MESAM'da neler oluyor, taraflar ne diyor?

Pandemi koşulları nedeniyle 16. Olağan Genel Kurulu bir kez daha ertelenen MESAM’da gruplar arası tartışmalar son günlerde yine basına yansıdı.

Haber Merkezi

Pandemi koşulları nedeniyle 16. Olağan Genel Kurulu bir kez daha ertelenen MESAM’da gruplar arası tartışmalar son günlerde yine basına yansıdı.

A Haber, Uçankuş TV gibi kanallara demeçler veren, sosyal medyayı aktif olarak kullanan, 2011 Genel Seçimleri’nde AKP’den Kars milletvekili aday adayı olan, “MESAM Değişim ve Adalet Grubu Yönetim Kurulu Başkan Adayı” Recep Ergül’ün özellikle Arif Sağ’ın başkanlık yaptığı dönem ile ilgili iddiaları ve Türkçe müziğin otel, bar, kafe ve mağazalarda zorunlu hale getirilmesini planladıklarına ilişkin demeci tartışma yaratmıştı.

Recep Ergül’ün iddiaları hakkında, Cahit Berkay’ın (MESAM Demokrasi Grubu) ve Sümer Ezgü’nün (MESAM Birlik ve Yenilik Grubu) görüşlerini aldık.

Ergül: MESAM, Arif Sağ Döneminde Saygınlığını Kaybetti

A Haber’de yayınlanan Ajans Gün İçi programında konuşan Recep Ergül; Arif Sağ liderliğindeki MESAM Demokrasi Grubu hakkında evrakta sahtecilik, usulsüzlük, görevi kötüye kullanma, sahte üye kaydetme, muhalif üyeleri ihraç etme, 10 yılda ortalama 1.5 milyon TL hakkı huzur ücreti ve harcırah almakla ilgili iddialar olduğunu açıkladı.

Recep Ergül Kanal A'da

Cahit Berkay: Çamur at izi kalsın

Görevden alınan Yönetim Kurulu’nda Başkan Yardımcısı olan ve Arif Sağ, Ali Rıza Binboğa, Metin Karataş, Ali Haydar Timisi gibi isimlerle ile birlikte MESAM Demokrasi Grubu içinde yer alan Cahit Berkay iddiaların dayanaksız olduğunu belirtti. “Alıştık artık bunlara mesnetsiz, dayanaksız suçlamalar. Her seferinde mahkemeye verdik ve aklandık. En son genel kurulda da, beni ve Arif Sağ’ı üyelikten attılar. Mahkeme bizi akladı, genel kurul günü divan bizim dilekçelerimizi kabul etti ve üyeliğe geri döndük.”

Son 10 yılda MESAM Yönetim Kurulu üyelerinin aldığı iddia edilen yüksek miktarlı huzur hakkı ve harcırah ödemelerine ilişkin olarak Berkay, “İddia etmek bedava. Atıyor, sallıyor babam sallıyor. Kim almış bir buçuk milyonu? Bir buçuk milyon az buz bir para değil! Çamur at izi kalsın hesabı… Böyle bir şey söylüyorsan elinde bir kanıt olur, delil olur. O da yok ama konuşuyor... Bunlar çok üzücü. Bir yere kadar susuyorsun ama insanların gerçekleri bilmeleri lazım” dedi.

Sümer Ezgü: Eser sahipleri devrimcidir

Görüşlerine başvurduğumuz diğer isim MESAM Birlik ve Yenilik Grubu adına Sümer Ezgü oldu. Cihan Sezer, Yasemin Göksu, Gülay, Banu Kırbağ, İbrahim Can, Havva Karakaş, Zekai Tunca, Gökhan Şeşen gibi isimlerle birlike hareket eden ve son yıllarda gerginlik yaşayan iki grup dışında kapsayıcı bir dil kullanan Ezgü, MESAM içinde statükocular ve değişimciler olarak iki ana grup olduğu yönündeki iddialara “Eser sahipleri statükocu olmaz, devrimcidir. Bir şey üretmek, yeni bir şey kazandırmak ileri bir adımdır zaten. Çünkü topluma sanat sunuyorlar. İleri bir adımdır bu, dolayısıyla statükocu gibi terimler yanlış.” sözleriyle yanıt verdi.

