İkizköy'de direnenler kazandı: Ne zeytinliklerimizi ne Akbelen Ormanını vermeyeceğiz!

İkizköy'de YK Enerji'nin dün zeytinlikleri hedef alan saldırısına geçit verilmemişti. Direniş sonrası şirket geri adım atarken, konuya ilişkin bir açıklama geldi.

Haber Merkezi

Muğla'nın Milas ilçesindeki İkizköy’de yapılması planlanan kömür madenine karşı mücadele sürerken, 2017'de kamulaştırılan bölgedeki zeytinlikler kesilmeye başlanmış, yurttaşlar saldırıya karşı direnişe geçmişti.

Dünkü kararlı mücadele sonuç verirken, alandan koparılan ağaçlar bugün yeniden bölgeye getirildi.

Yaşananlara ilişkin bir açıklama yapan İkizköy KARDOK Derneği adına Nejla Işık ve İkizköy Çevre Komitesi adına Deniz Gümüşel, sürece ilişkin bilgi verdi, gelinen son durumu aktardı.

Açıklama şöyle:

31 Mart Perşembe sabahına kötü bir haberle uyandık. İkizköy’ün kamulaştırılmış Işıkdere mevkiinde 3 yıldır Zeytincilik Kanununa dayanarak kestirmediğimiz zeytin ağaçlarımızın iş makineleri ile katledildiğini duyduk. Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Dağıtım AŞ, 1 Mart günü yayınlanan Maden Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle zeytinlikleri maden faaliyetlerine açılmasını fırsata çevirip, 3 yıldır üstüne titrediğimiz ağaçlarımızı iş makineleri ile söküp attı.

Alana bizden önce gelmiş şirketin özel güvenlik güçleri ile bizimle aynı anda gelen jandarma katledilen zeytinliğe yaklaşmamıza önce izin vermediler. Ama inatla şunu söyledik jandarmaya: “Burası suç mahalli ve suçlular hala alanda. O yüzden biz de burada duracağız. Şirket iş makineleri ile, özel güvenliği alandan çekilmeden burayı terk etmiyoruz.”

Biz haklı savunma eylemimizi yaparken, bize desteğe gelen dostlarımızı alana almamak için özel güvenlik şefi ve personeli hiçbir şekilde hakları ve hadleri olmadığı halde kaba güç uygulayarak, arkadaşlarımızı hırpalayarak, coplayarak alana sokmamaya çalıştı. Bu şiddet gösterisine müdahale eden dostlarımız Volkan Çetin ve Nuri Alkoç ise yerlere yatırılarak ters kelepçelendi ve haklarında hiç işlem yapılmadan saatlerde Jandarma arabasında tutuldu.

Hem arkadaşlarımızın jandarma tarafından hukuksuzca alıkonmasını, hem de zeytinliğe yapılan saldırıyı protesto eylemimiz şirket Işıkdere zeytinliklerinden tamamen çekilinceye kadar, akşama dek sürdü. Bu arada avukatımız Milas Başsavcılığına su duyurusunda bulundu. Diğer bir avukatımız, Milas Kaymakamını arayarak, Jandarma’nın bize değil, hukuksuzca zeytin ağalarını katleden şirkete müdahale etmesi gerektiğini, alanda Şirket tarafından suç işlendiğini aktardı.

Nihayetince, ısrarlı direnişimiz, hukuki girişimlerimiz ve başta ekoloji mücadelesinden dostlarımızın ve tüm halkımızın yeri göğü inleten dayanışması ile YK Enerji Genel Müdürü de dahil olmak üzere tüm personeli iş makinelerini de alıp gittiler.

Geride yaşamdan koparılmış asırlık 17 zeytin ağacı bıraktılar.

Gece boyunca zeytinlik alandaki nöbetimiz sürdü. Dün gece yarısından önce de maden yönetmeliğindeki değişikliğin iptali için İkizköy Kardok Derneği olarak açtığımız dava kapsamında bir kez daha Danıştay’dan Acele Yürütmenin Durdurulması talep ettik.

Bu sabah şirketin bir ara elemanı bizi arayarak zeytinleri dikmeye götüreceklerini söyledi. Hiçbir yere götüremezsiniz, kopardığınız toprağına geri dikin dedik. Şu an alanda dün söküp bir kenara attıkları ağçları tekrar dikmeye uğraşıyorlar.

YK Enerjiye sesleniyoruz: dün bu zeytinleri katlettiniz. Ne yapsanız doğaya ve yaşama karşı işlediğiniz bu suçu örtemezsiniz.

Mülki idarenin başındaki Milas Kaymakamına ve Muğla Valisine sesleniyoruz. Bize bir gözdağı gibi Akbelen Ormanı davamızın olduğu sabah yürürlüğe sokulan yönetmelik kanuna ve anayasaya aykırıdır. Uygulamasını durdurun!

Hükümet yetkililerine sesleniyoruz. İşiniz bu ülkeyi evrensel hukuk ilkelerine, insan haklarına ve Anayasaya göre yönetmektir. Şirketlerin pervasızca doğa katliamı yaparak kârlarına kâr katmasına hizmet etmek dışında bir işlevi olmayan kanun ve yönetmelikler çıkarmaktan, bunu kolluk güçlerinin zoruyla uygulamaya koymaktan vazgeçin.

Bir avuç zengin daha zengin olacak diye kadim zeytinlikleri, zeytin ağaçlarını, ormanlarımızı, vadilerimizi, denizlerimizi talana açtığınız yeter.

Yarattığınız ekonomik krizde belki tek dayanağımız olan zeytinlerimizi bir avuç kömüre vermeyeceğiz. Mücadalemiz hem hukuk ve demokrasi hem yaşam ve doğa mücadelesidir. Vazgeçmeyeceğiz.

Ne zeytinliklerimizi ne Akbelen Ormanını vermeyeceğiz!