Leopard 2 tanklarının Ukrayna'ya sevkiyatı ile Almanya'nın değişen rolü

Alman emperyalizmi İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan statüko ayarları noktasında son derece önemli bir dönemeçte. Almanya’nın Leopard 2 kararı, savaş partisinin başarısıdır.

TEVFİK TAŞ

Alman hükümetinin hiçbir bileşeni ''diplomasi'' kelimesini ağzına almıyor. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un yalnızca askeri danışmanlardan öğüt aldığını yazıyor Almanya'nın sol basını. Ukrayna-Rusya savaşının Almanya açısından geçirdiği evrim, koalisyon partileri arasında Şansölye'nin topa tutulması, diplomasi beklentileri ve ağırdan alma duraklarını geçerek ağır silahların (Leopard 2 tanklarının) Ukrayna'ya sevk edilmesinin onaylanması ile yeni bir boyuta evrildi.

Neues Deutschland gazetesinden Anjana Shrivastava'nın Washington Post yazarı George Will'e atfen yaptığı değerlendirmede, Ukrayna'ya ağır silah sevkiyatı ile yaşanan süreci, İkinci Dünya Savaşı'nın ''dönüm noktası'' olarak kodlanan 1943'e benzediğine vurgu yapılıyor. George Will'in ''tarihin karanlık ironisi'' olarak nitelediği durum, Almanya'nın ağır silah sevkiyatındaki kilit rolüne atıfta bulunuyor.

Anjana Shrivastava, ABD medyasının Şansölye Olaf Scholz'un ''2022 ilkbaharındaki atom savaşı korkusu''nun mevcut durum itibariyle "aşıldığına" dair değerlendirmesi dikkate değer görünüyor. Daha birkaç ay öncesine kadar "Ukrayna savaşı, NATO ile Rusya arasında savaşa dönüşebilir" uyarısında bulunan Scholz'un, büyük oranda ihtiyatlı tutumunu terk ederek, ''zamana yayarak, ağırdan alma'' stratejisinden geri basmasını sağlayan şey nedir?

Atom savaşı olmayacağına Scholz'u kim ikna etti? Ya da Rusya-NATO savaşının gündemde olmadığı kanısı Scholz'da nasıl gelişti?

Lambrecht: Ağırdan alma stratejisinin kurbanı

Ukrayna savaşı bağlamında Scholz'un stratejisini ilgilendiren üç kritik gelişme yaşandı. Ağırdan alma tutumunun koalisyon bileşenleri tarafından ''kararsızlık'' hatta ''beceriksizlik'' olarak topa tutulduğu kamuoyu tarafından biliniyordu.

İki hafta önce istifaya zorlanan Savunma Bakanı Christina Lambrecht, Şansölye Scholz'un en yakınlarından biriydi. Sözü geçen 'ağırdan alma stratejisi'nin kilit ismi Lambrecht'ti ve Lambrecht Scholz'a rağmen bir tutum içinde değildi.

Eski Savunma Bakanı Christina Lambrecht, Alman Federal Ordusu'nun modernize edilmesi olarak kodlanan ancak gerçekte ordunun militarizm yönünde donatılması anlamına gelecek projelere kapalıydı. "Federal Ordu'da yapısal değişiklik olmayacağını" her fırsatta dile getirmiş, modernize etme sürecinin yavaş ilerleyeceğini her defasında kamuoyu ile paylaşmıştı.

Lambrecht, Leopard 2 gibi ağır silahların Ukrayna'ya sevkiyatına karşıydı. Böyle bir adımın, Almanya açısından geleneksel statükonun değişimi anlamına geleceği kanısındaydı. Ayrıca Federal Ordu Genelkurmay Başkanı Eberhard Zorn'la da hemfikir değildi. Genelkurmay Başkanı Zorn, Federal Ordu'nun hızla modernize edilmesi için 24 sayfalık acil bir rapor hazırlamış ve iktidarın gerekli düzenlemeyi yapması gerektiğini savunmuştu.

Ana akım medyanın ağır ve yıpratıcı bir kampanya yürütmesi sonucu istifa etmek zorunda kalan Lambrecht, Scholz için bir geri adımdı. Scholz için ikinci basınç noktası kendisinin Hamburg Belediye Başkanlığı dönemine dayanan akçeli ilişkilerinin yıllar sonra gündeme getirilmesiydi. Yer yer durulsa da her önemli karar eşiğinde bu 'dosya'nın ısıtılıp ısıtılıp dolaşıma sokulduğu görülüyor.