Sümer Ezgü, Arif Sağ başkanlığındaki Yönetim Kurulu’na yöneltilen suçlamaları da haklı bulmadığını belirtti:

“MESAM hırsızların çetesi filan değil, böyle bir şey yok. Ben MESAM’ın kurucularından olan Yıldırım Gürses döneminden beri MESAM’ın üyesiyim. Hatta Attila Özdemiroğlu döneminde yönetimde de çalıştım. MESAM’ı tanımlamak gerekirse; radyolarda, televizyonlarda, konser alanlarında ya da dijital portallarda kullanılan eserlerimizin hakkını toplayan ve eser sahiplerine veren meslek birliği, meslektaşların birliğidir. MESAM uluslararası bir sisteme CISAC’a bağlıdır. Yani sadece Türkiye’deki yerli eserlerin teliflerini toplamıyor MESAM. Aynı zamanda ülkemizde çalınan yabancı eserlerin de teliflerini toplayarak ve uluslararası kurallarca belirlenmiş olan kesintileri yaparak ilgili ülkelere teslim ediyor. Aynı şekilde bizim yurt dışında çalınmış eserlerimizin telifini de onlar toplayıp bize teslim ediyorlar. Bu kesintiler, bu kurumların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacak kesintilerdir ve bellidir oranı. Yani on bir kişinin hepsi bir araya gelip ve imza atıp hırsızlık mı yapıyor? Bu söylemler çok alt düzey söylemler. Burada üslubumuza, konuşmalarımıza dikkat edeceğiz. Bu kurumun kuruluşundan bugüne kadar yönetimde yer almış tüm büyüklerimiz telif konusuna katkı sağlamışlardır. Eksikler olabilir, telif bilinci ülkemizde yok zaten. Hukukçular bile bu konuda eksikler. Bu özel bir alan çünkü, hepimiz zaman içinde öğreniyoruz.

Ben de yönetim kurulunda görev aldım, Arif Sağ, Orhan Gencebay, Atilla Özdemiroğlu, Fuat Güner, Erol Sayan, Cahit Berkay da görev aldı. Bunların hepsi huzur hakkı aldı. Çünkü bu çok doğaldır. Bütün işini gücünü bırakıyor bu insanlar. Bu huzur hakkını gündeme getiren arkadaşlarımızın kendileri zaten geçmişte huzur hakkı aldılar ve bu çok doğal bir şey. Ben yönetim kurulunda görev alan arkadaşlarımızın huzur hakkı almasından rahatsız olmam. Çünkü onlar zamanlarını ayırıyorlar ve kurumun para kazanması için mesai harcıyorlar.

109 sahte üye iddiası da geçmiş yönetimi suçlayan bir söylemdir. Bu daha önceki yönetimlerden itibaren gelen bir durum. Hatta bu sahte üye olduğu iddia edilen müzisyenlerin içinde aranjörler var. Aranjörler sahte üye değildir, eser sahibidir “işlemeci” sıfatıyla. Tüm bunlar kafa karıştırıyor. Bilirkişi tarafından reddedildi zaten bunlar. Mahkeme de kararını verecek bu konuda. İnsanlara doğru bilgiler vermek gerekiyor.”

Genel Kurul ertelendi

Coşkun Sabah, Orhan Gencebay, Fuat Güner, İsmail Türüt gibi isimler tarafından desteklenen Recep Ergül, Nisan başında sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada anketlerde % 70 oranında önde gözüktüklerini, bu nedenle diğer iki grubun Genel Kurul’u erteletmek istediğini, “daha düne kadar karşı oldukları, hakaret ettikleri devletten yardım istediklerini” belirtti. Genel Kurul için her türlü sağlık ve güvenlik tedbirinin titiz bir şekilde alındığını belirten Ergül, 13 Nisan’da açıklanan Bakanlar Kurulu kararları sonrasında ise “Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ile, genel kurullar bayram sonrasına ertelenmiştir. Daha önce de pek çok kez belirttiğimiz gibi, tam kapanma olmaması hâlinde genel kurulumuzu yapacak, olması hâlinde ise kararlara uyacağımızı belirtmiştik” ifadelerini kullandı.

Sümer Ezgü erteleme kararını doğru bulduğunu ifade ederek, Genel Kurul konusundaki görüşlerini paylaştı: “Bizler de insanız ve dolayısıyla seçim odaklı hayata bakamayız. Her şeyden önce sağlığımız önemli. Bu dönemde seçim derdine düşülmez. Ben görüyorum resimlerini; kafelerde, otellerde toplanılıyor, dip dibe insanların olduğu fotoğraflar görüyorum. Covid konusunda dünyanın en tepesindeki ülkelerden biriyiz. Sağlık ve yaşam güvencemizi hiçe sayarak böyle toplantılar yapamayız. “Seçimden kaçıyorlar, zaten kaybedeceklerdi” gibi yakışıksız söylemlerde bulunan arkadaşlarımız acaba oradaki üyelerin yaşam güvencelerini üstlenebilecekler miydi acaba?”

