uğrakta hedef saptırıyor. Yargı süreci başlar başlamaz savunma baştan kuruldu, tetikçiler ağız birliğiyle "Arkadaşları vurdu" savunması yaptı. MHP'nin yayın organları yaz tatillerinden tango gecelerine dek takip ettiği gazetecilerin fotoğraflarını manşetten hedef göstererek "Asıl hedef MHP" tezini işledi. Son olarak Devlet Bahçeli kara kaplı defterinden çıkardığı 154 ismin "tehdit" olduğunu savundu, MHP'nin "suçtan zarar gören" olduğunu iddia etti.
Bu yaklaşım ve bu dilekçe suçun ikrarı niteliğinde.
MHP'yi ne bekliyor?
Davanın MHP ile bağı tamamen koparılmış değil. Dosyası ayrılan 17 ismin çoğunluğunu MHP'li yöneticilerin oluşturduğu biliniyor. Bu isimler yurt dışı çıkış yasağıyla tutuksuz olarak yargılanıyor. Sanıklar arasındaki bazı isimler MHP ve Ülkü Ocakları ile ilişkilendiriliyor.
AKP uzun bir süredir konunun uzağında durmayı tercih ediyordu. 31 Mart seçimlerinin ardından parti içinde MHP ile ittifaka daha temkinli yaklaşan kesimler çıkmaya başladı.
Dilekçenin de ele verdiği gibi dava hâlâ MHP'nin sonunu getirebilecek potansiyele sahip. Bu ihtimal 30 Eylül'de devam edecek duruşmalarda test edilecek.
154 kişilik hedef listesi
Siyasetçiler: Özgür Özel, Deniz Yavuzyılmaz, Gökhan Günaydın, Ali Mahir Başarır, Sezgin Tanrıkulu, Murat Bakan, Yunus Emre, Özgür Karabat, Cumhur Uzun, Ali Öztunç, Mustafa Adıgüzel, Mahir Polat, Ümit Özdağ, Müsavat Dervişoğlu, Uğur Poyraz, Turhan Çömez, Buğra Kavuncu, Ahmet Davutoğlu, Selçuk Özdağ, Ali Babacan, Erkan Baş, Levent Tüzel, Sevda Karaca, Alper Taş, Remzi Çayır, Hüseyin Baş, Salih Uzun, Cem Toker, Doğan Aydal, Ahat Andican, Aytun Çıray, Bahattin Yücel, Ali Haydar Fırat, Emin Şirin, Fikri Sağlar, Gülay Yedekçi, Mustafa Böğürcü, Nazif Okumuş, Önay Alpago, Bahadır Erdem, Turan Aydoğan, Yavuz Ağıralioğlu, Yavuz Değirmenci, Gaye Usluer, Nesrin Nas, Ufuk Söylemez, Gülistan Kılıç Koçyiğit.
Gazeteciler: Murat Muratoğlu, Akif Beki, Ali Kemal Erdem, Altan Sancar, Asuman Aranca, Atakan Sönmez, Ayşen Şahin, Bahadır Özgür, Barış Pehlivan, Caner Taşpınar, Çiğdem Toker, Deniz Zeyrek, Dinçer Gökçe, Nedim Türkmen, Elfin Tataroğlu, Elif Doğan Şentürk, Doğan Şentürk, Ersin Eroğlu, Fatih Ergin, Fatih Polat, Fırat Fıstık, Fikret Bila, Hakan Çelenk, Hilmi Hacaloğlu, Hüsnü Mahalli, İbrahim Kahveci, İnanç Uysal, İslam Özkan, İsmail Saymaz, Kemal Göktaş, Masum Gök, Mehmet Bal, Mehmet Tezkan, Merdan Yanardağ, Miyase İlknur, Murat Ağırel, Murat Karan, Murat Yetkin, Nevşin Mengü, Nevzat Çiçek, Nurcan Gökdemir, Orhan Uğurluoğlu, Özlem Akarsu Çelik, Emre Kongar, Sertaç Eş, Seyhan Avşar, Taha Akyol, Timur Soykan, Uğur Dündar, Yaşar Aydın, Yavuz Oğhan, Yavuz Selim Demirağ, Yıldız Yazıcıoğlu, Zübeyde Sarı, Mustafa Balbay, Mustafa Kurdaş, Hilal Köylü, Orhan Bursalı, Umut Taştan, Alican Uludağ, Namık Koçak, Özlem Gürses, Yalçın Doğan.
Hukukçular: Celal Ülgen, Afşin Hatipoğlu, Bülent Yücetürk, Ruşen Gültekin, Figen Çalıkuşu, Gürkan Çakıroğlu, İlhan Cihaner, Mehmet Saral, Muzaffer Nerse, Hasan Sınar, Salim Şen, Gamze Pamuk Ateşli.
Araştırmacı/Akademisyen: Can Selçuki, Ceren Kumbasar Mumay, Güven Gürkan Öztan, Berk Esen, Can Kakışım, Haldun Solmaztürk, İbrahim Uslu, Eren Aksoyoğlu, Erol Mütercimler, Mehmet Ali Kulat, Mehmet Yaşar Altındağ, Oğul Aktuna, Mithat Baydur, Öner Günçavdı, Sait Yılmaz, Ersin Kalaycıoğlu, İpek Özkal Sayan, Semih Turhan, Sezin Öney, Suat Özçelebi, Seda Demiralp, Osman Sert, Burak Cop, Barış Övgün, Necati Özkan, Tacire Bektaş, Tayfun Atay, Onur Alp Yılmaz, Gülgün Erdoğan Tosun.
Diğer: Türker Ertürk (emekli amiral), Hanefi Avcı (emekli polis), Ömer Zengin (Sinan Ateş’in arkadaşı).