Dün, memur ve memur emeklileri maaşında yüzde 30 ile yüzde 35 arasında değişen zam yapıldığı duyurulmuştu.
Bakanlık kaynaklı zam iddiasını soL'a değerlendiren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, kamu emekçilerine dair duyurulan zam haberinin gerçekliğinin olmadığını belirtti.
Bozgeyik, yüzde 35 zam iddiasının basına servis edilen bir algı operasyonu olduğunu ifade etti.
Geçtiğimiz Ağustos ayında gerçekleştirilen 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri sonucunda Memur-Sen ve hükümet arasında imzalanan anlaşmaya değinen Bozgeyik "Bizim itiraz ettiğimiz ancak Memur-Sen ve hükümet arasında imzalanan anlaşmaya göre kamu emekçileri ve kamu emeklilerinin maaşlarına 2022 yılının ilk altı ayında yüzde 5, ikinci altı ayında yüzde 7, 2023 yılının ilk altı ayında yüzde 8, ikinci altı ayında ise yüzde 6 zam kararı alınmıştı" dedi.
Bozgeyik, 2 yıl içerisinde yapılacak olan yaklaşık yüzde 30'luk kümülatif zammın, 2022 Ocak ayında yapılacakmış gibi lanse edildiğini belirtti ve yüzde 30 ile yüzde 35 arasında değişen zam iddiasının gerçekliği olmadığını vurguladı. Bozgeyik, zam iddiasının Ağustos ayında gerçekleştirilen 6. Dönem Toplu Sözleşme anlaşması sonrasında kamu emekçileri ve emeklileri tarafından çokça tepki alan Memur-Sen'e yönelik tepkileri ortadan kaldırmaya da yönelik olduğunu söyledi.
Memur maaşlarının 2021 yılında yüzde 70'e varan değer kaybı yaşadığını aktaran Bozgeyik, enflasyon ve döviz kurlarındaki düşüşten kaynaklı olarak memur maaşlarının dolar bazında her ay ciddi kayıplar yaşadığını belirtti. Kamu emekçilerine yönelik 3600 ek gösterge ve maaşlarda yaşanan değer kayıplarının giderilmesi için taleplerini sunduklarını belirten Bozgeyik, taleplerinin seçim vaadi olarak tutulduğunu ve bu doğrultuda harekete geçilmediğini ifade etti. Bozgeyik, memurun enflasyona ezdirilmeyeceğinin belirtildiğini ancak kamu emekçilerinin sürekli olarak geçiştirildiğini söyledi.
'Talebimiz, yoksulluk sınırının üzerine çıkartılması'
KESK'in gerçekleştirdiği enflasyon araştırmasına göre enflasyonun yüzde 46 oranında olduğunu belirten Bozgeyik "Tüketim ürünleri, temel gıdalar, temel ihtiyaçlar, yakıt, doğalgaz ve bilimum ürün yüzde 60 ile yüzde 70 arasında zamlandı. Asgari ücret açlık sınırın altında, yoksulluk sınırı ise 10 bin TL'ye ulaşmış durumda. İnsanca yaşayabilmek için bizim talebimiz, kamu emekçilerinin maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkartılması" dedi.
Kamu emekçilerinin maaşının en az yoksulluk sınırına çıkarılması gerektiğini Ağustos ayında talep ettiklerini belirten Bozgeyik, 2021 yılında maaşlarda yaşanan reel kaybın giderilmesi gerektiğine değinerek "Her ne kadar dolarla mı alışveriş yapıyorsunuz gibi şeyler söylense de Türkiye ithalata bağımlı bir ülke olduğu için döviz kurlarındaki herhangi bir düşüş her kalemden ürünü etkiliyor. O yüzden maaşlarımızda yaşadığımız değer kayıplarını dolar bazında değerlendiriyoruz" dedi.