Genel Kurul’un ertelenmesi kararı öncesinde görüşlerini aldığımız Cahit Berkay ise, “Genelde dokuz yüz ila bin kişi arası bir katılım olurdu bundan evvelki genel kurullara. Hem üyelerin hem de toplantı düzeni için emek harcayan MESAM çalışanlarının oluşturduğu ekibin sağlıklarının tehlikeye atılması anlamına geliyor bunda ısrarcı olmak. Bugün haritaya bakın, her taraf kıpkırmızı görünüyor, her yer Covid. Dendi ki “salonda düzenlemeler yapıldı, üyelerimizin kalacakları oteller ayarlandı, dezenfekte edildi vs”. Tablo ortada; bütün bunları görüp ısrar etmek hiç doğru bir şey değil. Bunda ısrar etmek cinayet demek. Bu koşullarda üyelerimizin sağlığı önceliğimiz olmalı. Aklın ve bilimin söylediği şey gayet açık ve ortada.” sözleriyle Bakanlar Kurulu kararının beklenmesine gerek olmadan, toplantının ertelenmesi gerektiğini savundu.

"Ucu nereye gidecek diye düşünmeden konuşuyorlar"

Otel, kafe, bar ve mağazalarda “zorunlu Türkçe müzik çalınması” projesine ilişkin olarak Cahit Berkay, “İş yerlerinde Türkçe müzik çaldıracağız diyorlar. Bu yaptırımı nasıl getireceksiniz? Bunun için nasıl bir yasa çıkartacaksınız? Bütün dünya müziklerinin birbirine karıştığı, insanların farklı müziklere merak saldığı bir ortamda sen de ki 'kardeşim burada sadece Türkçe müzik çalacaksın' Buna en hafifinden komiklik denebilir. MESAM dünya üzerinde 150’ye yakın ülkenin Türkiye’deki temsilcisi. CISAC diye bir uluslararası kuruluş var ve MESAM bunun üyesi olarak ciddi birtakım anlaşmaların altına imza atmış durumda. Ucu nereye gidecek diye düşünmeden konuşuyorlar. Konuştuğunuz şeyin bir dayanağı olmalı.”

"Türküler Telif Kapsamına Alınmalı"

Ezgü, MESAM Birlik ve Yenilik Grubu olarak önemli gördükleri konulara da değindi:

“Anonim eserlerin yani türkülerimizin telif kapsamına alınması çok önemli bir konu. Türkülerin derleyicileri ve kaynak kişileri yasada belirlenen “işlemeci” sıfatıyla bu milli kültürün korunması açısından önemli. Derlemecilik ve halk müziğinin devamlılığı açısından önemli. O türküyü taşıyan, yaşatan kişiye ve de derleyicisine bu telifin ödenmesi gerek. Çünkü onlar bunu yapmasalardı, bu türküler yok olup gidecekti.

Kavgasız, dövüşsüz bir birlik olmak zorundayız. Aynı zamanda gençleşmek, yeni insanları aramıza almak, telif bilincini onlara da aktarmak zorundayız. Hatta MESAM ve MSG arasındaki ayrımdan da kurtulmamız lazım. Bir araya gelmeliyiz, çıkarlarımız aynıdır. Eğer ki bizim meslek birliklerimizi karıştıran, kavga ettiren bir çizgi varsa bilin ki telif borçlusu olan odaklar içindir bu. Onlar bilinçli olarak bu kavgayı beslerler.

Otel, motel ve turistik tesislerle ve yerel yayın kuruluşları ile yurt çapında gerçekleştireceğimiz sözleşmeleri illerinde prim usulü ile çalışacak avukatlarla yaygınlaştıracağız.”

"En büyük aday benim, ölümle tehdit edildim"

Uçankuş TV’de yayınlanan röportajında “Orhan Gencebay MESAM defterini 2018’de kapattı. Şu anda en güçlü grup biz gözüküyoruz. Bu da mevcut şahısları çılgına çevirmiş gözüküyor. Çocuklarımla tehdit edildim. Ölümle tehdit edildim.” ifadelerini kullanan Ergül, Arif Sağ’ın bu tehditlerden haberdar olup olmadığı sorusuna ise “düşünmek istemiyorum” şeklinde yanıt verdi.

Recep Ergül 'Uçankuş'ta

2011 AKP Kars milletvekili aday adayı

Ergül, geçtiğimiz günlerde Kültür Sanat TV haber sitesine verdiği demeçte, AKP’li olduğu yönündeki iddialara “Hayatım boyunca, hiçbir partinin üyesi ve sempatizanı olmadım. İstemiş olsam, bir partinin davetini kabul eder ve milletvekili seçilirdim. Siyasetle ilgilenmiyorum ve ilgilenmek gibi bir düşüncem de olmayacak.” şeklinde yanıt verdi.

Kars yerel basınında yer alan haberlere göre, Mart 2011’de yaptığı açıklama ile Ergül’ün aktif siyasette yer aldığı görülüyor: “Her açıdan ülkemizin önünü açan AK Parti’mizin çalışmalarına omuz vererek sizleri daha iyi ve sizlere yakışır şekilde temsil etmek adına milletvekili aday adayı oldum”. AKP Kars teşkilatı tarafından o dönemde yapılan temayül yoklamasında 11 oy alan Ergül’ün 77 aday arasında 61. olduğu da yine yerel basında yer almakta.