AKP-MHP iktidarı İsrail'e ticareti durdurmak için Gazze'nin 9 ay boyunca bombalanmasını, 34 binden fazla Filistinlinin öldürülmesini bekledi. Gümrükler İsrail'e 5 Mayıs'ta kapatıldı ama eş zamanlı olarak Filistin'e ihracat savaş koşullarına rağmen astronomik oranlarda arttı. Bu da İsrail'e ticaretin Filistin postunda sürdürüldüğü yönünde yorumlandı.
Her ay açıklanan dış ticaret verileri İsrail'e ihracatın dolaylı yollardan sürdüğü tezini güçlendiriyor. Ticaret Bakanlığı aksini iddia etse de kamuoyuna yaptığı çelişkili ve eksik bilgiler içeren açıklamalar ikna edici olmaktan uzak.
Perşembe günü ilan edilen TÜİK verilerine göre, sadece bir ayda Türkiye'den Filistin'e yüzlerce bina inşa etmeye yetecek demir ve çelik gönderildi, aynı dönemde Filistin'in dikenli tel "ihtiyacı" da rekor kırdı. Şüphe çeken istatistiklerin ardından Ticaret Bakanlığı bugün bir kez daha savunmaya geçti.
Filistin'in istatistiklerdeki kaydı yenilenmiş: Önceki yıllara ait veriler yanlış mıydı?
Bakan Ömer Bolat'ın sosyal medya hesabından yapılan açıklama "İsrail'le ticarete yönelik olarak gümrük sistemi tamamen kapalıdır" başlığını taşıyor.
İsrail'e doğrudan ihracat yapılamadığı istatistiklerde de görülüyor. Mayıs ayından bu yana İsrail'in ihracat ve ithalat hanesi boş. Zaten itirazlar buna değil. Yanıt bekleyen soru, Filistin'e ihracat hanesindeki yüzde 1800'lük artışın neden kaynaklandığı.
Bakanlık bu soruya aylar sonra yeni bir argümanla yanıt verdi:
"2024 yılında Filistin’e yönelik ihracatımız istatistik sisteminde artık kendi kodu ile giriş yapılmaya başlanmış ve daha önceden İsrail kayıtlı olarak giden Filistin alımları, ülkemizin istatistik sisteminde artık Filistin’in kendi kodu ile kaydedilmeye başlanmıştır."
Bakanın açıklamasının aksine 2024 öncesinde istatistik sisteminde Filistin'i "625" koduyla bulabilmek mümkün. Bu kod ile yapılan aramalarda Filistin'e ihracatın 2013'ten bu yana yıllık 100 bin doları geçmediği ancak İsrail'e ticaretin durdurulmasının ardından bu tutarın aylar içerisinde yaklaşık 6'ya katlandığı görülüyor.
Ömer Bolat'ın açıklamasından çıkan bir sonuç da Filistin ve İsrail ayrı ayrı kodları sahipken, Filistin'e gönderilen malların çoğunluğunun yıllarca İsrail'in hanesine yazıldığı. Bu malların neler olduğu ve neden İsrail kayıtlı gönderildiği açıklanmıyor.
Yeni prosedürü uzun süredir uygulamadaymış gibi anlattı
Ticaret Bakanı, bu ayki savunusunda Filistin'e ihracat prosedüründen de ilk defa bahsetti. Buna göre, her bir sevkiyat için Filistinli ithalatçılar, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı'na başvurmak ve bu yolla Ankara'nın onayını almak zorunda.
Bakanın prosedürden ilk defa bahsediyor olması tesadüf değil. Çünkü bu prosedür uygulanmaya başlanalı henüz birkaç hafta oldu.
TÜİK'in paylaştığı son dış ticaret verileri Eylül ayına ait. Bakanın bahsettiği yeni prosedürse Eylül ayında uygulamaya konulmamıştı. Yani yeni prosedürün Filistin'e ticaretin denetlenmesinde bir rolü varsa da bu henüz kamuoyuna açıklanan verilere yansımadı.
Filistin adına gönderilen malların İsrail'e geçmesi mümkün
İsrail'e ticaretin durdurulmasından önce Bakanlığın açıklamalarında sıkça yer verilen bir bilgiyse yeni duyurularda paylaşılmıyor.
Bir dönem verilerde İsrail'e yapıldığı görülen ihracatın aslında Filistin'e gittiğini savunan Bakanlık, "Filistin bölgesine giden bütün mallar İsrail adıyla İsrail gümrüklerinden ve limanlarından geçmek zorunda kalıyor" diyordu.
İsrail'e ticaretin durdurulduğu ve Filistin'e ihracatın hızla arttığı bugünlerde bu bilgiyi tersinden okumak mümkün.
Türkiye'den İsrail ve Filistin'e gönderilen mallar, İsrail'e ait Hayfa ve Aşdod limanları üzerinden bölgeye geçiş yapıyor. Bu limanlarda bazı mallar İsrail mevzuatına uygun kurulan şirketler üzerinden Filistin'e taşınabiliyor. Yani benzer şekilde Filistin olarak gönderilen malların İsrail'e geçmesi de mümkün.