Üçüncü gelişme ise, ABD'nin inisiyatifi ile geçen hafta Ramstein'da yapılan ''Ukrayna Bağlantı Grubu'' adı verilen çalışma grubunun Scholz üzerindeki ''ikna durumu''nu kaydetmek gerekiyor.

Bin 400 hektar alan üzerine kurulu Ramstein ABD üssünde, 8 bin 400'ü asker olmak üzere toplamda 9 bin 200 ABD'li askeri personel bulunuyor. Ramstein'da ABD öncülüğünde oluşturulan Ukrayna Bağlantı Grubu'na bizzat ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in katılarak görev taksimi yapması sonrasında Almanya, Leopard 2 tanklarından 14 tanesinin sevkiyatına onay verdi.

Austin, Scholz'u nasıl ikna etti?

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in Scholz'u ikna eden adımı iki başlıkta tarif edilebilir: Bir, amaç Rusya'nın ''kalıcı olarak zayıflatılması'' stratejisine ikna olmak (zira Almanya'da sosyal demokrasi öteden beri Rusya ile kötü ilişkilere sahip olmak istemeyen bir çizgiyi temsil eder. 'Rusya'nın kalıcı olarak zayıflatılması stratejisi' yaklaşımında Almanya'ya ne gibi güvence ve ayrıcalıkların verildiği ise zamanla ortaya çıkacaktır); iki, Alman tanklarından önce ABD tanklarının (M1 Abrams) Ukrayna'ya sevkiyatının yapılarak Almanya'nın önünün açılması.

Leopard 2 tankları ülkede faal olarak savaş malzemesi üreten beş şirketten biri tarafından üretiliyor. Krauss Maffei-Wegemann şirketi tarafından 3 bin 500 adet üretilen Leopard 2 tanklarının yalnızca 328 adeti Almanya'da bulunuyor. Diğerleri Yunanistan, Polonya ve İspanya'ya satılmış. Ancak ikili anlaşmalar gereği bu tankların kullanımı konusunda Almanya'dan onay almak zorunlu. Ukrayna'ya tank sevkiyatı konusunda Almanya'nın tutumu bu açıdan da kritik. Çünkü Almanya onay vermediği durumda sözü geçen tankları satın alan diğer ülkeler de tankları Ukrayna'ya sevk edemiyor.

Pistorius: Almanya izole olmak istemiyor

Scholz'a yakın olduğu bilinen yeni Savunma Bakanı Boris Pistorius tanklarla ilgili ilk demecinde iki noktanın altını çizdi: Önce ABD tanklarının sevkiyatı beklenecek ve en erken üç ay sonra sevk yapılabilecek.

Yeni Savunma Bakanı Pistorius, Almanya'daki koalisyon hükümetinin sosyal demokrat bileşeninin Ukrayna çizgisini özetlerken izledikleri siyaseti ''gerçekçi'' olarak niteledi. Pistorius, iyi/doğru ya da kötü/yanlış değil de gerçekçi bir hatta durduklarını iddia ederken, bir NATO üyesi ülke olarak Almanya'nın ''görevini yerine getirdiğini" çünkü ''Almanya'nın izole olmamasının" çok önemli olduğunu söyledi.

Bu arada Başbakan Scholz'a en büyük baskının bizzat koalisyon ortaklarından geldiğini belirtmek gerekiyor. Koalisyon hükümetinin küçük bileşeni Hür Demokrat Parti FDP'nin savunma işlerinden sorumlu yetkilisi Maria Agnes Strach-Zimmermann, "cesur Ukrayna halkına" Almanya'nın her türlü destekte bulunmasını sabah akşam haykırıyor. Yeşiller Partisi ise ellerinden gelse Rusya'ya saldırmak için asker göndermeye bile hazırlar.

Baerbock: Savaş sonrasının en militarist Dışişleri Bakanı

Mevcut koşullar içinde Alman düzen siyasetinin en militarist partisi Yeşiller olarak öne çıkıyor. Yugoslavya ve Afganistan'da ''önleyici saldırı'' konsepti ile başlayan militarizm özlemi, Yeşiller Partisi’ni Alman emperyalizminin en saldırgan ekibine evriltti. Alman emperyalizminin görece ihtiyatlı bölmesini oluşturan sosyal demokratlara karşı Yeşiller, iç siyasette ''darbe gerekçeli'' polisiye operasyonlar düzenlerken, dış siyasette liberal özgürlükleri koçbaşı yapan hırslı çıkışlara hazırlanıyor. Yeşiller Partisi’nden Dışişleri Bakanı Baerbock, İkinci Dünya Savaşı sonrasının en militarist özlemli bakanı olarak tarihteki yerini şimdiden aldı.

