'Maden aramak isteyen şirket zeytinliğinize girerek kömür çıkarabilecek'

Zeytinlikleri elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerine açan yönetmelik şirketleri koruyarak ranta ön ayak oluyor.

Aslı İnanmışık

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın maden yönetmeliğine bir madde ekleyen yönetmeliği 1 Mart'ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerine izin verilebilecek.

Muğla'nın Milas ilçesindeki İkizköy’de yapılması planlanan kömür madenine karşı mücadele sürerken, 2017'de kamulaştırılan bölgedeki zeytinlikler dün kesilmeye başlanmış, yurttaşlar saldırıya karşı direnişe geçmişti. 

Talan İkizköy'den başlarken, konunun tartışılmayan taraflarını Ziraat Mühendisi Emel Rona İzmir Urla'da TKP'nin bir etkinliğinde dile getirdi. Alternatif enerji kaynaklarını, ideal tarım politikalarını "Zeytinime Dokunma" söyleşisinde anlatan Emel Rona yönetmeliğin ilgili yasalara aykırı olduğunu vurguladı.

soL'a konuşan deneyimli mühendis Emel Rona zeytin yetiştiriciliğine ve ülkemizde bulunan zeytinliklere dikkat çekti. "Madeni çıkarmak isteyen kişi, şirket bakanlıktan izin alarak sizin tapulu zeytinliğinize girerek kömür madeni çıkarabilecek" diyen Rona, enerjideki dışa bağımlılığın altını çizerek "Biz sadece 'Zeytinliğimize dokunma!’ demiyoruz. Kömüre alternatif, temiz enerji 'prina'yı öneriyoruz" şeklinde konuştu.

'Madencilik yönetmeliğe bir fıkra eklenerek bu yasa değiştirildi'

Emel Rona şunları söyledi:

"Zeytinciliğin 'idam fermanı' olarak adlandırılan, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren düzenleme bu kez Madencilik Yönetmeliği’ne eklenen bir fıkra ile gündeme geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 'Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'le maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanların taşınması öngörülüyor.

Türkiye'nin 1939 yılında kabul edilen bir yasa var. Kısacası 'Zeytincilik Yasası' olarak bilinen bu yasanın 20. maddesinde 'Zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz' hükmü var. Ancak madencilik yönetmeliğe bir fıkra eklenerek bu yasa değiştirildi.

'Tesisler, rant amaçlı faaliyetler sonucunda bir bakmışsınız ülke zeytinciliği yok edilmiş'

Yönetmeliğe eklenen fıkra da şöyle deniliyor:

'Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.'

Peki Madencilik Yönetmeliği'nin 115'inci maddesine eklenen fıkra ile yapılmak istenen nedir? Öncelikle, bugünlerde çok tartışılan elektrik zamları, enerjide dışa bağımlılık gerekçe gösterilerek zeytinlikleri yok etme pahasına kömür madenlerinin çıkarılarak elektrik üretiminde kullanılacağı ifade ediliyor. Bu 'kamu yararı' olarak sunuluyor. İklim krizine neden olan fosil yakıtların terk edildiği bir dönemde üstelik binlerce yıldır yetiştirilen zeytin ağaçları yok edilerek madencilik faaliyetleri yürütülmek isteniyor. Bugün kömür madenleri yarın başka madenler, tesisler, rant amaçlı faaliyetler sonucunda bir bakmışsınız ülke zeytinciliği yok edilmiş. 

'Amaç zeytin ağacın değil, maden şirketini korumak'

Diyelim ki Manisa Soma'da zeytinliğiniz var. Sizin üzerinize tapulu. Zeytinliğin altında da kömür madeni var. Madeni çıkarmak isteyen kişi, şirket bakanlıktan izin alarak sizin tapulu zeytinliğinize girerek kömür madeni çıkarabilecek. Üstü zeytin altı maden olan sahada zeytin ağaçlarını taşıyacak yer olmazsa, bu zeytinler kesilecek. Madencilik faaliyetini yürütecek kişi veya şirket Tarım Bakanlığı'nın göstereceği sahada dikim normlarına uygun ve sizin zeytinliğiniz kadar bir alanda zeytin bahçesi tesis edecek. Sizin zeytinleriniz diyelim ki 20-30 yıllık veya asırlık ağaçlar. Ürün alıyorsunuz. Yeni dikilecek ağaçlardan ürün almak için en az 5 yıl geçmesi  tam verim için en az 15-20 yıl geçmesi gerekiyor. Neresinden baksanız ağaca, üretene zulümden başka bir şey değil. Amaç zeytin ağacını veya üreticiyi korumak değil, maden şirketini korumak.

'Söz konusu düzenleme yasaya aykırı'

Yeni tasarı her ne kadar zeytinlik sahaların daraltılamayacağını belirtse de, 'kamu yararı alınmış yatırımlar' bu uygulamadan muaf tutuluyor. Bu yönde yatırım yapılması yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığı'nda toplansa da, bakanlık bu yetkisini gerektiğinde valilere devredebiliyor.

AKP'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana zeytin sahalarının imara, madencilik, sanayi faaliyetlerine açılması için tam 9 kez yasa, yönetmelik değişikliği gündeme getirdi. Bu değişiklikler ya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden ya da yargıdan geri döndü.

