SSCB'de tohumları atılan ilk Latin grafikli Kürtçe alfabe, Celadet Alî Bedirxan’ın 15 Mayıs 1932’de Şam’da çıkardığı Hawar dergisiyle sonuçlandı. 15 Mayıs bu nedenle Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor.
Özkan Öztaş
93 yıl önce, 15 Mayıs 1932’de Şam’ın dar sokaklarında bir ateş yakıldı. O ateş, sürgünde, yoklukta, baskının gölgesinde bir halkın diline, kültürüne, varlığına sahip çıkışının kıvılcımıydı.
Celadet Alî Bedirxan, Kürt tarihinde Latin harfleri ile yayınlanan ilk ürünü olan Hawar dergisiyle bu kıvılcımı bir yangına çevirdi. Bugün, o yangının adı Kürt dil bayramı olarak kutlanıyor.
1917 Ekim Devrimi’yle Sovyetler Birliği'nde filizlenen eşitlik tohumları, Kürtler için de yeni bir sayfa açmıştı. Çarlık Rusyasının “halklar hapishanesi” yerle bir olmuş, Kürt emekçileri sosyalizmin bayrağı altında diline, kültürüne kavuşmaya başlamıştı.

Sovyet Kürdologları, fabrikalarda, maden ocaklarında alın teri döken Kürt işçilerin konuştuğu Kürtçeyi esas aldı. İsahak Maragulov ve Erebê Şemo’nun öncülüğünde, 1928’de Latin grafikli bir alfabe doğdu. Bu alfabe, tarihin en uzun soluklu Kürt gazetesi olan Riya Teze (Yeni Yol) gazetesinden binlerce kitaba, dergiye, broşüre can verdi. Erebê Şemo’nun yazdığı Şivana Kurmanca, yani Kürt Çoban, tarihin ilk Kürtçe romanı olarak o yıllarda SSCB'de doğdu.
Roman, Şemo'nun kendi hayatında olduğu gibi bir çobanın sosyalizmle tanışmasıyla başlayan destanını yazıyor.

Sovyetler Birliği'nden sonra bir diğer adım Suriye'nin başkenti Şam'da gelmişti. Celadet Alî Bedirxan, sürgünün, imkânsızlığın ortasında, Kürt mahallesinde eşrafı topladı. Ne para var, ne matbaa, ne de birleşik bir alfabe! Kürtçe, dört ülkede üç farklı alfabe ile bölünmüş, yasaklanmış, inkar edilmişti.
Bedirxan, Avrupa’da aydınlanmanın izini sürmüş, Roger Lescot’la Kürt dilinin gramerini çalışmıştı. Sovyetler Birliği'nin Kürtçe için hazırladığı alfabeyi baz aldı, eksiklerini giderdi, Latin harflerini modernize etti.
Takvimler 15 Mayıs 1932'i gösterdiğinde Hawar okurlarla buluşmuştu. Latin harfleriyle yazılmış ilk Kürtçe dergi, bir halkın feryadını, umudunu, direncini taşıyordu. Hawar aynı zamanda Türkçe'de "imdat" manasına geliyordu.

Hawar, sadece bir dergi değildi; bir okuldu, bir mücadele alanıydı. Celadet’in yanında Osman Sabri, Cegerxwîn, Nurettin Zaza gibi isimler vardı. 57 sayı boyunca, 1943’e dek, hem Kürtçe hem Fransızca yayımlandı. İlk 23 sayısında, halka ulaşmak için bir yanı Latin, bir yanı Arap harfleriyle çıktı. Dönemin Kürt aydınları ellerindeki tek bir araçla, bir dergiyle koca bir halkı Latin alfabesine taşımaya çalışıyordu.
Gizli yollardan Türkiye’deki Kürtlere ulaştırıldı, edebiyattan tarihe, sanattan dilbilime her alanda üretimleri bir araya getirdi. Hawar, Kürt aydınlarının bir buluşma mekanı olmuştu.
Bugün, 15 Mayıs. Tarihte Latin harfleri ile yayınlanan ilk Kürtçe derginin, yasaklara, işkencelere, sürgünlere rağmen bugüne aktardığı mirastır. Köklerini Sovyetler Birliği'nden alan çalışmaların Kürt aydınları tarafından nihayete erdiği gündür.
Vaktiyle konuştuğu kelime başına para cezası ödeyen, aşağılanan, yok sayılan emekçiler yıllar içinde bu dile sahip çıktı ve geliştirdi. Batı klasiklerinden Kürt destanlarına, Marksist eserlerden kültür-sanata Kürtçe üretti, çevirdi, söyledi.

Sovyetlerde yakılan meşale, Şam’da parladı.
Kürt tarihindeki ilk ve önemli adımlar Sovyetler Birliği’nde atıldı. 1917 Ekim Devrimi’yle Kürtler eşitlik bayrağı altında dil ve kültürlerine kavuştu; 1928’de Latin grafikli ilk Kürtçe alfabe doğdu; Erebê Şemo’nun Şivana Kurmanca adlı eseriyle ilk Kürtçe roman yazıldı; 1930’da Riya Teze gazetesi yayın hayatına başladı ve SSCB’nin dağılışına dek sürdü; anadilde ücretsiz eğitimle çocuk kitapları üretildi, kadınlar her alanda var oldu, Erivan Radyosu Kürtçe yayınlarla halkın sesi oldu.
Bu adımları takip eden Kürt aydınlarının Şam'da yayınladıkları Hawar Dergisi bugün kullanılan Kürtçe Latif alfabesinin son halini verdi. O vesileyle de Kürt Dil Bayramı olarak kutlanmaya devam ediyor.