Leopard 2 tanklarına itiraz eden iki parti: Sosyalist Die Linke ve faşizan AfD

Leopard 2 tanklarının Ukrayna'ya sevkiyatı kararı ile Almanya'nın değişen rolüne karşı istikrarlı bir şekilde karşı çıkan iki Federal Meclis üyesi parti var: Die Linke ve AfD.

Die Linke, parti içindeki ''kanatlı'' yapıdan kaynaklı kimi çatlak seslere sahip olsa dahi, Ukrayna-Rusya savaşında savaştan uzak durulması gereğini dile getiren iki partiden biri. Die Linke Sözcüsü Amira Mohammed Ali, Leopard 2 başlığında yaptığı açıklamada şunları söyledi: ''Almanya'dan istenen buzdolabı değil, cinayet aletidir. Alman tankları Ukrayna'da paletlerini hareket ettirmeyecektir.''

Die Linke içinde etkili bir kanat sözcüsü olan Sahra Wagenknecht, savaşın başından beri diplomatik diyalog süreçlerinin işletilmesinden yana olduğunu dile getiriyor. Yeşiller Partisi’nden Dışişleri Bakanı Baerbock'un silah tekellerinin ve savaş lobilerinin taleplerini uygulayan biri olduğunu her defasına dillendiren Wagenknecht, ağır silah sevkiyatının başlamasının burada kalmayacağını ifade ediyor. Bu sürecin denizaltılar, askeri jetler, ağır bombalar ile devam ederek nihayetinde Alman ordusunun Rusya cephesine gönderilmesine kadar ilerleyeceğini belirtiyor.

AfD gerçekten militarizm karşıtı mı?

Alman düzen siyasetinin "sıra dışı partisi" Almanya İçin Seçenek (AfD) ise temsil ettiği sermaye kesiminin önceliklerine göre hareket ederek, Almanya’nın ABD'nin yörüngesinden çıkmasını savunuyor. Antiemperyalist olduğundan değil, emperyalizmin dümeninin ABD'nin elinden alınıp, Almanya'ya verilmesinden yana olduğu için. Emperyalist piramitte statüko değişikliğini talep eden AfD kurmaylığı, ABD'nin sallanan önderliğini daha da sallamak misyonuyla hareket ediyor. Savaş konusunda itidallı görünmesinin asıl nedeni bu.

AfD'nin asıl derdinin Alman emperyalizmini İkinci Dünya Savaşı'nda itildiği yerden çıkarıp, ''birinci lige" taşımak olduğunu saptamakta yarar var. Böyle olmasaydı, siyasette militarizme karşı çıkardı. Oysa AfD, militarizmden yana olduğunu her defasında şiddetle ifade ediyor. Sınırları kapatmaktan, ''yabancı'' nüfusu azaltmaya, mültecileri sınır dışı etmeye kadar pek çok başlıkta şoven ve militarist bir hat izliyor. Ukrayna savaşındaki bu itidalli tutumunun nedeni ise çok açık ki, ABD'nin manevra alanına Alman emperyalizmini sokmak istememesidir.

Alman emperyalizmi için önemli dönemeç

Alman emperyalizmi İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan statüko ayarları konusunda son derece önemli bir dönemeçte. Bu ayarlar, ''tabuları yıkmak'' gibi pek gösterişli ambalajlar içinde pazarlanıyor. Leopard 2 gibi ağır silahların ülke dışına sevke edilmesi kararı, ister sosyal demokratların utangaç emperyalizmleri açısından olsun ister Yeşiller gibi totalitarizm karşıtlığı makyajı içinde olsun, önü sonu militarizme ve emperyalist savaşlara açılacaktır. Leopard 2 kararı, savaş partisinin başarısıdır. Bugün bu savaş partisini daha az istekli SPD ile daha çok istekli Yeşiller temsil ediyor. Yarın bu görev kaçınılmaz olarak AfD'ye teslim edilecektir. İkna olmayan, 1933 öncesine baksın.