Yönetmelikler kanunların üzerinde değildir. Bu yasaya aykırı bir düzenlemedir. Yönetmelikle yasa hükmünü değiştiremezsiniz. Bu nedenle yapılan bu düzenleme de yargıdan dönecektir. Bunda zeytincilik sektörünün üretici, sanayici, ihracatçı, sivil toplum kuruluşlarıyla tek vücut karşı çıkmasının çok büyük rolü var.

'Zeytin ağacının verimli hale gelmesi, 20 yılı bulur'

Zeytin, Türkiye’de çok geniş bir yayılım alanı bulmuştur. Türkiye’nin 81 ilinin 41’inde, 843 ilçenin 270’inde zeytin üretimi yapılıyor. Üretimin yüzde 53’ü Ege Bölgesi'nde, yüzde 18’i Marmara Bölgesi'nde, yüzde 23’ü Akdeniz Bölgesi'nde, yüzde 6’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ve yüzde 0,2’si de Karadeniz Bölgesi'nde gerçekleştiriliyor.

Kahvaltılarımızda vazgeçilmez katığımız olan zeytini, en sağlıklı bitkisel yemeklik yağ olan zeytinyağını verir. Uygun koşullarda yetiştirilirse, ekimini izleyen 5-6 yıl içinde, meyve verecek duruma gelir. Zeytin ağacının verimli hale gelmesi, 20 yılı bulur ve giderek de verimi artar. 35-150 yıl arası, ağacın olgunluk ve tam verim dönemidir. Sonra, daha yüzlerce yıl yaşar. Oldukça uzun bir yaşamı vardır.

'Kömüre alternatif, temiz enerjiyi öneriyoruz'

Ülkemizdeki zeytinlik alanların yüzde 75’e yakını meyilli alanlarda, geri kalan yüzde 25’i az meyilli ve taban arazilerdedir. Zeytin ağacı diğer meyve ağaçlarına göre toprak istekleri bakımından çok seçici değildir. Genellikle diğer ürünlerin yetiştirilemediği ekstrem koşullarda yetişebilen bir bitkidir. Biz sadece 'Zeytinliğimize dokunma!’ demiyoruz. Kömüre alternatif, temiz enerji 'prina'yı öneriyoruz. Zeytin ağacı meyvesinin fiziksel işlemler uygulanarak yağının ve suyunun büyük kısmı alınmış küspesidir.

Zeytinden elde edilecek pirina ve yağ miktarı her ne kadar yetiştirme tekniğine, zeytin çeşidine ve yağa işleme vb. durumlara bağlı ise de ortalama olarak 100 kg zeytinden 15-22 kg zeytinyağı ve 35-45 kg pirina elde edilebiliyor. 100 kg pirinadan ortalama 60-70 kg yağsız kuru pirina elde edildiği ve enerji değeri 4000 kCal/kg olan pirinanın yakacak olarak kullanılması gerektiği görülmektedir.

'Zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan atıklar enerji olarak değerlendirilebilir'

Yakıt Yağı kalmayan pirinaysa, artık tam bir posadır. Bu posa, ya doğrudan işyerinin ocağında yakıt olur ya da silindir biçiminde preslenerek kurutulur (pelet) ve dışarı satılır. Ayrıca, pelet küllerinden de, yüksek oranda potasyum oksit taşıdıkları için, gübre olarak yararlanılabilir.

Yurdumuzda  pirinanın kullanım yerleri; ekstraksiyon fabrikalarında, zeytinyağı üretim bölgelerinde zeytinyağı fabrikalarında sıcak su kazanlarında, pirina yağı fabrikalarında sistem için gerekli sıcak su ve buhar imalinde, kireç ocaklarında, merkezi kalorifer sistemlerinde ve sanayi kuruluşlarında buhar, kızgın yağ kazanlarında yakıt olarak kullanılmaktadır. Sonuç olarak zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan atıklar aslında enerji olarak değerlendirilebilir.

'Zeytin küspesi enerji olarak geri dönüştürülebilir'

Yaklaşık 20 yıl önce zeytin ağaçlarıyla kaplı olan Güney İspanya’nın Endülüs bölgesinde pirinadan elektrik enerjisi üretmeye başlayan bir firmadan sonra, artık İtalya, Yunanistan, İsrail gibi ülkeler pirinadan elektrik üretiyorlar. Biyokütle olarak pirinanın tercih edilmesinin başlıca nedeni ise yandığında ulaştığı yüksek kalori değeri ve yanma işlemi sonundaki yok denecek kadar az olan kül miktarıdır. 

Zeytini olmayan Kuzey Avrupa Ülkeleri bile pirina ithal ederek pirinadan elektrik enerjisi üretme yoluna gitmişler. Örneğin; İngiltere, 2003 yılından bu yana elektrik üretimine ithal pirina ile katkıda bulunuyor.

Türkiye’de güneş ve rüzgardan elde edilebilecek temiz enerjiye kıyasla pirinadan elde edilebilecek temiz enerji potansiyeli az gibi görünse de bir atık olan pirinanın doğaya zarar vermeden enerji olarak geri dönüşümü bu tür projelerle sağlanmış olacaktır. Kömürün hem doğaya ve canlılara verdiği yıkıcı zarar hem de çıkarılması esnasında ölümle bile sonuçları olan bu madenin enerji üretiminde kullanılmaması gerekir."